Biz 24 yıl önce hayatımızın dönüm noktasını yaşamışız. Aynen bu yıl Hatay'da Antakya'da Gaziantep gibi pek çok şehirde yaşayanlar gibi 17 bin kişinin öldüğü belirlenen ama belirlenen sayının çok üzerinde kişinin etkilenip kayıplar verdiği, sonrasında boşanmaların, kayıpları nedeniyle psikolojik sorunlarıyla boğuşanların olduğu, 1999 felaketini yaşayalı tam koca bir 24 yıl.
Çok sevdiğimiz arkadaşlarımızın cansız vücutlarının çıkarılışını izleyip, bu sırada ruhsuz bakışlarla çaresizlik içinde 6 ay evsiz ve işsiz yaşadıktan sonra donuk bakış açısından kurtularak ailemizde kayıp olmamasının getirdiği şükürle henüz 8 ve 13 yaşındaki çocuklarımız için iyi olanı bulma arayışı içinde şehir şehir gezip İzmir'de karar kılışımız. Ev ve iş yerlerimizi kiralarken elimizde deprem mağduru belgesi olmasına rağmen insanların umarsızca davranarak mutlaka depozito ve emlakçı ücretini tam istemeleri, acımasızca maddi imkanlarımızın bir anda yerle bir olduğunun yüzümüze hoyratça tekrar ve tekrar hatırlatılması... Yok biz bu kadar umarsızlıkla yaşayamayız diyerek geriye dönme isteğine rağmen çaresizlikten kalma zorunluluğu…
Yalnız, parasız, evsiz ve mutsuz geçen 6 ay sonrasında İzmir’de tuttuğumuz eve getirilen kırık dökük ve çalışmayan cihazlarla, çayın ve şekerin yerini bulamadığımız için; bulsak da ocak olmadığı için gazete sererek mahalle bakkalından alıp yediğimiz zeytin, peynir ve ekmeğin lezzeti ve mutluluğu hala damağımda... Çocuklarımın yanı başımızda olmasının getirdiği mutluluk ve eşimle yeniden yeni bir evde birlikte olmanın huzuru...
Tüm cihazlar deprem sırasında ani voltaj değişiklikleri nedeniyle bozulduğu için 2 ay camlara yapıştırılan gazete parçaları. Kimseleri tanımadığımız bu şehirde kapımızın çalınmamasına rağmen mutlulukla uyandığımız Kurban Bayramı sabahı ve ardından kapıya getirilen bir parça etle hoş geldiniz diyen bir komşu… Komşumuz verdiği etin ailemizin en az 3-4 aylık yemeğini sağladığını, onlara ne kadar minnettar olduğumuzu biliyor mudur?
Yeniden ayağa kalkmak için verdiğimiz çabalar... Çocuklarımızda ve bizde yıllarca süren ve hala sürmekte olan travma... Bir yıl sonra yaşadığımız onca travma ve yalnızlık nedeniyle yakalandığım hastalık... Ama en önemlisi çekirdek aile bütünlüğümüzün kopmamacasına kenetlenmesi...
Bu satırları ele aldığım gün 17 Ağustos 2023.
Geriye dönüp baktığımda ne çok şey yaşamış, ne çok şey başarmış, ne kadar çok mutlu olmayı becermiş olduğumuzu düşünüyorum. Tüm bu başarılara rağmen hala eşim de ben de gece uyanıp sağlıklı mı diye diğerini kontrol edip 'yanımda çok şükür' diyoruz.
Çocuklarımız kocaman insanlar olmalarına rağmen, farkındasız diğer anne babalara rağmen daha kontrolcü olup onlar için kaygılanıyoruz.
İlk kez 24 yıl öncenin hayatımızın dönüm noktası olduğu gerçeğiyle yüzleşiyorum. Bu tarz olayların merkezinde yaşamış olanların asla eskisi gibi yaşayamayacaklarını, merkezinde olmayanların bile travma düzeyinde etkilendiği doğa olaylarının etkilerinin devam edeceğini ancak olaydan dersler çıkarıp gerekli önlemlerin kişisel çıkarlar uğruna alınmayacağını gördük. Depremin merkezinde yaşayanlar henüz dün gibi yaşamlarının kayıplarını değerlendirirken, uzaktan izleyenler günlük yaşamlarına çoktan döndüler.
Kayıp vermememizin ne büyük şans olduğunun bilinciyle Hatay depremini yaşayanların ve bizim kadar şanslı olanların önünde aşmaları gereken sorunlar ve şanslı olduklarını bilmelerinin getirdiği mutluluklar olduğunu düşünüyorum. Biz bu şansın farkına varıp aile olarak kenetlenenlerdeniz.
Umarım bu büyük depremi yaşayanlar geçmişte olanlardan dersler çıkarıp geleceğe odaklanırlar.
SESİMİ DUYAN VARMI!!!!