Seçimlerin ardından aldığı oy oranıyla hüsrana uğrayan Meral Akşener, genel başkanlığı bırakarak kongre kararı kalmıştı. Akşener kongreden sonra sessizliğini korurken, 5 Haziran günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesiyle siyaset gündemine oturdu. İYİ Parti kanadında ve seçmende rahatsızlığa neden olan görüşmenin sancılarının hala devam ettiğini söyleyebiliriz.
İYİ Parti eski genel başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi ve herhangi bir açıklama yapılmaması İYİ Partililer de rahatsızlık yarattı. İYİ Parti kurucularından ve Akşener'in tutarsızlıklarından dolayı partisinden istifa Aytun Çıray da sitem ederek seçmeninden özür diledi. Tüm bu gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?
İYİ Parti'nin kuruluş günlerine giderek süreci görmemiz lazım. Meral Akşener önce MHP genel başkanlığına aday oldu. Yapılması gereken kongre bir takım mahkeme kararlarıyla ertelendi. Akşener'in kazanacağı görülen MHP seçimi yapılamadı ve yeni parti kurulma yoluna gidildi. Parti kurulurken Meral Akşener merkez sağda bir oluşum gerçekleştirerek bir anlamda AK Parti'nin alternatifi oldu. Çünkü o dönemde seçmen ikiye bölünmüştü, ya AK Parti'ye ya da CHP'ye oy veriyordu. Özellikle de geçmiş dönemde ANAP ve DYP'ye oy veren seçmen kitlesi AK Parti'ye oy veriyordu. Çünkü merkez sağda bir parti yoktu. İlk kuruluşuna baktığınız zaman Aytun Çıray da merkezi temsil eden kişilerden biri olarak kurucular kurulunda yer aldı. İYİ Parti kurulurken birçok engellerle karşılaştı çünkü biliniyordu ki merkez sağda böyle bir partiye ihtiyaç vardı. Meral Akşener, eğer bu bir rol ise bugünlerde artık myle yorumlanıyor, o dönemde rolünü çok iyi oynadı. Hatta yüzde 18'lere kadar oy oranları yükseldi. AK Parti ilk defa karşısında İYİ Parti ve CHP bloğunu gördü. Seçimleri CHP'ye karşı farklı bir şekilde kazanan AK Parti ilk defa zorlanacağını hissetti. Ve karşı tarafta Millet İttifakı'na karşı Cumhur İttifakı'nı oluşturdu.
Cumhurbaşkanlığı sürecine girdiğimiz zaman Türkiye bambaşka bir Meral Akşener görmeye başladı. Bana göre, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önceki, sonraki ve bir de yerel seçimlere giderken ki Meral Akşener politik zigzaglarına iyi bakmamız lazım.
Meral Akşener'in çizgisi değişti dediniz, bunu biraz açabilir misiniz?
Masadan kalkış süreci dahil Akşener çok farklı tepkiler gösterdi. Kimine göre doğru, kimine yanlıştı diyenler oldu. Akşener için soru işaretleri oluştu. Bugünlerde Akşener'e karşı çıkan Aytun Çıray, o günlerde de yanında yer aldı ve masaya dönmesinde de büyük etkisi olmuştu. Ancak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bambaşka bir Meral Akşener tablosu karşımıza çıkmaya başladı. Meral Hanım özellikle de yerel seçimlere 4-5 ay kala “seçimlere tek başımıza gireceğiz, rüştümüzü ispat edeceğiz” gibi demeçler verdi. Bu sırada Akşener’in ailesi ile ilgili farklı dedikodular gündeme gelirken, MHP lideri Bahçeli de ‘evine dön” diye çağrıda bulundu. Akşener tüm bu olayların ışığında seçimlere girdi ve umduğu sonuçları bulamadı. İYİ Parti’ye oy veren birçok seçmen yerel seçimlerde CHP’ye oy verirken, oy oranları da yüzde 3’lere düştü.
ASLINDA AKŞENER HEP AYNIYDI!
Siz görüşmenin kimseye haber verilmeden yapılmasını manidar mı buluyorsunuz?
Olayların bütününe baktığımız zaman önümüzdeki günlerde, özellikle de anayasa değişikliği söz konusu olduğunda mecliste bazı dengeler değişirse anayasa değişikliği matematiksel olarak referanduma gitmeden de gerçekleşebilir. AK Parti çizgisinden gelen ve Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde milletvekili olan 40 kişiden bir kaçının fire verdiğini düşünsek bile, bugünlerde de Meral Akşener’e yakın isimlerin istifa edip AK Parti’ye geçeceği söylemlerini de dikkate aldığımız zaman görülüyor ki Akşener şu anda farklı bir misyon üstlenmiş. Tayyip Erdoğan’ın yanında yer alarak, ilk yola çıktığı dönemdeki Meral Akşener’den 180 derece dönmüş bir Meral Akşener karşımızda görüyoruz. Bu da tabii ki bütün siyasi dengeleri bozuyor. Siz şu anda İYİ Parti’nin onursal başkanı gibi bir yerde duruyorsunuz ama o partinin genel başkanına büyük saygısızlık yaparak iktidarla görüşme yapıyorsunuz. Kendi adınıza da olsa belli saygı kuralları çerçevesinde partinizin genel başkanına bilgi vermek zorundasınız. Çünkü teşekkür ziyareti değil, siyasi bir görüşme yapıyorsunuz. Hala da ne konuşulduğu açıklanmıyor, bu konuyla ilgili bir sürü dedikodu ve tahmimler yürütülüyor.
ÇIRAY SİTEMİNDE HAKLI
Aytun Çıray da siteminde çok haklı çünkü kendini kandırılmış gibi hissediyor. Çıray’ın seçimlere girmemesinin sebebi de buydu. Çünkü merkez sağda yetişmiş bir siyasetçi olarak merkez sağda oluşumun olması en büyük arzularından biriydi. Onun gibi birçok merkez sağdan gelen isimler tasfiye edildi. Meral Akşener’in çizgisini çok fazla değiştirdiğini gördü. Aslında bazı kişilere göre de zaten Meral Akşener'in geçmişi böyleydi, herkes değişen değil değişik görünmeye çalışan bir Meral Akşener'i gördü.
ARTIK LİDER OLAMAZ
Meral Akşener şu anda farklı bir misyon üstlendi ki bu anayasa değişikliğinde farklı bir rol oynayacağını gösteriyor. Bu görüşme de onun sinyalleri. Ama bu kadar değişken politikaların altında ne yattığını da Akşener’in bizzat kendisinin topluma açıklama yapması lazım. Çünkü sonunda binlerce insan Meral Hanım’a güvenerek ve inanarak o partiye oy verdiler. Akşener eğer seçmene saygısı olan bir siyasetçiyse yapılan görüşmenin içeriğinin topluma bizzat kendisi açıklamak zorundadır. Eğer Meral Hanım siyaset yapmayacak dahi olsa seçmenine açıklamalar yapmak zorundadır. Meral Hanımın bundan sonra siyasi bir yaşamı olacağını düşünmüyorum. Hele bir partinin lideri gibi bir vasfı artık hiçbir zaman üstlenemez. Kısacası Meral Akşener'den bir daha genel başkan olmaz, bu misyonunu bitirdi. Çünkü kendisine güvenenlere çok büyük saygısızlık yaptı ve güven erezyonu yarattı.
TÜRK HAZİNESİ ZARAR GÖRECEK
Yunan Adaları'na kapı vizesinin başlaması Türk turizmini nasıl etkiliyor?
Bu durum tek bir cümleyle açıklanamaz. Evet şu anda Yunan Adalarına inanılmaz bir talep var. Birincisi, belki bu kadar yoğunluğu Yunanlılar bile tahmin etmemişlerdir. İkincisi Türkiye’nin turizmden bir döviz geliri beklentisi var ama başta adalar olmak üzere yoğun Türk turistlerin dışarı çıkmasıyla da yoğun bir döviz gideri oluşuyor. Şu anda kimse bunu hesaplamıyor. Üçüncüsü de rakamsal olarak fiyatları karşılaştırmaları. Yunan Adaları Türkiye’deki birçok sayfiye kesimindeki fiyatlardan çok daha ucuz. Otel fiyatında da böyle, yemek fiyatında da, alkol ve alışverişte de rakamlar çok uygun. Türkiye şu anda Euro’nun 35 TL, doların 33 TL olduğu bir dönemde bile Yunan Adaları’nda parayı bozdurduğunuz zaman neredeyse yarı fiyatına tatil yapıyorsunuz. İnsanlar da haklı olarak Türkiye ve Yunanistan fiyatlarını karşılaştırdığı zaman Türkiye’de Yunanistan'da ödeyeği rakamdan iki katı fiyat çıkıyor. O zaman da Yunan Adaları’nı tercih sebebi oluyor.
TATİL YAPMAK VATANDAŞIN HAKKI
Her şey dahil otellere giden turistler artık otel dışına çıkıp para harcamamaya başladılar. Bu hayat pahalılığı Türkiye’ye büyük zarar veriyor. Oteli geçtim tatil için pansiyon tercih eden vatandaş bile artık tatil yaparken kara kara düşünüyor. Türkiye’deki hayat pahalılığı önlenemezse, bunun zararını hem turizmci hem de döviz bazında Türk hazinesi görecek. Çünkü şu anda Türkler de yurtdışında döviz harcıyor. Siz bir yerde “Kemeraltı’nda dilenip Hisarönü’nde bahşiş vermek” tabirindeki gibi yapıyorsunuz. Turist gelsin diyorsunuz size 30-40 milyon turist geliyorsa, çok büyük rakamlarda da Türk turist de adalara giderek para harcıyor. Turizm Bakanlığı’nın bu hesapları iyi yapması gerekiyor. Kapı vizesinin vatandaşa çok büyük faydası olmuş olabilir ancak turizmci ve esnafa darbe olacağı gözle görülüyor. Ancak burada vatandaşın hiçbir günahı yok, çünkü vatandaş cebindeki paraya göre tatil yapmak istiyor. Burada tek haklı olan vatandaş.