Yerel seçimler yaklaştıkça siyaset gündeminde tansiyon da yükseliyor. AK Parti ve CHP'nin İzmir adayı merakla beklenirken, yapılan anket sonuçlarının gerçeği yansıtmaması da İzmirli seçmenin tepkisine neden oluyor. İzmir'de bir diğer gündem maddesi de Menemen Belediyesi'nin arsa satışı ve bu satışa tepki gösteren CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu.
Gazeteci Erol Yaraş, Şenol Aslanoğlu'nun Menemen'deki arsa satışına yönelik gösterdiği tepkiyi “şov” olarak değerlendirirken, “Eğer sen kendi evindeki yapılanları görmeden, komşunu eleştirmeye başlarsan insanlar sana güler. Bana göre Aslanoğlu'nun bütün bu yaptıkları şovdan ibaret.” dedi.
CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Menemen CHP İlçe Başkanlığı ile birlikte Menemen Belediyesi'nin arazi satışlarına dair basın açıklaması yaptı. Sizin bu konuya yorumunuz nasıl olur?
Türkçe'miz de çok güzel sözler vardır. Önce “iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batıracaksın”, "Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?” atasözleri, CHP il başkanına tam cuk oturuyor. Neden bunu söylüyorum, çünkü İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'na sormak lazım. Kardeşim sen büyükşehir meclis toplantılarındaki gündemleri bugüne kadar okumadın mı? İzmir'in yaklaşık 2 bine yakın arazisi, arsası satıldı, evi satıldı, hatta ödeme yapamadıkları için iş yaptırdıkları şirketlere arsa, daire verdiler. Bunun karşılığında sen bunlara sesini çıkarmıyorsun da Menemen Belediyesi bir arsa satınca kıyameti koparıp “Bunları geri alacağız” diyorsun.
Şimdi ben önce şunun altını çizeyim, hem büyükşehirin hem de Menemen'in satmasına, daha doğrusu belediyelerin mal satmasına karşı olan bir insanım. Geçmiş dönemde Başkan Aziz Kocaoğlu bir metrekare yer satmadı. Bunu zaten kendisi de açık açık söylüyor. Ama ne yazık ki Tunç Soyer dönemi tam tersi oldu. Tunç Bey, Seferihisar'da yaptıklarının aynısını, geçtiğimiz 5 yıla yakın sürede İzmir'de de yaptı. Seferihisar'da başkanlığı döneminde inanılmaz bir mal mülk satmıştı. İzmir'de de aynı şekilde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ne kadar malı mülkü varsa sattı.
Şimdi burada il başkanı birazcık komik oluyor. Yani siyaset bu değil, siyaset komedi değil, siyaset ciddi bir iştir. Eğer sen kendi evindeki yapılanları görmeden, komşunu eleştirmeye başlarsan insanlar sana güler. Bana göre Aslanoğlu'nun bütün bu yaptıkları şovdan ibaret. Yani şunu diyor bir anlamda, “Cambaza bak cambaza bak” deyip ondan sonra kendi tarafındaki olayları ört pas etmeye çalışıyor. Ama dediğim gibi yaptıkları komedidir, tamamen gösteriştir. Şenol Aslanoğlu'nun yaptığına Türkçe'de şov denir başka bir şey denmez.
BATAN GEMİNİN KAPTANININ SON ÇIRPINIŞLARI
Peki, bazı anket şirketlerinin sonuçlarında İzmir'de Tunç Soyer'in birinci sırada çıktığını belirtiyorlar. Ancak bu anlet sonuçlarının altındaki yorumlara baktığımızda da İzmirli seçmenin bir sürü eleştirisi var. Size göre anket sonuçları ne kadar güvenilir?
Ben Haber gazetemizin son sayısında da bahsetmiştim. Bugün öyle anket şirketleri var ki, ne yazık ki bunlara bazı televizyonlar da alet oluyor ve bunları görüyoruz. Bastır parayı seni her yerde birinci çıkarsın! Tunç Soyer yalnız İzmir'de değil, ver parayı İstanbul'u da Ankara'yı da yüzde 80 ile alıyor çıkar. Bunlar bu işi ticarete döküp, tamamen genel merkezi etkileme projeleri. Şimdi nasıl biraz evvel il başkanına komik oldu diyorsam bunlar da komik. Çünkü sonunda bir de bu şehirde yaşayanlar, bunları okuyanlar var ve biraz önce söylediğin gibi altına da yorum yazan insanlar var. Belki kırıcı olacak ama açıkça söyleyeyim, batan bir geminin kaptanının son çırpınışları. Bana göre Tunç Bey'in bunları yapmaması lazım.
Siyasette biçbir şey belli olmaz, belki kendisini yeniden aday gösterebilirler. Bu şekilde yaptığı şovlara gerek yok çünkü genel merkez veya başkaları da tarafsız firmalara anketler yaptırıyorlar ve gerçekler ortaya çıkıyor. Anketlere dayalı karar verilecekse şayet düzgün yapan firmaların anketleriyle bu anketler yan yana geldiği zaman herkesin yüzünde şöyle bir alaycı gülümseme oluşuyor. Çünkü artık özellikle de sosyal medyanın bu kadar yoğun kullanıldığı bir dönemde, elinde telefon olan herkesin gazeteci olduğu bir dönemde artık böyle bundan 10-15 sene evvelinin aptalca stratejileri bugün artık tutmuyor. Bunlar hakikaten basit stratejiler, insanı güldüren stratejiler. Onun için de ben bunlara hiç önem vermiyorum. Zaten o haberlerin altındaki yorumlara bakarsanız, insanların da gerçek düşüncelerini orada görürsünüz.
AK PARTİ ADAY İÇİN CHP'Yİ BEKLİYOR
AK Parti ve CHP İstanbul, Ankara adaylarını açıkladılar. Ancak İzmir adayı iki partide de hala belirsizliğini koruyor. Size göre aday açıklanmasında geç kalındı mı?
Bana göre burada bir satranç oynanıyor. AK Parti İzmir'de CHP'nin adayını bekliyor. Açık net bu artık gözüküyor. Çünkü neden CHP nin adayını bekliyor? İzmir'de Tunç Soyer eğer aday gösterilirse ona göre aday çıkaracaklar, eğer başka biri aday gösterilirse ona göre aday çıkaracaklar.
Tayyip Bey sabırla İzmir'i bekliyor. Elbette adaya göre İzmir'de dengelerin AK Parti lehine değişebileceğini AK Parti de görüyor. İzmir çantada keklik havasını artık bu dönemde bırakmış durumda. Çünkü İYİ Parti'nin İzmir'de aday çıkarması, DEM'in İzmir'de belki büyükşehirde de çıkarabilirim demesi dengeleri değiştiriyor.
İzmir'de neden satranç oynanıyor diyorum. Çünkü AK Parti gerçek anketlerde şunu görüyor; Eğer Tunç Soyer aday gösterilirse, diğer partilere de bakıldığı zaman, zaten bazı belediye başkanlarından da gelen memnuniyetsizlikleren dolayı Cumhur İttifakı'nın ilk defa İzmir'de başarı kazanma şansı ışığını görüyorlar. CHP'nin adayına göre kendi aday profilini belirleyecek.
AK Parti İzmir için Hamza Dağ'ın ismi ön plana çıkıyor. Ancak her an değişebilir, kadın aday olarak İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı gösterilebilir.
CHP ADAYINI 15 OCAK'A KADAR MUTLAKA AÇIKLAMALI
Bana göre aday açıklamamakla büyük hatayı CHP yapıyor. Adayın bir an önce açıklanmasında hem ilçeler bazında hem de il bazında fayda var. çünkü iş uzadıkça her gün yeni dedikodular yayılıyor. Yayılan söylemlerden en büyük zararı aday adayı Buğra Gökce görüyor. Çünkü medyanın belli bir kısmı, yalnız iktidar medyası değil muhalif medya da var. Buğra Gökce üzerinden Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu'nu kavgalı göstermeye çalışıyorlar. Öyle bir duruma getirdiler ki, eğer Buğra Gökce İzmir'de aday gösterilirse, “Özgür Özel gölge başkan ya da Ekrem İmamoğlu İzmir'i yönetecek “diye, Özlem Çerçioğlu aday gösterilirse, “Ekrem İmamoğlu'nun sözü geçmedi, Özgür Özel dediğini yaptı” söylemleri olacak. Bu söylemlerin Türkiye kamuoyuna da zararı dokunuyor. Çünkü CHP, kurultaydan sonra yerine oturmamış bir yönetim, hala kendi içlerinde kavga ediyorlar havasında topluma yansıyor. Onun için bu yıpranmaların olmaması için en geç 15 Ocak'a kadar CHP'nin İzmir büyükşehir ve ilçe adaylarını açıklaması lazım. Çünkü bu gecikme, İzmir'de AK Parti'ye artı, CHP'ye de eksi yazmaktadır.