Trafik psikolojimizi nasıl etkiliyor?

Güncel 18.11.2023 - 15:04, Güncelleme: 18.11.2023 - 15:04
 

Trafik psikolojimizi nasıl etkiliyor?

Trafik artık hayatımızda vazgeçilmez bir hal aldı. Özellikle metropol şehirlerde trafikte geçirilen süreye olumsuz hava şartları da eklenince sürücüler için neredeyse günün yarısı trafikte geçer oldu. Uzun saatler direksiyonda oturmak sürücüler için fiziksel zorlukları beraberinde getirse de bu durumun psikolojik boyutunu da unutmamak gerekiyor.
Son yapılan 2021 Trafik Endeksi verilerine göre dünyanın en yoğun trafik sıkışıklığının olduğu şehir yüzde 62 ile İstanbul oldu. İstanbul'u yüzde 37 ile İzmir, yüzde 34 ile Ankara, yüzde 31 ile Bursa takip ediyor. Uzmanlara göre trafikte geçirilen süre psikolojik etkilerinin yanı sıra sürücülerin hava kirliliğine maruz kalma ihtimalini artırıyor. Aynı zamanda bu durum kalp krizi geçirme olasılığını ve astım ataklarının yükselme riskini de arttırabiliyor.  "Trafik Stres Kaynağı" Trafikte geçirilen sürede stres, öfke, kaygı ve can sıkıntısı gibi psikolojik durumların yaşandığını belirten Bloom Psikoloji'den Klinik Psikolog Rabia Yavuz, trafiğin özellikle bir stres kaynağı haline geldiğinin altını çiziyor. Yavuz, trafikte geçirilen sürede araçlar gibi psikolojimizin de sıkışıp kaldığını ifade ediyor.   "Yolculuğunuzu yeniden planlayabilirsiniz" İşe veya okula gidiş – geliş saatlerinin olabildiğince trafiğin yoğun olmadığı saatlerde planlanması gerektiğini belirten Klinik Psikolog Rabia Yavuz, "İşe veya okula gidiş gelişiniz trafiğin yoğun olduğu bir bölgeden geçiyorsa bu kolay olmayacaktır. Ancak yolculuğunuzu yeniden planlamanın yollarını arayabilirsiniz. Örneğin, evden bir saat erken çıkarak yoğun trafikten uzak durabilirsiniz. Yoğun saatlerden uzaklaşmak için yolculuk zamanınızı öne ya da ileriye alabilirsiniz" diyor.   "Sakinleştirici müzikler dinleyin" Trafik sıkışıklığının kaçınılmaz olduğu durumlarda bu durumu daha sakin karşılamanın olumlu olacağını söyleyen Yavuz, sakinleşmek için nefesinize odaklanmanın iyi bir yol olduğunu, örneğin direksiyona yapıştığınızı fark ettiğinizde hemen birkaç derin nefes alıp vermenin faydalı olacağını belirtiyor. Yavuz şöyle devam ediyor, "Durumu yeniden tanımlamak da iyi bir yoldur. Trafikte takıldığınıza odaklanmak yerine bu zaman dilimini bir mola ya da sevdiğiniz bir programı dinleme fırsatına çevirmeyi deneyebilirsiniz. Trafikte olduğunuz saatlerde sakinleştirici ya da hüzünlü müzikler dinlemenin kan basıncını düşürdüğüne yönelik çalışmalar var. Bu nedenle sevdiğiniz bir müzik listesini yolculuk sırasında dinlemek size iyi gelecektir. Aynı zamanda trafikte sıklıkla yaşanan kurallara uymayan sürücüler ile karşılaşmak da öfkeye sebep olabilir. Bu durumda öfkenizi fark ettiğinizde odağınızı başka şeylere yöneltebilirsiniz. Örneğin bir radyo programına ya da çevrenizdeki ağaçlara, binalara dikkatinizi yöneltebilirsiniz" diyor.
Trafik artık hayatımızda vazgeçilmez bir hal aldı. Özellikle metropol şehirlerde trafikte geçirilen süreye olumsuz hava şartları da eklenince sürücüler için neredeyse günün yarısı trafikte geçer oldu. Uzun saatler direksiyonda oturmak sürücüler için fiziksel zorlukları beraberinde getirse de bu durumun psikolojik boyutunu da unutmamak gerekiyor.

Son yapılan 2021 Trafik Endeksi verilerine göre dünyanın en yoğun trafik sıkışıklığının olduğu şehir yüzde 62 ile İstanbul oldu. İstanbul'u yüzde 37 ile İzmir, yüzde 34 ile Ankara, yüzde 31 ile Bursa takip ediyor. Uzmanlara göre trafikte geçirilen süre psikolojik etkilerinin yanı sıra sürücülerin hava kirliliğine maruz kalma ihtimalini artırıyor. Aynı zamanda bu durum kalp krizi geçirme olasılığını ve astım ataklarının yükselme riskini de arttırabiliyor. 

" Trafik Stres Kaynağı"

Trafikte geçirilen sürede stres, öfke, kaygı ve can sıkıntısı gibi psikolojik durumların yaşandığını belirten Bloom Psikoloji'den Klinik Psikolog Rabia Yavuz, trafiğin özellikle bir stres kaynağı haline geldiğinin altını çiziyor. Yavuz, trafikte geçirilen sürede araçlar gibi psikolojimizin de sıkışıp kaldığını ifade ediyor.  

"Yolculuğunuzu yeniden planlayabilirsiniz"

İşe veya okula gidiş – geliş saatlerinin olabildiğince trafiğin yoğun olmadığı saatlerde planlanması gerektiğini belirten Klinik Psikolog Rabia Yavuz, "İşe veya okula gidiş gelişiniz trafiğin yoğun olduğu bir bölgeden geçiyorsa bu kolay olmayacaktır. Ancak yolculuğunuzu yeniden planlamanın yollarını arayabilirsiniz. Örneğin, evden bir saat erken çıkarak yoğun trafikten uzak durabilirsiniz. Yoğun saatlerden uzaklaşmak için yolculuk zamanınızı öne ya da ileriye alabilirsiniz" diyor.  

"Sakinleştirici müzikler dinleyin"

Trafik sıkışıklığının kaçınılmaz olduğu durumlarda bu durumu daha sakin karşılamanın olumlu olacağını söyleyen Yavuz, sakinleşmek için nefesinize odaklanmanın iyi bir yol olduğunu, örneğin direksiyona yapıştığınızı fark ettiğinizde hemen birkaç derin nefes alıp vermenin faydalı olacağını belirtiyor. Yavuz şöyle devam ediyor, "Durumu yeniden tanımlamak da iyi bir yoldur. Trafikte takıldığınıza odaklanmak yerine bu zaman dilimini bir mola ya da sevdiğiniz bir programı dinleme fırsatına çevirmeyi deneyebilirsiniz. Trafikte olduğunuz saatlerde sakinleştirici ya da hüzünlü müzikler dinlemenin kan basıncını düşürdüğüne yönelik çalışmalar var. Bu nedenle sevdiğiniz bir müzik listesini yolculuk sırasında dinlemek size iyi gelecektir. Aynı zamanda trafikte sıklıkla yaşanan kurallara uymayan sürücüler ile karşılaşmak da öfkeye sebep olabilir. Bu durumda öfkenizi fark ettiğinizde odağınızı başka şeylere yöneltebilirsiniz. Örneğin bir radyo programına ya da çevrenizdeki ağaçlara, binalara dikkatinizi yöneltebilirsiniz" diyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.