Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

İkiyüzlü muhalefet

Seçimlerin üzerinden 2 ay geçti ancak muhalefet kanadına baktığımızda CHP’de sular bir türlü durulmuyor.  CHP’de genel başkanlıkta değişim seslerinden dolayı yaşananlar devam ediyor. Genel Başkanlığı alıncaya kadar hedef yolunda ilerlemeye kararlı gözüken Ekrem İmamoğlu ve Genel Başkanlığı bırakmaya niyeti olmayan Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşananları nasıl değerlendirmek gerekiyor. Diğer tarafta iç meseleleri içinde boğulmuş gözüken muhalefet, halkın sesi olmayı unutarak, adeta bir koltuk kavgasına bürünmüş durumda. Gazeteci Erol Yaraş, siyaset kanadında yaşananları değerlendirdi. Birçok alanda yapılan zam teklifleri mecliste kabul edilirken, muhalefet kanadında birçok milletvekilinin oylamaya katılmadığı ortaya çıktı. Muhalefetin talebi üzerine zamlarla ilgili Meclis olağanüstü toplanacak. Muhalefetin bu ikilemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Buna utanmazlık da denir, yüzsüzlük de denir, ne isim verirseniz verin. Sen zamlar konuşulurken TBMM'ye gelmiyorsun, sonra şov olsun diye çıkıp Meclis'i olağanüstü toplanmaya çağırıyorsun. Türkiye'de eğer muhalefet yapabilecek yeni insanları çıkarıp, güvenle birlikte yeni oluşum ortaya konmazsa zamların da enflasyonun da arkası kesilmez.  Türkiye'nin şanssızlığı muhalefetin olmayışı... Türkiye'de iktidar var ama muhalefet yok. Kendi kişisel şovlarına gelince çok güzel yapmayı biliyorlar. Ancak vatandaşın menfaatleri söz konusu olduğu zaman ne yazık ki muhalefet ortada yok. Bazı basın organları aracılığıyla 'Ben varım' gibi saçma sapan demeçler verip, halkı kandırmaktan başka yaptıkları bir şey yok. Bugünkü iktidarın en büyük şansı, aslında yıllardır doğru düzgün muhalefetin olmayışı. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına geçtiği günden beri bir arpa boyu yol alamayan CHP, ne yazık ki hala ortada dolaşıp, iktidara muhalefet olan vatandaşın merhemi olmaya çalışıyor. Ama şöyle bir laf var; kelin merhemi olsa önce başına sürermiş. Kendisine faydası olmayan bir partinin halka hiçbir faydasının olacağına inanmıyorum.  HALKI DÜŞÜNEN MUHALEFET YOK! Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden neredeyse 2 ay geçti, hala CHP'de kurultay, değişim tartışmaları yaşanıyor. Ne yazık ki halkı ve onlara oy veren seçmenini düşünen bir tane muhalefet milletvekili ya da lideri yok. Bu isimlere Kemal Kılıçdaroğlu da dahil, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de… 6'lı masadan piyangodan Meclis'e giren, daha doğrusu Kılıçdaroğlu'nun rüşvet verdiği 40 tane milletvekili de dahil... Onun için Türkiye'nin en büyük şanssızlığı iktidarın yaptıklarını eleştirecek bir muhalefet olmaması. Eğer Türk halkı daha güzel günler görmek istiyorsa, önce muhalefet sorununun nasıl çözüleceğine dair kamuoyu oluşturması lazım. Çünkü muhalefet kamuoyu oluşturamıyor. 6'lı masada da görüldü ki Kemal Kılıçdaroğlu gibi dediğim dedik, çaldığım düdük, kendini demokrat olarak niteleyen ama demokratlıkla uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir adam var. Ne yazık ki bu adamın kaprisleri, Türkiye'yi bu durumlara getirdi. Tayyip Bey’e baktığımızda kararlarının net olduğu biliniyor. Dediğini yapan dediğinden de dönmeyen ve arkasında duran bir lider. Hangi anlamda diye soracak olursanız; zam yapıyor 'yaptım' diyor. Burada önemli olan 'yaptım' diyene 'yaptırmayacak' olanın da güçlü olması lazım. Maalesef 'yaptırmayacağım' diyen güçlü değil.  İMAMOĞLU, YENİ FORMÜL BULMALI Ekrem İmamoğlu genel başkanlık için planlarına devam ediyor. Ancak davaları da mevcudiyetini koruyor. Konuyu nasıl ele alırsınız? Ben Haber olarak üstüne basa basa durduğumuz bir konu var. O da, “Ekrem İmamoğlu aday olamaz, boynunda ilmek var” diyoruz. Ekrem İmamoğlu'nun hala karar verilmemiş bir mahkumiyet kararı var. Ayrıca yeni davalar da açılmak üzere. CHP de halk da İmamoğlu'ndan bir beklenti içine giremez. Çünkü her an siyasi yasaklı olabilir. Mahkeme kararı ortaya çıkmadan İmamoğlu'nun yapacağı hiçbir adım gerçekçi gözükmez.  Ancak Türk siyasi tarihinde bunun örnekleri yok mu tabii ki var. Süleyman Demirel yasaklıyken Hüsamettin Cindoruk onun adına konuşuyordu. Tayyip Erdoğan yasaklıyken Abdullah Gül onun adına konuşuyordu, bir anlamda temsilcisiydi. İmamoğlu da eğer arkadan yönetecekse, bu kararları şimdiden belli etmesi lazım. Geçmişte Demirel-Cindoruk, Erdoğan-Gül gibi bir durum yaşandıysa burada da o formülün yaratılması gerekiyor. Çünkü Ekrem İmamoğlu, ancak bir emanetçiyle yoluna devam edebilir. KILIÇDAROĞLU’NUN YAPTIKLARI PALAVRA! İmamoğlu'nun yapısına baktığımızda 'Ben' merkezci gibi duruyor, bu durumda nasıl yol alabilirler? İmamoğlu da 'Ben' merkezci gözüktüğü sürece, oradaki oluşumun başarıya ulaşması mümkün değil. Çünkü diyelim ki, CHP Genel Başkanı seçildi. 3-5 ay sonra mahkeme kararıyla siyasi yasaklı olursa ne olacak? Yerine kim var, ikinci adam diyebileceğiniz kişi var mı?  Kemal Kılıçdaroğlu, nasıl kendine bir veliaht yetiştirmediyse, sivrilebilecek bütün insanları yedi. Buna Ekrem İmamoğlu da dahil… İmamoğlu'nun mahkemesinin olduğu gün Almanya'ya gitmesi, sonra gelip timsah gözyaşları gibi göstermelik miting yapması hepsi palavra... Kılıçdaroğlu 'Oğlum' dediği Ekrem İmamoğlu'nu hiçbir zaman gerçek bir oğlu gibi görmedi. Kendisine bir rakip olarak gördü. Zamanında Muharrem İnce'yi kendisine rakip olarak görüp, partiden nasıl uzaklaştırdıysa aynı şeyi şu anda Ekrem İmamoğlu'na da yapmaya çalışıyor. Bir şekilde diskalifiye ederek yine alternatifsiz olmaya çalışıyor. SORUMLU; KILIÇDAROĞLU VE YALAKALARI CHP cephesinde yaşananlar bir tarafta, diğer tarafta da bir seçim daha geliyor. Muhalefet nasıl hazırlanacak? Önümüzde çok önemli bir yerel seçim var. Yerel seçim bu kadar yaklaşmışken böyle bir koltuk kavgası hakikaten insanı “Bu muhalefet neye hizmet ediyor” diye düşündürüyor. Bunun sebebi şu anda Ekrem İmamoğlu ya da değişimi isteyen muhalif CHP'liler değil. Bunun tek sebebi, koltuğu bırakmayan, koltuğa zamkla yapışmış olan Kemal Kılıçdaroğlu... Kılıçdaroğlu’na 'siz orada olmalısınız' diyen etrafındaki yalaka halkalardır.  Kılıçdaroğlu, koltukta kaldığı sürece etrafında yer alan yalaka halka siyaseten veya belli bir şekilde nemalanıyor. Bunun için de Kılıçdaroğlu'nun orada kalması için bir grup insan elinden geleni yapıyor ki, yerel seçimde son vurgunlar vurulsun. Yani kısaca, adamlar kayrılacak, senin adamın benim adamım, belediyeler, meclis üyelikleri paylaşılacak. Hepsi bunun peşindeler. Ülkeyi, vatandaşı, şehrini falan düşünen, CHP içinde şu anda kimse yok. Ama ne yazık ki CHP'nin de alternatifi yok.  İYİ Parti de ne yazık ki artık güven vermiyor. İYİ Parti güven anlamında iyi bir yolda ilerliyordu ancak milletvekilliği seçimlerinde Meral Akşener'in tercihleri gösterdi ki, artık o da merkez sağda veya merkezde alternatif değil. Şöyle bir baktığımız zaman yüzde 48'lik kesimin Allah yardımcısı olsun.   Turizm verilerine baktığımızda bu yıl beklentiler karşılanmadı gibi gözüküyor. Bu sene de en çok turist Antalya'ya gitti. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz? Türkiye'nin turizmden beklentisi bu yıl çok büyüktü ve çok ciddi bir para beklentisi vardı. Bütçeye de turizm kalemi diye yüksek bir rakam yazıldı. Gelen haberler gösteriyor ki, başta Bodrum olmak üzere birçok turistik bölgede durumlar iç açıcı gitmiyor. Türkiye ucuz ülke haline geldi diye haberler okuyoruz ama Türkiye turistlere hiç de ucuz ülke olarak gelmiyor. Çünkü Euro 30 TL olmasına rağmen, neredeyse kendi ülkesinden daha fazla bir para ödeyerek kalkıyor. Dövizin artmış olması turiste cazip gibi gelse de Türkiye'deki anormal fiyat artışları o cazibeyi ortadan kaldırıyor. Bu nedenle turist Türkiye'yi pek tercih etmiyor. Ana sebeplerinden biri bu.  Sezon eğer bu şekilde devam ederse, Türk ekonomisi oradan da beklediği parayı alamazsa daha da sıkıntılı günlere gidecek gibi gözüküyor. Özellikle turizm sektöründe 5-6 ay çalışıp, yılın tamamı geçimini sağlayan çalışan var. Onları da sıkıntılı günler bekliyor. Çünkü, sektör kötü gidince maalesef onlar da işsiz kalıyorlar.
Ekleme Tarihi: 25 Temmuz 2023 - Salı
Erol YARAŞ

İkiyüzlü muhalefet

Seçimlerin üzerinden 2 ay geçti ancak muhalefet kanadına baktığımızda CHP’de sular bir türlü durulmuyor. 

CHP’de genel başkanlıkta değişim seslerinden dolayı yaşananlar devam ediyor. Genel Başkanlığı alıncaya kadar hedef yolunda ilerlemeye kararlı gözüken Ekrem İmamoğlu ve Genel Başkanlığı bırakmaya niyeti olmayan Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşananları nasıl değerlendirmek gerekiyor.

Diğer tarafta iç meseleleri içinde boğulmuş gözüken muhalefet, halkın sesi olmayı unutarak, adeta bir koltuk kavgasına bürünmüş durumda.

Gazeteci Erol Yaraş, siyaset kanadında yaşananları değerlendirdi.

Birçok alanda yapılan zam teklifleri mecliste kabul edilirken, muhalefet kanadında birçok milletvekilinin oylamaya katılmadığı ortaya çıktı. Muhalefetin talebi üzerine zamlarla ilgili Meclis olağanüstü toplanacak. Muhalefetin bu ikilemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Buna utanmazlık da denir, yüzsüzlük de denir, ne isim verirseniz verin. Sen zamlar konuşulurken TBMM'ye gelmiyorsun, sonra şov olsun diye çıkıp Meclis'i olağanüstü toplanmaya çağırıyorsun. Türkiye'de eğer muhalefet yapabilecek yeni insanları çıkarıp, güvenle birlikte yeni oluşum ortaya konmazsa zamların da enflasyonun da arkası kesilmez. 

Türkiye'nin şanssızlığı muhalefetin olmayışı... Türkiye'de iktidar var ama muhalefet yok. Kendi kişisel şovlarına gelince çok güzel yapmayı biliyorlar. Ancak vatandaşın menfaatleri söz konusu olduğu zaman ne yazık ki muhalefet ortada yok. Bazı basın organları aracılığıyla 'Ben varım' gibi saçma sapan demeçler verip, halkı kandırmaktan başka yaptıkları bir şey yok. Bugünkü iktidarın en büyük şansı, aslında yıllardır doğru düzgün muhalefetin olmayışı. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına geçtiği günden beri bir arpa boyu yol alamayan CHP, ne yazık ki hala ortada dolaşıp, iktidara muhalefet olan vatandaşın merhemi olmaya çalışıyor. Ama şöyle bir laf var; kelin merhemi olsa önce başına sürermiş. Kendisine faydası olmayan bir partinin halka hiçbir faydasının olacağına inanmıyorum. 

HALKI DÜŞÜNEN MUHALEFET YOK!

Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden neredeyse 2 ay geçti, hala CHP'de kurultay, değişim tartışmaları yaşanıyor. Ne yazık ki halkı ve onlara oy veren seçmenini düşünen bir tane muhalefet milletvekili ya da lideri yok. Bu isimlere Kemal Kılıçdaroğlu da dahil, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de… 6'lı masadan piyangodan Meclis'e giren, daha doğrusu Kılıçdaroğlu'nun rüşvet verdiği 40 tane milletvekili de dahil... Onun için Türkiye'nin en büyük şanssızlığı iktidarın yaptıklarını eleştirecek bir muhalefet olmaması. Eğer Türk halkı daha güzel günler görmek istiyorsa, önce muhalefet sorununun nasıl çözüleceğine dair kamuoyu oluşturması lazım. Çünkü muhalefet kamuoyu oluşturamıyor.

6'lı masada da görüldü ki Kemal Kılıçdaroğlu gibi dediğim dedik, çaldığım düdük, kendini demokrat olarak niteleyen ama demokratlıkla uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir adam var. Ne yazık ki bu adamın kaprisleri, Türkiye'yi bu durumlara getirdi. Tayyip Bey’e baktığımızda kararlarının net olduğu biliniyor. Dediğini yapan dediğinden de dönmeyen ve arkasında duran bir lider. Hangi anlamda diye soracak olursanız; zam yapıyor 'yaptım' diyor. Burada önemli olan 'yaptım' diyene 'yaptırmayacak' olanın da güçlü olması lazım. Maalesef 'yaptırmayacağım' diyen güçlü değil. 

İMAMOĞLU, YENİ FORMÜL BULMALI

Ekrem İmamoğlu genel başkanlık için planlarına devam ediyor. Ancak davaları da mevcudiyetini koruyor. Konuyu nasıl ele alırsınız?
Ben Haber olarak üstüne basa basa durduğumuz bir konu var. O da, “Ekrem İmamoğlu aday olamaz, boynunda ilmek var” diyoruz. Ekrem İmamoğlu'nun hala karar verilmemiş bir mahkumiyet kararı var. Ayrıca yeni davalar da açılmak üzere. CHP de halk da İmamoğlu'ndan bir beklenti içine giremez. Çünkü her an siyasi yasaklı olabilir. Mahkeme kararı ortaya çıkmadan İmamoğlu'nun yapacağı hiçbir adım gerçekçi gözükmez. 

Ancak Türk siyasi tarihinde bunun örnekleri yok mu tabii ki var. Süleyman Demirel yasaklıyken Hüsamettin Cindoruk onun adına konuşuyordu. Tayyip Erdoğan yasaklıyken Abdullah Gül onun adına konuşuyordu, bir anlamda temsilcisiydi. İmamoğlu da eğer arkadan yönetecekse, bu kararları şimdiden belli etmesi lazım. Geçmişte Demirel-Cindoruk, Erdoğan-Gül gibi bir durum yaşandıysa burada da o formülün yaratılması gerekiyor. Çünkü Ekrem İmamoğlu, ancak bir emanetçiyle yoluna devam edebilir.

KILIÇDAROĞLU’NUN YAPTIKLARI PALAVRA!

İmamoğlu'nun yapısına baktığımızda 'Ben' merkezci gibi duruyor, bu durumda nasıl yol alabilirler?
İmamoğlu da 'Ben' merkezci gözüktüğü sürece, oradaki oluşumun başarıya ulaşması mümkün değil. Çünkü diyelim ki, CHP Genel Başkanı seçildi. 3-5 ay sonra mahkeme kararıyla siyasi yasaklı olursa ne olacak? Yerine kim var, ikinci adam diyebileceğiniz kişi var mı? 

Kemal Kılıçdaroğlu, nasıl kendine bir veliaht yetiştirmediyse, sivrilebilecek bütün insanları yedi. Buna Ekrem İmamoğlu da dahil… İmamoğlu'nun mahkemesinin olduğu gün Almanya'ya gitmesi, sonra gelip timsah gözyaşları gibi göstermelik miting yapması hepsi palavra... Kılıçdaroğlu 'Oğlum' dediği Ekrem İmamoğlu'nu hiçbir zaman gerçek bir oğlu gibi görmedi. Kendisine bir rakip olarak gördü. Zamanında Muharrem İnce'yi kendisine rakip olarak görüp, partiden nasıl uzaklaştırdıysa aynı şeyi şu anda Ekrem İmamoğlu'na da yapmaya çalışıyor. Bir şekilde diskalifiye ederek yine alternatifsiz olmaya çalışıyor.

SORUMLU; KILIÇDAROĞLU VE YALAKALARI

CHP cephesinde yaşananlar bir tarafta, diğer tarafta da bir seçim daha geliyor. Muhalefet nasıl hazırlanacak?
Önümüzde çok önemli bir yerel seçim var. Yerel seçim bu kadar yaklaşmışken böyle bir koltuk kavgası hakikaten insanı “Bu muhalefet neye hizmet ediyor” diye düşündürüyor. Bunun sebebi şu anda Ekrem İmamoğlu ya da değişimi isteyen muhalif CHP'liler değil. Bunun tek sebebi, koltuğu bırakmayan, koltuğa zamkla yapışmış olan Kemal Kılıçdaroğlu... Kılıçdaroğlu’na 'siz orada olmalısınız' diyen etrafındaki yalaka halkalardır. 

Kılıçdaroğlu, koltukta kaldığı sürece etrafında yer alan yalaka halka siyaseten veya belli bir şekilde nemalanıyor. Bunun için de Kılıçdaroğlu'nun orada kalması için bir grup insan elinden geleni yapıyor ki, yerel seçimde son vurgunlar vurulsun. Yani kısaca, adamlar kayrılacak, senin adamın benim adamım, belediyeler, meclis üyelikleri paylaşılacak. Hepsi bunun peşindeler. Ülkeyi, vatandaşı, şehrini falan düşünen, CHP içinde şu anda kimse yok. Ama ne yazık ki CHP'nin de alternatifi yok. 

İYİ Parti de ne yazık ki artık güven vermiyor. İYİ Parti güven anlamında iyi bir yolda ilerliyordu ancak milletvekilliği seçimlerinde Meral Akşener'in tercihleri gösterdi ki, artık o da merkez sağda veya merkezde alternatif değil. Şöyle bir baktığımız zaman yüzde 48'lik kesimin Allah yardımcısı olsun.

 

Turizm verilerine baktığımızda bu yıl beklentiler karşılanmadı gibi gözüküyor. Bu sene de en çok turist Antalya'ya gitti. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye'nin turizmden beklentisi bu yıl çok büyüktü ve çok ciddi bir para beklentisi vardı. Bütçeye de turizm kalemi diye yüksek bir rakam yazıldı. Gelen haberler gösteriyor ki, başta Bodrum olmak üzere birçok turistik bölgede durumlar iç açıcı gitmiyor. Türkiye ucuz ülke haline geldi diye haberler okuyoruz ama Türkiye turistlere hiç de ucuz ülke olarak gelmiyor. Çünkü Euro 30 TL olmasına rağmen, neredeyse kendi ülkesinden daha fazla bir para ödeyerek kalkıyor. Dövizin artmış olması turiste cazip gibi gelse de Türkiye'deki anormal fiyat artışları o cazibeyi ortadan kaldırıyor. Bu nedenle turist Türkiye'yi pek tercih etmiyor. Ana sebeplerinden biri bu. 

Sezon eğer bu şekilde devam ederse, Türk ekonomisi oradan da beklediği parayı alamazsa daha da sıkıntılı günlere gidecek gibi gözüküyor. Özellikle turizm sektöründe 5-6 ay çalışıp, yılın tamamı geçimini sağlayan çalışan var. Onları da sıkıntılı günler bekliyor. Çünkü, sektör kötü gidince maalesef onlar da işsiz kalıyorlar.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.