Merhaba Ben Haber okuyucuları...
Danışmanlığımda ve çevremde özel günler yaklaştıkça gün yüzüne çıkan bir düşünce ve davranış modelinden bahsetmek istiyorum.
Birçok kişi günlük yaşantısında yiyemeyeceğini düşündüğü yiyecekleri “tatilde/bayramda yiyebilirim” algısıyla hareket ediyor.
Peki bu düşüncenin normalde yiyeceğinizden daha fazla yedirdiğini biliyor musunuz? Neden mi?
Çünkü, kendinize uzun süredir yemek istediğiniz veya canınızın çektiği yiyecekleri yeme izni vermiyordunuz şimdi ise bayramda/tatilde o izni kendinize verdiniz. Ancak o izni siz, aslında kendinize “koşullu” verdiniz.
Şimdi istediğinizi yiyebilirsiniz nasıl olsa bayram/tatil sonrası “toparlayacaksınız” yani kendinize istediğinizi yeme izni vermediğiniz, sizin için iyi olan sandığınız, o kısıtlayıcı düzene geri döneceksiniz.
“Bayramda/tatilde yiyebilirim” diye düşünerek aslında siz yine kendinize istediğiniz yemek için sadece ÖZEL GÜN koşuluyla yeme izni vermiş oluyorsunuz. Sonra ne mi oluyor? Elbette bu koşullu izni kaçırmıyor, kıtlık psikolojisiyle ve canınız istemese bile çok tüketiyorsunuz. Kendinizi kötü hissettirecek, dönünce dikkat ederim diyecek kadar ve hiç de keyif almadığınız kadar çok.
Oysa kendinize en başta bu kadar kısıtlayıcı davranmasaydınız, kendinizi bu kadar sıkmasaydınız normal hayatınızda/günlük yaşamınızda canınızın çektiği bir yiyeceği yeme izni kendinize verseydiniz, bayramda da /tatilde de kendinize koşullu olarak yeme izni verme gereği hissetmezdiniz. Ayrıca daha sonra da yeniden kendinizi sıkma gereği de olmazdı.
Aslında bu kısır döngü yiyecekler ile aranızda barış sağlanmadığında ve kendinizi yiyeceklere karşı kısıtlamak ile başlıyor.
Aşırı kısıtlama, özellikle beslenmeniz konusunda kendinize ya hep ya hiç mantalitesini doğuruyor. Tıpkı siyah ve beyaz gibi. Beslenme de aynı yaşamınızdaki gibi siyah ve beyazdan değil gri tonlarından da oluşuyor.
“Normal” düzeninizde aslında her yiyeceğe yeriniz vardır. Zevk dediğimiz şey doygunluk getirir. Yasaklar/kısıtlayıcı düşünceler, suçluluk hissine neden olarak zevk almanızı engeller, fazla yemeye yol açar.
Benzer şekilde diyetle, dengelemek ile bir şeyleri telafi etmek, detoks yapmak aşırı yemeye zemin hazırlar.
Bu bayram endişelenmeden geçirip, şefkatli beslenmek ister misiniz?
O halde şunları yapmayı deneyin;
-Açlığınızı ertelemeyin. Başkalarının ne yediğinden bağımsız olarak açsanız yiyin.
-Yememeliyim düşüncesi ile değil “beni tatmin edecek olan şeyi midemi rahatsız etmeyecek kadar yiyebilirim” düşüncesi ile ye.
-Gerçeği hatırlayın. Bu yiyecekler hiçbir yere gitmiyor. Doyduğunu hisset ve tatmin olunca bırak.
-Aşırı yediğinde kendini suçlama. Sorun yok, battı balık yan gitmiyor.
-Kilo almaktan veya vermekten bahsetme, tartılma.
Özetle, kendinize yeme izni verdiğinizde hiçbir şeyi “dağıtmış” olmuyorsunuz. Dolayısıyla bir şeyleri “toparlamanıza” da gerek yok! Kim bilir, belki de bu bayram griyi öğrenme zamanıdır!
Herkese keyifli bir bayram dilerim...