Bilge bir doktor, en iyi ilacın ' ilgi ve sevgi ' olduğunu söylemiş. Ya işe yaramazsa diye sormuşlar. Gülümsemiş ve şöyle yanıt vermiş: "O zaman dozu arttırın..." Acının, üzüntünün, sevincin, sevginin, mutluluğun yani kısaca tüm duyguların yaydığı bir enerji vardır. Einstein’ın uzay ve zamanın doğrusal değil, görece olmasını saptamasından sonra, yani “izafiyet teorisi”nin ortaya çıkmasından sonra, enerji ile maddenin birbirlerinin yerini tutabileceği sonucu doğdu.  Madde olarak gördüğümüz her şey enerjidir. Bazen bir mekana gireriz içimiz daralır kaçarız. Bazen oturduğumuz yer öyle huzur verir ki kalkmak istemeyiz. Kalkmak istemediğimiz o yerde bazen öyle bir insanla karşılaşırız ki, hiç elektrik alamadım, yanında çok huzursuz oldum, deriz. Bir an önce yanlarından uzaklaşmak isteriz. Bazen de öyle insanlarla karşılaşırız ki, etraflarına ışık saçıyorlardır. Bu iki tip insanın yaşam enerjileri bilinç seviyeleri ile doğru orantılıdır. Sevginin tek yasası koşulsuz olmasıdır.  Sevgi; hislerle doğar, akılla büyür ve vicdanla olgunlaşır.  İnsandaki yaratıcı gücünü besleyen şey sevgidir. Hayatın kaynağı sevgidir.  Sevgiyi bilenler karanlıkta bile görebilenlerdir. Sevgisiz bir yaşam, felaketlerin, talihsizliklerin, acıların, maddi ve manevi yığını olacaktır.  Sevgi, huzurumuzun ve mutluluğumuzun esas sebebidir.  Sevgi, davranışlarımızı şekillendiren ve yönlendiren temel güçtür.  Sevgi, bizi ve dünyayı birbirine bağlayan en güçlü bağdır.  Sevgi, yaşamın başlangıcıdır.  Gerçekten sevmek, öğrenilmesi gereken, bilgi ve beceri esasları olan ruhsal bir dünyadır. Bir şeyi sevilmeye değer bulursak onun güzelliklerine odaklanırsak onun bize katacağı huzurun farkına varırsak, onu gönülden seversek, sevginin üstünlüğüne varıp, merhametli, fedakar, hoş görülü, sabırlı, kötülüğe kilit, iyiliğe anahtar bir kişilikte zemin buluruz.  Sevgi, bir duygu durumu değil, bilinç düzeyi ve enerji biçimidir. Yaşam koşulları gereği bazen sevmeyi unuttuğumuz, odak noktamızın acıya döndüğü zamanlar oluyor ne yazık ki. Doğa olayları, acılar, kayıplar, ruhsal dünyamızın iniş çıkışları nedeniyle kötülüğe kilit vuramadığımız zamanlar yaşayabiliyoruz.  Özellikle 6 Şubat 2023 gecesi ve devamında yaşanan acılı günler, yaşam enerjimizin düşmesine neden olan yaraları sarmak için gerekli bilinç seviyemizi geriye çekerken, diğer taraftan iyiliğe anahtar olmaya çalışıp tek yürek olmayı başaran bir bilinçle buluştu.  Geçen süreç, acıları asla unutturup, azaltamaz!  Ancak sevginin gücü, merhem olup, dozu artan sevgiyle sarmalandığı sürece ışık olup, yaşam enerjimizin tamirini mümkün kılacaktır.  Bir daha asla yaşam enerjimizin düşmeyeceği ışıklı günler görmek dileğiyle...