KOSBİ Kemalpaşa’daki tarım topraklarının nasıl katledildiğinin anlatıldığı kitabında çok geniş bir yeri de eski Ulucak Belediye Başkanlarından Mehmet Türkmen’e ayırmış.
Kitapta o gün yürürlükte olan yönetmelik ve kanunlar uygulanmasın, biz yaptık oldu kafasının kanunlara karşı ne kadar abdalca işler yapmaya çalışıldığının itiraflarını, kitabının birçok sayfasında rahatça okuyorsunuz.
KOSBİ’CİLER hazırlattıkları bu yayında;
Çok iyi bir siyasetçi ve çok dürüst bir insan olan Mehmet Türkmen’in o yıllarda hakkının nasıl yendiğini, ona nasıl haksızlık edildiğini, hiçbir suçu yokken adının nasıl “Mühür Mehmet”e çıktığını, kendileri yazdıkları satırlarda adeta itiraf ediyorlar.
Mehmet Türkmen benim 30 yıllık dostumdur. Belediye başkanlığı dönemini de daha sonraki yaşantısını da çok iyi bilirim.
Hangi dostuma böylesine iğrenç bir haksızlık yapılsa kimse benim sessiz kalmamı beklemesin.
Akılları sıra Türkmen’i yazdıkları kitapta suçlu ilan etmeye kalkarken hiç farkında olmadan onu çok güzel bir şekilde aklamışlar.
Mehmet Türkmen’in belediye başkanı olduğu dönemde KOSBİ’de yöneticilik yapanların ve İzmir’i yönetenlerin, Mehmet Türkmen’den yasaları “görmezden gel” baskıları ve isteklerinin nasıl temelinin olmadığı mahkemelerin verdikleri kararlarla belgelenmiş.
Bunların hepsi bir itiraf gibi kitapta var.
2000 yılından 2011 yılına kadar KOSBİ ve Ulucak Belediyesi arasında adeta yetki savaşı yaşanmış.
Ulucak Belediyesi tam 4 kez KOSBİ’nin tüzel kişiliğini iptal ettirmiş.
Peki, insana sormazlar mı?
Mahkemeler neden 10 yılda, hep Ulucak Belediyesi ve onun başkanı Mehmet Türkmen’i haklı bulmuş diye.
Ha, bu arada o dönemdeki KOSBİ yönetimi ve yerel basın tek suçu kanun ve yönetmelikleri uygulamak olan Mehmet Türkmen’in adını “ Mühür Mehmet”e çıkartarak adeta onu toplum nezdinde suçlu gibi göstermeye çalışmışlar.
Gelin, KOSBİ kitabının sayfalarında Ulucak Belediye’si ve Mehmet Türkmen’in ne kadar haklı olduğunun anlatıldığı ve adeta onları aklayan satırlara birlikte bakalım.
Sayfa (16) başlık “Açılan iptal davaları sanayiciyi canından bezdiriyor” ve arkasından itiraf gibi paragraf geliyor:
“Yasanın çıktığı 2000 yılından Islah Organize Yönetmeliği’nin çıktığı 2011 yılına kadar belediye tam 4 kez KOSBİ’nin tüzel kişiliğini iptal ettirdi.’’
Yazı devam ediyor;
“O dönem Doğru Yol Partisi Genel Başkanı olan Mehmet Ağar bile partilisi olan Mehmet Türkmen’e söz geçirtememişti.”
Bu cümleden ben şunu anlıyorum. Ağar, partilisi Belediye Başkanı Türkmen’e: “Yasaları görmezden gel. Sana ne. Bırak herkes istediğini yapsın. Allah’ın tek doğru kulu sen misin? Bu işlere karışma diyerek bir anlamda başkandan suç işlemesini mi istemiş.”
Yalnız Mehmet Ağar değil. Bakın KOSBİ’nin tarihi itiraflarını yazdığı kitabın (18) sayfasından çok ilginç başka bir cümle:
“Valiler, Sanayi Bakanları, parti yöneticileri değişiyor, projeler yapılıyor, bilim insanlarının yerel medyanın da katkı sunduğu ortak akıl buluşmaları gerçekleşiyor ama Ulucak Belediye Başkanı’na kimse söz geçiremiyor.’’
Vay be Mehmet Türkmen “sen neymişsin be abi’’ demeden duramıyorum.
İsmi haksız ve adaletsiz bir şekilde “Mühür Mehmet’e’’ çıkan Ulucak Belediye Başkanı Türkmen bu gücü nereden alıyordu?
KOSBİ’ciler bunu hiç mi düşünmediniz?
Bakanıyla, valisiyle, basınıyla herkes bir olmuş, “Mühür Mehmet’i’’ yıkamıyorlar.
Yıkmaları da mümkün değildi. Çünkü Mehmet Türkmen, tüm gücünü o yıllarda yürürlükte olan yasalardan alıyordu.
Anlayacağınız adamına göre iş yapmıyordu.
Elinde yasalar vardı ve hiç kimseden korkmadan usulsüz ve kanunsuz isteklere set çekiyordu.
Gelin yine kitaptan Mehmet Türkmen’in ne kadar haklı olduğunun itirafı olan paragraflara bakalım.
Sayfa (18) Başlık “Sorunlar Bir Türlü Bitmiyor”
Devamı: “KOSBİ’nin yetkisi belediyenin (Ulucak) İzmir 3. İdare Mahkemesi’ne OSB tüzel kişiliğinin iptali istemiyle açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı çıkması üzerine bitmişti.”
Başka bir itiraf cümlesi olay 2007'de olmuş.
Sayfa (19); “KOSBİ’nin tüzel kişiliği belediyenin İzmir 3. İdare Mahkemesi’nde açtığı davayla 18 Temmuz 2007'de askıya alınmıştı. Sanayicilerin ara kararla yaptığı ilgili itiraz kabul edilmemiş.’’
İşte Türkmen’in ne kadar haklı olduğunun başka bir ispatı.
Sanayici karara itiraz ediyor ve mahkeme “Mühür Mehmet’i’’ haklı buluyor.
Bunun gibi birçok davada mahkemeler, hep Mehmet Türkmen’i haklı bulmuşlar.
Bu kitabı hazırlayan aklı evveller hiç mi düşünmediler, bir belediye başkanı nasıl olur da 10 yıl tüm baskılara, her türlü olumsuz dedikodulara ve hor görmelere karşı bu kadar dimdik ayakta durdu diye.
Hiç mi kendilerine sormadılar, “Mehmet Türkmen bu gücü nereden buldu?” diye.
Kendilerine bu soruları sorsalardı, “Mühür Mehmet” ile ilgili o yıllardaki yanlı yayınları onu SUÇLU gösterir gibi KOSBİ’nin sayfalarına koyamazlardı.
Belli değil mi adam, tüm gücünü kanun ve yönetmeliklerden almış.
10 yıl hukuksuz isteklere bir kale gibi direnmiş. Mehmet Türkmen, görevini doğru dürüst yapmasaydı ve yapılacak bir şikâyetle yargı önüne çıkıp ceza alsaydı bugün KOSBİ’nin kitabında ondan kahraman olarak mı bahsedecektiniz?
Cümleleriniz şöyle mi olacaktı, KOSBİ’nin tüm yanlışlarını görmezden gelerek, görevi kötüye kullanmaktan mahkûm olmayı bile göze alan Mühür Mehmet’e teşekkür ediyoruz.
Sizler KOSBİ kitabında ne yazarsanız yazın. Bugün Mehmet Türkmen Kemalpaşa’da, göğsünü gere gere, başı dik, alnı açık bir şekilde dolaşmaktadır.
DİP NOT; KİTABI YAZANLARA BİR ÖNERİ
KOSBİ’de gerçeklerin bilinmesini istiyorsanız, o yıllarda başta köylülerin arazilerinin yok pahasına ellerinden alınmasından ve orada yapılan işlerden kimler büyük rantlar elde etti bir araştırın.
İşte o zaman gelecek kuşaklara, gerçek bir KOSBİ hikâyesi belgesi bırakmış olursunuz.
Söz, eğer gerçekleri yazmak isterseniz bu konuda size çok yardımcı olacağım.