Yücel OKUTUR
Köşe Yazarı
Yücel OKUTUR
-
 

Depremin ekonomiye etkisi

1700'lü yıllardan bu yana fay hatlarında olan ülkemizde, deprem en yıkıcı etkisini gösterdi. 11 ilimizde, ilçe ve beldelerinde büyük acı kayıplar ve yıkımların yaşanmasına neden oldu. Dünyamızda sel, yangın, deprem felaketleri olmakta, olmaya da devam edecektir. Depremi bir felaket olmaktan hayatımızdan çıkarmamız mümkündür. Gazetemizde bir önceki yazımızda konu ettiğimiz yaşam yerlerimizin (Şehirler, ilçeler, beldeler) nüfus artışına göre, zemin etüdleri yapılarak çevre düzeni, imar master planlarının yapılması önemlidir demiyorum, mutlaka bir an önce 81 ilimizde yapılmalıdır. Hatay ve Kahramanmaraş'ta yumuşak zeminde yapılan 8-10 katlı binaların zemin etüdleri yapılmış olsaydı, iki veya üç katlı binalar yapılarak insan kayıplarımız önlenebilirdi. 1939 Erzincan depreminden bugüne kadar Belediyelerimiz ve Bakanlığımız imar planlarını günü kurtarmak için yaptılar, hızla artan nüfus, yapılaşma ihtiyacını kendine göre yerleşik alanlar, mahalleler yaratarak karşıladı. Bu durum, çarpık gelişmeler, mimari estetiği olmayan gecekondu yapıları, altyapı sorunuyla birlikte ülkemize ciddi maliyetler yüklemiştir. Avrupa, master imar planlama konularını 50 yıl sonrası nüfus yoğunluğu olacak şekilde planlamış, alt yapılarını hazırlamış, ekonomik olarak yap boz olmadan sorunlarını çözmüştür. Ülkemizde önce yapılaşma oluyor, sonra duruma göre alt yapı yapılıyor. Depremin ekonomi ve turizme etkisi yurt içinde ve yurt dışında kısmen olacaktır. Mayıs ayına kadar olumsuz etkileri gidermek için çözüm odaklı kurum ve kuruluşlar birlikte çalışarak turizm tesislerimizin depreme dayanıklılık belgelerini almalıyız, yurt dışında acentalara duyurmalıyız. Depremde çok zor durumda olan milyonlarca insanlarımızın sorunlarını biran önce yaşam standartlarına getirmek için çekişmeleri bir kenara bırakarak çözüm odaklı çalışarak öncelikle barınma ve güncel ihtiyaçlarını elbirliğiyle çözmeliyiz. Türkiye potansiyeli yüksek güçlü bir ülkedir. Tarım, şehirleşme, nüfus artışı ve alt yapılar ile ilgili acilen geleceğin çevre düzeni şehircilik master imar planları yapılmalıdır.  Bu felaketlerin bir daha yaşanmaması dileklerimle ülkemize geçmiş olsun.
Ekleme Tarihi: 15 Mart 2023 - Çarşamba
Yücel OKUTUR

Depremin ekonomiye etkisi

1700'lü yıllardan bu yana fay hatlarında olan ülkemizde, deprem en yıkıcı etkisini gösterdi. 11 ilimizde, ilçe ve beldelerinde büyük acı kayıplar ve yıkımların yaşanmasına neden oldu.

Dünyamızda sel, yangın, deprem felaketleri olmakta, olmaya da devam edecektir. Depremi bir felaket olmaktan hayatımızdan çıkarmamız mümkündür. Gazetemizde bir önceki yazımızda konu ettiğimiz yaşam yerlerimizin (Şehirler, ilçeler, beldeler) nüfus artışına göre, zemin etüdleri yapılarak çevre düzeni, imar master planlarının yapılması önemlidir demiyorum, mutlaka bir an önce 81 ilimizde yapılmalıdır.

Hatay ve Kahramanmaraş'ta yumuşak zeminde yapılan 8-10 katlı binaların zemin etüdleri yapılmış olsaydı, iki veya üç katlı binalar yapılarak insan kayıplarımız önlenebilirdi.

1939 Erzincan depreminden bugüne kadar Belediyelerimiz ve Bakanlığımız imar planlarını günü kurtarmak için yaptılar, hızla artan nüfus, yapılaşma ihtiyacını kendine göre yerleşik alanlar, mahalleler yaratarak karşıladı. Bu durum, çarpık gelişmeler, mimari estetiği olmayan gecekondu yapıları, altyapı sorunuyla birlikte ülkemize ciddi maliyetler yüklemiştir. Avrupa, master imar planlama konularını 50 yıl sonrası nüfus yoğunluğu olacak şekilde planlamış, alt yapılarını hazırlamış, ekonomik olarak yap boz olmadan sorunlarını çözmüştür. Ülkemizde önce yapılaşma oluyor, sonra duruma göre alt yapı yapılıyor.

Depremin ekonomi ve turizme etkisi yurt içinde ve yurt dışında kısmen olacaktır. Mayıs ayına kadar olumsuz etkileri gidermek için çözüm odaklı kurum ve kuruluşlar birlikte çalışarak turizm tesislerimizin depreme dayanıklılık belgelerini almalıyız, yurt dışında acentalara duyurmalıyız.

Depremde çok zor durumda olan milyonlarca insanlarımızın sorunlarını biran önce yaşam standartlarına getirmek için çekişmeleri bir kenara bırakarak çözüm odaklı çalışarak öncelikle barınma ve güncel ihtiyaçlarını elbirliğiyle çözmeliyiz.

Türkiye potansiyeli yüksek güçlü bir ülkedir. Tarım, şehirleşme, nüfus artışı ve alt yapılar ile ilgili acilen geleceğin çevre düzeni şehircilik master imar planları yapılmalıdır. 

Bu felaketlerin bir daha yaşanmaması dileklerimle ülkemize geçmiş olsun.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.