Uzmanı uyardı: Zatürre ölümcül olabilir!
Uzmanı uyardı: Zatürre ölümcül olabilir!
GÖĞÜS Hastalıkları Uzmanı Dr. Mine Önal, zatürrenin her mevsimde görülebildiğini özellikle kış aylarında ve ileri yaşlarda sıklığının arttığına dikkat çekerek “Tanı ve tedavideki gecikmeler ölüm ve sekel riskini artırmaktadır” dedi.
Liv Hospital Ankara Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mine Önal Zatürre (pnömoni) hakkında bilgi verdi. Uzman Dr. Önal, zatürre ile ilgili, “ Zatürre akciğer dokusu enfeksiyonudur. Her yaş grubunda ve her mevsimde görülebilmekle birlikte kış aylarında ve ileri yaşlarda sıklığı artmaktadır. Enfeksiyona bağlı ölümlerde birinci sırada yer alır. Günümüzde antibiyotiklerin yaygın kullanımı ve bağışıklama (aşılama) politikaları sayesinde enfeksiyon hastalıklarından ölümler giderek azalırken zatürre halen yüksek ölüm ve sakatlanma (sekel) riski taşımaktadır. Tanı ve tedavideki gecikmeler ölüm riskini artırmaktadır” diye konuştu.
‘YOĞUN SİGARA TÜKETENLER RİSK ALTINDADIR’
Zatürrenin görülme riskinin yüksek olduğu bireylere değinen Dr. Önal, “Özellikle ileri yaşlarda (65 yaş üzerinde), KOAH, astım, kalp hastalığı, diyabet, kronik karaciğer-böbrek yetmezliği gibi ek hastalığı olan bireylerde, kanser hastalarında, yoğun sigara ve alkol tüketiminde ve bağışıklığı baskılayan ilaç kullanan kişilerde zatürre gelişme riski çok daha yüksektir” dedi.
Dr. Önal, sözlerine şöyle devam etti;
“Normal solunum sırasında hava yolları, dolayısıyla akciğerler mikroorganizmalara (bakteri, virüs ya da mantarlara) sürekli maruz kalmaktadır. Vücudun, genel bağışıklık sistemi, üst hava yollarının anatomik yapısı, öksürük refleksi ya da alt hava yollarında bulunan ince fırça benzeri mikroskopik yapılar (silialar) zatürre gelişimini engellemektedir. Yetersiz beslenme, aşırı soğuk maruziyeti, üst solunum yollarını tutan grip ve benzeri viral enfeksiyonlar ya da bağışıklığı baskılayan herhangi bir durum akciğerlerin savunma mekanizmalarının devre dışı kalmasına yol açarak zatürre gelişimine neden olur. Maruz kalınan mikroorganizmanın patojenitesi ( hastalık yapma gücü) ve yoğunluğu da bu süreçte etkili olmaktadır.”
'’ŞİKAYETLER ÇOK ŞİDDETLİ, AKUT YA DA SİLİK, SİNSİ OLABİLİR'’
Zatürrede hasta şikayetlerinin ve klinik tablonun mikroorganizmanın tipine göre değişiklik gösterdiğini belirten Önal, “Genellikle bakteri ve virüsler, nadiren de mantarlar zatürreye yol açabilir. Kabaca tipik ve atipik olarak tanımlanan 2 farklı zatürre tablosu vardır. Çoğu bakteriyal zatürrede yüksek ateş, üşüme-titreme, öksürük, sarı, yeşil, pas rengi balgam, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, hızlı nefes alıp verme hatta bilinç bulanıklığı ile akut ve alevli bir başlangıç söz konusudur. Bu şikayetlerle beraber bulantı, kusma ve ishal de görülebilir. Virüs, mantar ve atipik olarak tanımlanan bir grup bakteriyle gelişen akciğer enfeksiyonları ise, çoğunlukla soğuk algınlığı şikayetleri ile başlamaktadır. Hafifçe yükselen ateş, baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık gibi genel bulgularla silik ve sinsi bir tablo ile seyretmektedir” diye konuştu.
‘GEÇMEYEN ÖKSÜRÜK DURUMUNDA DOKTORA GİDİLMELİ’
Hangi durumlarda uzman hekime danışılması gerektiği ile ilgili bilgi veren Dr. Önal, “Yüksek ateş, kötüleşen ya da geçmeyen öksürük, yeni gelişen nefes darlığı, nefes alırken oluşan göğüs ağrısı, gribal enfeksiyon sonrası klinik durumun aniden kötüleşmesi ve solunum bulgularına eşlik eden bilinç değişikliği durumlarında vakit kaybetmeden hastaneye başvurulması gerekir” ifadelerini kullandı.
‘ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ YARIDA KESİLMEMELİ’
Dr. Önal, tedavi ile ilgili, “Tanı konulduktan sonra hastanın klinik durumuna göre evde ya da hastanede yatarak tedavi kararı verilir. Vakit kaybetmeden olası etkene göre ampirik tedavi başlanır. Antibiyotik tedavisini düzenli ve yeterli süre kullanmak hayati önem taşımaktadır. Şikayetlerin azalması ya da kişinin kendisini daha iyi hissetmesi nedeniyle antibiyotikler erken kesilmemelidir. Genellikle çoğu hasta başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tedavinin 3 ile 5’inci gününde yakınmalar azalmaya başlar. Halsizlik ve hafiflemiş ancak devam eden öksürük birkaç hafta daha sürebilir. Tedavinin gecikmesi, erken sonlandırılması ya da yukarıda bahsedilen risk grubundaki hastalarda, komplikasyon gelişmesi söz konusu olabilmektedir. Erken dönemde akciğer zarında sıvı toplanması, bakterinin kana karışması, apse oluşumu gibi komplikasyonlar gelişirken geç dönemde akciğerde sertleşme (fibrozis) ve akciğer fonksiyonlarında azalma ortaya çıkabilir” dedi.
‘AŞI KORUYUCU BİR ETKENDİR’
Uzman Dr. Önal, zatürreden korunma yolları ile ilgili de “ Zatürre aşısı korunmak için en etkili yöntemdir. İnfluenza aşıları ise, yalnızca gripten korunmada değil aynı zamanda zatürre ile komplike olmasını engellemek için de önerilmektedir. Var olan kronik hastalıkların kontrol altında tutulması, sigara ve yoğun alkol kullanımından kaçınılması, kapalı-kalabalık mekanlar da maske kullanımı zatürre gelişimini önlemede etkili olacaktır” diye konuştu.