Ters laleler açtı; koparmanın cezası 244 bin TL

Güncel 05.04.2023 - 12:31, Güncelleme: 05.04.2023 - 12:31
 

Ters laleler açtı; koparmanın cezası 244 bin TL

SİİRT'te endemik bir tür olan ve halk arasında 'ağlayan gelin' olarak bilinen 'ters lale'ler açmaya başladı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, ters laleleri koparanlara 244 bin 315 TL ceza uygulanacağını açıkladı.
Siirt Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, endemik bitki türleri arasında yer alan ters laleleri koparanlara 'Biyolojik çeşitliliği tahrip etme' suçundan 244 bin 315 TL ceza uygulanacağı belirtildi. Açıklamada, "Havaların ısınmasıyla beraber dağlarda ve bahçelerde 20 gün boyunca yaşayabilen renk renk ters laleler çiçek açtı. Sıcak havalarla birlikte topraktan filizlenen çiçekler, kartpostallık görüntüler oluşturuyor. Özellikle insanlarımız, bu konuda çok dikkat etmelidir. Ters lale bu bölgenin değeridir. Her endemik bitki kendi bölgesinde değerlidir. Biz de bu değerimize sahip çıkmalıyız" denildi.
SİİRT'te endemik bir tür olan ve halk arasında 'ağlayan gelin' olarak bilinen 'ters lale'ler açmaya başladı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, ters laleleri koparanlara 244 bin 315 TL ceza uygulanacağını açıkladı.

Siirt Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, endemik bitki türleri arasında yer alan ters laleleri koparanlara 'Biyolojik çeşitliliği tahrip etme' suçundan 244 bin 315 TL ceza uygulanacağı belirtildi. Açıklamada, "Havaların ısınmasıyla beraber dağlarda ve bahçelerde 20 gün boyunca yaşayabilen renk renk ters laleler çiçek açtı. Sıcak havalarla birlikte topraktan filizlenen çiçekler, kartpostallık görüntüler oluşturuyor. Özellikle insanlarımız, bu konuda çok dikkat etmelidir. Ters lale bu bölgenin değeridir. Her endemik bitki kendi bölgesinde değerlidir. Biz de bu değerimize sahip çıkmalıyız" denildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda bebek heyecanı

Yerel 24.05.2025 - 10:15, Güncelleme: 24.05.2025 - 10:52
 

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda bebek heyecanı

İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda zebra, lemur, ceylan, yaban ve tiftik keçileri 70 yavru dünyaya getirdi. Bu yıl parka gelen sarı gagalı leyleğin kuluçkaya yatması da heyecan yarattı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda baharın gelmesi ile birlikte yeni doğumların heyecanı yaşanıyor. Parkta yaşayan hayvanlar arasına yavru iki zebra, iki halka kuyruklu lemur, 44 ceylan, 19 yaban keçisi ve 3 tiftik keçisi olmak üzere 70 yavru katıldı. Parka yeni gelen sarı gagalı leylek de kuluçkaya yattı.   Bahar ayları ile birlikte doğumlar arttı Bahar ayları ile birlikte Doğal Yaşam Parkı’nda doğumların başladığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Serkan Eğrilmez, “İlk önce iki zebra hayata gözlerini açtı. 16 yetişkin halka kuyruklu lemurumuzdan ikisi anne oldu. Parkımızda hayvanlar mutluluk ve huzur içinde yaşıyor. Bu yıl parka gelen Afrika’nın simge hayvanlarından biri olan Aviary (Su kuşları) barınağında da sarı gagalı leylek anne olma yolunda. Burada kuluçkaya yattı. Erkek leylek yuvayı yapmak için dalları taşıyor. Mayıs sonu haziran başı gibi sarı gagalı leylek yavruları yumurtadan çıkacak. Böylelikle ilk kez Doğal Yaşam Parkı’nda sarı gagalı leylek dünyaya gelmiş olacak. Parkımıza yeni gelmiş olmasına rağmen leyleğin kuluçkaya yatması yaşadığı ortama güvendiğini gösteriyor. Bu güven duygusu ile birlikte dünyaya yavru getirme isteği içgüdüsel olarak ortaya çıkıyor” dedi. “Burası yaban hayvanlarımızın evi” Yaz aylarında ziyaretçi sayısının arttığını da vurgulayan Eğrilmez, şunları söyledi: “Biz alanı olabildiğince temiz tutmaya çalışıyoruz. Burası yaban hayvanlarımızın evi. Biz gelip gidiyoruz ama onlar burada yaşıyor. Ziyaretçilerimizden Doğal Yaşam Parkı’nı temiz tutmaya özen göstermelerini, hayvanlara yiyecek vermemelerini, yiyecek artıklarını çevreye bırakmamalarını rica ediyoruz.” İzmir gözde merkezlerinden 130 türde 1500'den fazla hayvanı ve 250'den fazla bitki türünü bünyesinde barındıran Doğal Yaşam Parkı’nda; aslanlar, kaplanlar, filler, zürafalar, zebralar, çeşitli kuş türleri, sürüngenler, su canlıları gibi birçok hayvan bulunuyor. Park; çocukların bazı evcil hayvanlarla doğrudan temas sağlayabilmesi için özel olarak kurulan Çocuk Hayvanat Bahçesi, geniş yürüyüş yolları, bisiklet yolları, piknik alanları, kafe ve dinlenme alanları ile İzmir’in gözde merkezlerinden. Doğal Yaşam Parkı pazartesi günleri hariç hafta içi 09.00-17.00, hafta sonları ise 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda zebra, lemur, ceylan, yaban ve tiftik keçileri 70 yavru dünyaya getirdi. Bu yıl parka gelen sarı gagalı leyleğin kuluçkaya yatması da heyecan yarattı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda baharın gelmesi ile birlikte yeni doğumların heyecanı yaşanıyor. Parkta yaşayan hayvanlar arasına yavru iki zebra, iki halka kuyruklu lemur, 44 ceylan, 19 yaban keçisi ve 3 tiftik keçisi olmak üzere 70 yavru katıldı. Parka yeni gelen sarı gagalı leylek de kuluçkaya yattı.  

Bahar ayları ile birlikte doğumlar arttı
Bahar ayları ile birlikte Doğal Yaşam Parkı’nda doğumların başladığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Serkan Eğrilmez, “İlk önce iki zebra hayata gözlerini açtı. 16 yetişkin halka kuyruklu lemurumuzdan ikisi anne oldu. Parkımızda hayvanlar mutluluk ve huzur içinde yaşıyor. Bu yıl parka gelen Afrika’nın simge hayvanlarından biri olan Aviary (Su kuşları) barınağında da sarı gagalı leylek anne olma yolunda. Burada kuluçkaya yattı. Erkek leylek yuvayı yapmak için dalları taşıyor. Mayıs sonu haziran başı gibi sarı gagalı leylek yavruları yumurtadan çıkacak. Böylelikle ilk kez Doğal Yaşam Parkı’nda sarı gagalı leylek dünyaya gelmiş olacak. Parkımıza yeni gelmiş olmasına rağmen leyleğin kuluçkaya yatması yaşadığı ortama güvendiğini gösteriyor. Bu güven duygusu ile birlikte dünyaya yavru getirme isteği içgüdüsel olarak ortaya çıkıyor” dedi.

“Burası yaban hayvanlarımızın evi”
Yaz aylarında ziyaretçi sayısının arttığını da vurgulayan Eğrilmez, şunları söyledi: “Biz alanı olabildiğince temiz tutmaya çalışıyoruz. Burası yaban hayvanlarımızın evi. Biz gelip gidiyoruz ama onlar burada yaşıyor. Ziyaretçilerimizden Doğal Yaşam Parkı’nı temiz tutmaya özen göstermelerini, hayvanlara yiyecek vermemelerini, yiyecek artıklarını çevreye bırakmamalarını rica ediyoruz.”

İzmir gözde merkezlerinden
130 türde 1500'den fazla hayvanı ve 250'den fazla bitki türünü bünyesinde barındıran Doğal Yaşam Parkı’nda; aslanlar, kaplanlar, filler, zürafalar, zebralar, çeşitli kuş türleri, sürüngenler, su canlıları gibi birçok hayvan bulunuyor. Park; çocukların bazı evcil hayvanlarla doğrudan temas sağlayabilmesi için özel olarak kurulan Çocuk Hayvanat Bahçesi, geniş yürüyüş yolları, bisiklet yolları, piknik alanları, kafe ve dinlenme alanları ile İzmir’in gözde merkezlerinden. Doğal Yaşam Parkı pazartesi günleri hariç hafta içi 09.00-17.00, hafta sonları ise 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Egeli miniklerden "görevimiz iyilik projesi"

Eğitim 06.12.2022 - 13:14, Güncelleme: 06.12.2022 - 13:14
 

Egeli miniklerden "görevimiz iyilik projesi"

Ege Üniversitesi Anaokulunda öğrenim gören öğrenciler Kasım ayı içerisinde gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attılar. Egeli minikler, Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KİTVAK) bünyesinde tedavi gören çocukları ziyaret ederek kitap hediye ettiler.
Miniklerin getirdiği kitaplardan bir kütüphane oluşturularak, üzerine anaokulu öğretmenleri tarafından hazırlanan "Okumak Özgürlüğe Uçmaktır" yazısı asıldı. Ayrıca öğrenciler ve tedavi gören çocuklar, Anaokulu Müzik Öğretmeni Dolunay Kollar eşliğinde müzikle eğlendiler. Gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" ile ilgili bilgiler veren EÜ Anaokulu Müdürü Burcu Karakaş, "Kızılay'ın, 'Görevimiz İyilik' projesinden yola çıkarak çocuklarımızın gelişim seviyesine uygun yapacakları görevler belirledik. Bu görevleri yerine getirirken ailelerinden de destek almalarını, yerine getirdikleri görevleri fotoğraflamalarını ve ay sonunda sınıflarında arkadaşlarına sunum yapmalarını istedik. Görevlerini tamamlayan çocuklarımıza çalışma sonunda iyilik sertifikalarını dağıttık. Bu proje ile okul öncesi dönemde yardımseverlik, merhamet, sevgi, hoşgörü, paylaşmak, iyilik, değerlerine ilişkin çocukların gelişimlerini desteklemeyi amaçladık. Bu değerler, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve her an her durumda sosyal yaşantı içerisinde yer almaktadır. Çocuklarımızın öz değerlerini tanımaları, uygulayarak deneyimleri ve bu farkındalıkla büyümesi en büyük amacımızdır" dedi. Ege Üniversitesi Anaokulu Öğrencileri Kasım ayı boyunca "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında kendilerine verilen; sokak hayvanlarını besleme, ağaç dikimi-bitki bakımı üstlenme, aile büyüklerini ziyaret etme, kendi yaptıkları kolonyayı yakın çevresine satarak elde ettiği geliri bir hayır kurumuna bağışlama, büyüklerine yer verme, nezaket sözcüklerini kullanma gibi birçok görevi yerine getirdiler
Ege Üniversitesi Anaokulunda öğrenim gören öğrenciler Kasım ayı içerisinde gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attılar. Egeli minikler, Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KİTVAK) bünyesinde tedavi gören çocukları ziyaret ederek kitap hediye ettiler.

Miniklerin getirdiği kitaplardan bir kütüphane oluşturularak, üzerine anaokulu öğretmenleri tarafından hazırlanan "Okumak Özgürlüğe Uçmaktır" yazısı asıldı. Ayrıca öğrenciler ve tedavi gören çocuklar, Anaokulu Müzik Öğretmeni Dolunay Kollar eşliğinde müzikle eğlendiler.

Gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" ile ilgili bilgiler veren EÜ Anaokulu Müdürü Burcu Karakaş, "Kızılay'ın, 'Görevimiz İyilik' projesinden yola çıkarak çocuklarımızın gelişim seviyesine uygun yapacakları görevler belirledik. Bu görevleri yerine getirirken ailelerinden de destek almalarını, yerine getirdikleri görevleri fotoğraflamalarını ve ay sonunda sınıflarında arkadaşlarına sunum yapmalarını istedik. Görevlerini tamamlayan çocuklarımıza çalışma sonunda iyilik sertifikalarını dağıttık. Bu proje ile okul öncesi dönemde yardımseverlik, merhamet, sevgi, hoşgörü, paylaşmak, iyilik, değerlerine ilişkin çocukların gelişimlerini desteklemeyi amaçladık. Bu değerler, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve her an her durumda sosyal yaşantı içerisinde yer almaktadır. Çocuklarımızın öz değerlerini tanımaları, uygulayarak deneyimleri ve bu farkındalıkla büyümesi en büyük amacımızdır" dedi.

Ege Üniversitesi Anaokulu Öğrencileri Kasım ayı boyunca "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında kendilerine verilen; sokak hayvanlarını besleme, ağaç dikimi-bitki bakımı üstlenme, aile büyüklerini ziyaret etme, kendi yaptıkları kolonyayı yakın çevresine satarak elde ettiği geliri bir hayır kurumuna bağışlama, büyüklerine yer verme, nezaket sözcüklerini kullanma gibi birçok görevi yerine getirdiler

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Başkan Tugay'dan AK Parti'ye 'miting' yanıtı: 70 bin komik bir rakam!

Güncel 23.05.2025 - 09:55, Güncelleme: 23.05.2025 - 17:26
 

Başkan Tugay'dan AK Parti'ye 'miting' yanıtı: 70 bin komik bir rakam!

19 Mayıs günü İzmir Gündoğdu Meydanı’nda CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na destek mitingi gerçekleştirildi. Miting daha bitmeden AK Parti kanadından başlayan eleştiriler gündemdeki yerini koruyor. Başkan Tugay, "İnsanları tek tek sayamayız, ancak herkesin coşkulu ve katılımcı olması önemliydi. Telaffuz edilen 70 bin rakamı da komik" şeklinde açıklama yaptı.
ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - CHP'nin 19 Mayıs tarihinde tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla gerçekleştirdiği İzmir mitinginin yankıları sürüyor.  Mitinge katılım sayısı üzerinden karşılıklı söylemler miting daha bitmeden başlamıştı. CHP Lideri Özgür Özel, mitingde 2 milyonun üzerinde kişinin katıldığını söylerken,  AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ile İl Başkanı Bilal Saygılı mitingde 70 bin kişi olduğunu ifade etmişti. Başkan Tugay, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken mitinge katılım sayısı konusunda şu açıklamayı yaptı; "Geçmiş yıllarda benzeri mitinglere baktığımızda en güçlü ve özel mitinglerden olduğuna eminim. Benim için önemli olan şey herkesin coşkulu ve katılımcı olmasıydı. Mitingin ardından herkes birlik-beraberlik havası yaşadı. Milyonun üzerinde insan olduğu kesin ama ne sayarım ne saymaya kalkarım ancak 70 bin komik bir rakam. Hedef sayı ile ilgili değildir. Ben sahneden ve görüntülerden gördüğümde gerçekten katılımcı ve duygulu bir topluluk gördüm. Gerçek başarı mitinge insanların seyirci olarak gelmiş olmaması” dedi.  
19 Mayıs günü İzmir Gündoğdu Meydanı’nda CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na destek mitingi gerçekleştirildi. Miting daha bitmeden AK Parti kanadından başlayan eleştiriler gündemdeki yerini koruyor. Başkan Tugay, "İnsanları tek tek sayamayız, ancak herkesin coşkulu ve katılımcı olması önemliydi. Telaffuz edilen 70 bin rakamı da komik" şeklinde açıklama yaptı.

ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - CHP'nin 19 Mayıs tarihinde tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla gerçekleştirdiği İzmir mitinginin yankıları sürüyor.  Mitinge katılım sayısı üzerinden karşılıklı söylemler miting daha bitmeden başlamıştı.

CHP Lideri Özgür Özel, mitingde 2 milyonun üzerinde kişinin katıldığını söylerken,  AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ile İl Başkanı Bilal Saygılı mitingde 70 bin kişi olduğunu ifade etmişti.

Başkan Tugay, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken mitinge katılım sayısı konusunda şu açıklamayı yaptı; "Geçmiş yıllarda benzeri mitinglere baktığımızda en güçlü ve özel mitinglerden olduğuna eminim. Benim için önemli olan şey herkesin coşkulu ve katılımcı olmasıydı. Mitingin ardından herkes birlik-beraberlik havası yaşadı. Milyonun üzerinde insan olduğu kesin ama ne sayarım ne saymaya kalkarım ancak 70 bin komik bir rakam. Hedef sayı ile ilgili değildir. Ben sahneden ve görüntülerden gördüğümde gerçekten katılımcı ve duygulu bir topluluk gördüm. Gerçek başarı mitinge insanların seyirci olarak gelmiş olmaması” dedi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde

Güncel 11.02.2023 - 17:36, Güncelleme: 13.02.2023 - 10:38
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde

CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi. ‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu: “Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.” ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.
CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi.

‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu:

“Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.”

ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Bayraklı'nın yağmuru suyu sorunu çözülecek! Başkan Tugay: Bu dönemi şarkı türküyle geçirmeyeceğiz

Yerel 23.05.2025 - 10:00, Güncelleme: 23.05.2025 - 12:09
 

Bayraklı'nın yağmuru suyu sorunu çözülecek! Başkan Tugay: Bu dönemi şarkı türküyle geçirmeyeceğiz

İzmir Büyükşehir Belediye’sinin hayata geçireceği, 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma töreni gerçekleştirildi. Başkan Tugay, “Şehrin sorunlarını teker teker çözüyoruz. Reklamla değil yaptığımız işlerle gündeme gelmek istiyoruz. Kentin altyapı problemlerini bu dönem çözüme kavuşturacağız” dedi.
ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma törenini gerçekleştirdi. 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek olan projenin açılış törenine Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan projeyle ilgili açıklamalarda bulundu. Törene Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Çağatay Güç, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Münir Demir, Büyükşehir ve İZSU bürokratları, muhtarlar, sivil toplum örgütü üyeleri ve çevre sakinleri katıldı. Başkan Tugay bölgede oturan yurttaşlarla birlikte kahvaltı yaptı. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ise projeye ilişkin bilgilendirmede bulundu.   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bayraklı’da yaşayan vatandaşlar olarak bu projenin değerini ve önemini eminim daha iyi biliyorsunuzdur. 12 Temmuz tarihinde sağanak sonrası bu bölgedeki birçok yer su altında kaldı. İzmir’in pek çok yerinde altyapı sorunu yaşanıyor. Bizlere toplu olarak getirdiği sorumluluklar var. Genel olarak İzmir’in en önemli üç dört sorunundan bir tanesi alt yapı sorunudur. Kazılır, toz toprak insanları rahatsız eder, bunaltır yaptığınız iş keyif vermezi bizim için de zor işler. Bu dönmede yapacağımız işletin en az rahatsız etmesi için mümkün olan en hızlı şekilde tamamlayalım diye rica ettim. Ne yaparsanız yapın insanların gözüne hoş görünmeyen projeler. Altyapısı sağlam olmayan bir şehrin üstüne ne yaparsanız yapın sağlam olmuyor." dedi. "REKLAMLA DEĞİL, YAPTIKLARIMIZLA KONU OLMAK İSTİYORUZ" Bu dönemde İzmir’in altyapı sorunlarını çözmeye kararlı olduklarını belirten Başkan Tugay, "Bu dönemin sonuna kadar yıllardır bekleyen pek çok altyapı sorununu çözeceğiz. Sokağında kaldırım olmayan, park alanı olmayan, yeşil alanı olmayan mahallemizin dönüşümünü gerçekleştireceğiz. Çok zor şartlarda çalışıyoruz. Hem ekonomik hem de siyasi anlamda baskı altında tuttukları bir ortamda iş yapmaya çalışıyoruz. Biz bu dönemde şarkılar türlüler söyleyerek eğlenerek geçirmek istemiyoruz. Biz bu şehre gerçekten hizmet için geldik. Biz yaptığımız reklamla değil, yaptığımız işle konu olmak istiyoruz. Özverili çalışanlarımız adına rica ediyorum, maaş karşılığı değil, bu şehri sevdikleri için çalışan insanlar. İstedikleri sadece arkalarında İzmir halkını görmek istiyorlar, onları yalnız bırakmamanızı rica ediyorum. Bayraklı yatırı anlamında en çok ihtiyacı olan bölgelerden bir tanesi, verdiğim sözlerin hepsi gerçekleştirilecek hiçbir şüpheniz olmasın." şeklinde ifade etti. "YAĞMUR SUYU KANALINA ÇÖP, İZMARİT, DETERJANLI SU DÖKÜLMEZ" Başkan Tugay, İzmir halkına da duyarlı olmaları konusunda uyarıda bulunurken, "Gereksiz yere musluklar akıtılmamalı, kanallar durdur yere tıkanmıyor insanlar sürekli bir şeyler atıyor. Yağmur suyu ayrıştırın diyorlar, ancak yağmur suyu kanalına sigara izmariti ve çöp atılmaz. Her mazgalın başına nöbetçi dikemeyeceğimize göre, vatandaşlarımızın duyarlı ve sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Biz insanlardan alkış ve teşekkür beklemiyoruz, sadece çalışmalarımızı korumalarını ve değer vermelerini bekliyoruz.” dedi. BAŞKAN TUGAY’DAN O HABERLERE TEPKİ! Geçtiğimiz günlerde “İZSU zarar ediyor” haberlerine tepki gösteren Başkan Tugay, “İZSU da hiçbir anında kar etmek için çalışan bir kurum değil, biz kar etmeden çalışan kurumları. Zarar adı verilen eksiler eğer yatırım için kullanılmışsa buna zarar denmez, kar denir. Ben kendime ve arkadaşlarıma kefilim, İZSU zarar ediyor diye cümle kurmadan önce bu paralar nereye gidiyor diye bakmanız gerekiyor. İşte bu yatırımlara gidiyor.” dedi. ÖNAL: ÇALIŞMALAR SIRASINDA VATANDAŞLARIMIZDAN SABIR İSTİYORUM Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Geçen sene seçimlerden hemen sonra sağanakla ile bayraklı en çok etkilenen bölgemiz olmuştu. O gece bu problemin ve çalışmaların bir an önce başlaması için başkanımız talimat vermişti. 3 etaplı çalışma ile bu sorun ortadan kalkacak. Yıllar önceden gelen bu sorunun köklü çözümü için projeler hayata geçirilecek. Çoğu zaman tartışmalara da neden olsa, Bayraklı’da maalesef ova birikintisi dediğiniz yağmur suları aşağıya indiği için sorunlar yaşanıyordu. Maalesef altyapı yatırımları nankör yatırımlardır, bu yatırımlar yapılırken zorluklar yaşayacağız sabıra ihtiyacımız olduğunu muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza şimdiden iletmek istiyorum.” Sözleriyle yatırımların önemini vurguladı. ERDOĞAN: BAYRAKLI'DA YAĞMUR SUYU SORUNU ÇÖZÜLECEK İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “12 Temmuz günü burada yağmurdan etkilene vatandaşlarımızı ziyaret ederken sorunları çözeceğimizin sözünü verdik. Bir takım izinleri aldık ve hızla çalışmalarımıza başladık. 1.Etap çalışmamızda Tepekule ve Çay Mahallesi su altında kalıyordu. Bu bölge ve civardaki evler yağmurdan etkileniyordu. Yüzde 70’i tamamlandı, birkaç ay içerisinde bu proje tamamlanacak. Bu sokaklar yağmurdan en çok etkilenen sokaklar. Bu suların aşağı inmeden toplanmasını sağlayacağız. Temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz alan da ikinci aşama olarak hayata geçecek. Sevgi yolunda esnafımızı yıllardır etkileyen yağmur suyu sorunu çözülecek. Bu iki çalışma 200 milyon TL’ye mal olacak. 3 projeyle birlikte toplam 600 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirilecek. Bayraklı’da yağmur suyu sorununu çözmüş oluyoruz, artık su taşkınları yaşanmayacak. Bu anlamda yıllardır hemşehrilerimizin yaşadığı sorun için bu projeleri hayata geçirdik. Çalışmalarımıza destek ve yön veren başkanımız Cemil Tugay’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde ifade etti. İZSU Genel Müdürlüğü’nün Bayraklı Tepekule Mahallesi’nde başlattığı 1. etap projesi kapsamında toplam 4 kilometrelik yağmur suyu ve atık su hattı çalışmaları yaz aylarında tamamlanacak. Birinci etabın tamamlanmasının ardından ikinci etap kapsamına giren Muhittin Erener, Çay, Refik Şevket İnce mahallelerinde de yağmur suyu ve atık su hattı yapımına başlanacak. Sel ve taşkın risklerini azaltmak için, Bornova, Bayraklı, Karabağlar, Konak ve Buca ilçeleri başta olmak üzere, İzmir genelinde 67 kilometre uzunluğunda yağmur suyu ayrıştırma imalatı tamamlandı. Bayraklı ilçe merkezindeki yağmur suyu ayrıştırma projesinin bir ve ikinci etabında çalışmalar devam ederken İZSU Genel Müdürlüğü, Alsancak’ta da çalışmalara başladı. Bu çalışmalar Buca ikinci etap ve Balatçık ile devam edecek. Kent genelinde 92,3 km yağmur suyu hattı temizliği, 26 bin 777 adet yağmur suyu ızgara temizliği yapıldı.  
İzmir Büyükşehir Belediye’sinin hayata geçireceği, 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma töreni gerçekleştirildi. Başkan Tugay, “Şehrin sorunlarını teker teker çözüyoruz. Reklamla değil yaptığımız işlerle gündeme gelmek istiyoruz. Kentin altyapı problemlerini bu dönem çözüme kavuşturacağız” dedi.

ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma törenini gerçekleştirdi. 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek olan projenin açılış törenine Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan projeyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Törene Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Çağatay Güç, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Münir Demir, Büyükşehir ve İZSU bürokratları, muhtarlar, sivil toplum örgütü üyeleri ve çevre sakinleri katıldı. Başkan Tugay bölgede oturan yurttaşlarla birlikte kahvaltı yaptı. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ise projeye ilişkin bilgilendirmede bulundu.  

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bayraklı’da yaşayan vatandaşlar olarak bu projenin değerini ve önemini eminim daha iyi biliyorsunuzdur. 12 Temmuz tarihinde sağanak sonrası bu bölgedeki birçok yer su altında kaldı. İzmir’in pek çok yerinde altyapı sorunu yaşanıyor. Bizlere toplu olarak getirdiği sorumluluklar var. Genel olarak İzmir’in en önemli üç dört sorunundan bir tanesi alt yapı sorunudur. Kazılır, toz toprak insanları rahatsız eder, bunaltır yaptığınız iş keyif vermezi bizim için de zor işler. Bu dönmede yapacağımız işletin en az rahatsız etmesi için mümkün olan en hızlı şekilde tamamlayalım diye rica ettim. Ne yaparsanız yapın insanların gözüne hoş görünmeyen projeler. Altyapısı sağlam olmayan bir şehrin üstüne ne yaparsanız yapın sağlam olmuyor." dedi.

"REKLAMLA DEĞİL, YAPTIKLARIMIZLA KONU OLMAK İSTİYORUZ"

Bu dönemde İzmir’in altyapı sorunlarını çözmeye kararlı olduklarını belirten Başkan Tugay, "Bu dönemin sonuna kadar yıllardır bekleyen pek çok altyapı sorununu çözeceğiz. Sokağında kaldırım olmayan, park alanı olmayan, yeşil alanı olmayan mahallemizin dönüşümünü gerçekleştireceğiz. Çok zor şartlarda çalışıyoruz. Hem ekonomik hem de siyasi anlamda baskı altında tuttukları bir ortamda iş yapmaya çalışıyoruz. Biz bu dönemde şarkılar türlüler söyleyerek eğlenerek geçirmek istemiyoruz. Biz bu şehre gerçekten hizmet için geldik. Biz yaptığımız reklamla değil, yaptığımız işle konu olmak istiyoruz. Özverili çalışanlarımız adına rica ediyorum, maaş karşılığı değil, bu şehri sevdikleri için çalışan insanlar. İstedikleri sadece arkalarında İzmir halkını görmek istiyorlar, onları yalnız bırakmamanızı rica ediyorum. Bayraklı yatırı anlamında en çok ihtiyacı olan bölgelerden bir tanesi, verdiğim sözlerin hepsi gerçekleştirilecek hiçbir şüpheniz olmasın." şeklinde ifade etti.

"YAĞMUR SUYU KANALINA ÇÖP, İZMARİT, DETERJANLI SU DÖKÜLMEZ"

Başkan Tugay, İzmir halkına da duyarlı olmaları konusunda uyarıda bulunurken, "Gereksiz yere musluklar akıtılmamalı, kanallar durdur yere tıkanmıyor insanlar sürekli bir şeyler atıyor. Yağmur suyu ayrıştırın diyorlar, ancak yağmur suyu kanalına sigara izmariti ve çöp atılmaz. Her mazgalın başına nöbetçi dikemeyeceğimize göre, vatandaşlarımızın duyarlı ve sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Biz insanlardan alkış ve teşekkür beklemiyoruz, sadece çalışmalarımızı korumalarını ve değer vermelerini bekliyoruz.” dedi.

BAŞKAN TUGAY’DAN O HABERLERE TEPKİ!

Geçtiğimiz günlerde “ İZSU zarar ediyor” haberlerine tepki gösteren Başkan Tugay, “ İZSU da hiçbir anında kar etmek için çalışan bir kurum değil, biz kar etmeden çalışan kurumları. Zarar adı verilen eksiler eğer yatırım için kullanılmışsa buna zarar denmez, kar denir. Ben kendime ve arkadaşlarıma kefilim, İZSU zarar ediyor diye cümle kurmadan önce bu paralar nereye gidiyor diye bakmanız gerekiyor. İşte bu yatırımlara gidiyor.” dedi.

ÖNAL: ÇALIŞMALAR SIRASINDA VATANDAŞLARIMIZDAN SABIR İSTİYORUM

Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Geçen sene seçimlerden hemen sonra sağanakla ile bayraklı en çok etkilenen bölgemiz olmuştu. O gece bu problemin ve çalışmaların bir an önce başlaması için başkanımız talimat vermişti. 3 etaplı çalışma ile bu sorun ortadan kalkacak. Yıllar önceden gelen bu sorunun köklü çözümü için projeler hayata geçirilecek. Çoğu zaman tartışmalara da neden olsa, Bayraklı’da maalesef ova birikintisi dediğiniz yağmur suları aşağıya indiği için sorunlar yaşanıyordu. Maalesef altyapı yatırımları nankör yatırımlardır, bu yatırımlar yapılırken zorluklar yaşayacağız sabıra ihtiyacımız olduğunu muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza şimdiden iletmek istiyorum.” Sözleriyle yatırımların önemini vurguladı.

ERDOĞAN: BAYRAKLI'DA YAĞMUR SUYU SORUNU ÇÖZÜLECEK

İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “12 Temmuz günü burada yağmurdan etkilene vatandaşlarımızı ziyaret ederken sorunları çözeceğimizin sözünü verdik. Bir takım izinleri aldık ve hızla çalışmalarımıza başladık. 1.Etap çalışmamızda Tepekule ve Çay Mahallesi su altında kalıyordu. Bu bölge ve civardaki evler yağmurdan etkileniyordu. Yüzde 70’i tamamlandı, birkaç ay içerisinde bu proje tamamlanacak. Bu sokaklar yağmurdan en çok etkilenen sokaklar. Bu suların aşağı inmeden toplanmasını sağlayacağız. Temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz alan da ikinci aşama olarak hayata geçecek. Sevgi yolunda esnafımızı yıllardır etkileyen yağmur suyu sorunu çözülecek. Bu iki çalışma 200 milyon TL’ye mal olacak. 3 projeyle birlikte toplam 600 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirilecek. Bayraklı’da yağmur suyu sorununu çözmüş oluyoruz, artık su taşkınları yaşanmayacak. Bu anlamda yıllardır hemşehrilerimizin yaşadığı sorun için bu projeleri hayata geçirdik. Çalışmalarımıza destek ve yön veren başkanımız Cemil Tugay’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde ifade etti.

İZSU Genel Müdürlüğü’nün Bayraklı Tepekule Mahallesi’nde başlattığı 1. etap projesi kapsamında toplam 4 kilometrelik yağmur suyu ve atık su hattı çalışmaları yaz aylarında tamamlanacak. Birinci etabın tamamlanmasının ardından ikinci etap kapsamına giren Muhittin Erener, Çay, Refik Şevket İnce mahallelerinde de yağmur suyu ve atık su hattı yapımına başlanacak. Sel ve taşkın risklerini azaltmak için, Bornova, Bayraklı, Karabağlar, Konak ve Buca ilçeleri başta olmak üzere, İzmir genelinde 67 kilometre uzunluğunda yağmur suyu ayrıştırma imalatı tamamlandı. Bayraklı ilçe merkezindeki yağmur suyu ayrıştırma projesinin bir ve ikinci etabında çalışmalar devam ederken İZSU Genel Müdürlüğü, Alsancak’ta da çalışmalara başladı. Bu çalışmalar Buca ikinci etap ve Balatçık ile devam edecek. Kent genelinde 92,3 km yağmur suyu hattı temizliği, 26 bin 777 adet yağmur suyu ızgara temizliği yapıldı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Bayraklı'nın yağmuru suyu sorunu çözülecek! Başkan Tugay: Bu dönemi şarkı türküyle geçirmeyeceğiz

Yerel 23.05.2025 - 10:00, Güncelleme: 23.05.2025 - 12:09
 

Bayraklı'nın yağmuru suyu sorunu çözülecek! Başkan Tugay: Bu dönemi şarkı türküyle geçirmeyeceğiz

İzmir Büyükşehir Belediye’sinin hayata geçireceği, 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma töreni gerçekleştirildi. Başkan Tugay, “Şehrin sorunlarını teker teker çözüyoruz. Reklamla değil yaptığımız işlerle gündeme gelmek istiyoruz. Kentin altyapı problemlerini bu dönem çözüme kavuşturacağız” dedi.
ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma törenini gerçekleştirdi. 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek olan projenin açılış törenine Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan projeyle ilgili açıklamalarda bulundu. Törene Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Çağatay Güç, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Münir Demir, Büyükşehir ve İZSU bürokratları, muhtarlar, sivil toplum örgütü üyeleri ve çevre sakinleri katıldı. Başkan Tugay bölgede oturan yurttaşlarla birlikte kahvaltı yaptı. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ise projeye ilişkin bilgilendirmede bulundu.   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bayraklı’da yaşayan vatandaşlar olarak bu projenin değerini ve önemini eminim daha iyi biliyorsunuzdur. 12 Temmuz tarihinde sağanak sonrası bu bölgedeki birçok yer su altında kaldı. İzmir’in pek çok yerinde altyapı sorunu yaşanıyor. Bizlere toplu olarak getirdiği sorumluluklar var. Genel olarak İzmir’in en önemli üç dört sorunundan bir tanesi alt yapı sorunudur. Kazılır, toz toprak insanları rahatsız eder, bunaltır yaptığınız iş keyif vermezi bizim için de zor işler. Bu dönmede yapacağımız işletin en az rahatsız etmesi için mümkün olan en hızlı şekilde tamamlayalım diye rica ettim. Ne yaparsanız yapın insanların gözüne hoş görünmeyen projeler. Altyapısı sağlam olmayan bir şehrin üstüne ne yaparsanız yapın sağlam olmuyor." dedi. "REKLAMLA DEĞİL, YAPTIKLARIMIZLA KONU OLMAK İSTİYORUZ" Bu dönemde İzmir’in altyapı sorunlarını çözmeye kararlı olduklarını belirten Başkan Tugay, "Bu dönemin sonuna kadar yıllardır bekleyen pek çok altyapı sorununu çözeceğiz. Sokağında kaldırım olmayan, park alanı olmayan, yeşil alanı olmayan mahallemizin dönüşümünü gerçekleştireceğiz. Çok zor şartlarda çalışıyoruz. Hem ekonomik hem de siyasi anlamda baskı altında tuttukları bir ortamda iş yapmaya çalışıyoruz. Biz bu dönemde şarkılar türlüler söyleyerek eğlenerek geçirmek istemiyoruz. Biz bu şehre gerçekten hizmet için geldik. Biz yaptığımız reklamla değil, yaptığımız işle konu olmak istiyoruz. Özverili çalışanlarımız adına rica ediyorum, maaş karşılığı değil, bu şehri sevdikleri için çalışan insanlar. İstedikleri sadece arkalarında İzmir halkını görmek istiyorlar, onları yalnız bırakmamanızı rica ediyorum. Bayraklı yatırı anlamında en çok ihtiyacı olan bölgelerden bir tanesi, verdiğim sözlerin hepsi gerçekleştirilecek hiçbir şüpheniz olmasın." şeklinde ifade etti. "YAĞMUR SUYU KANALINA ÇÖP, İZMARİT, DETERJANLI SU DÖKÜLMEZ" Başkan Tugay, İzmir halkına da duyarlı olmaları konusunda uyarıda bulunurken, "Gereksiz yere musluklar akıtılmamalı, kanallar durdur yere tıkanmıyor insanlar sürekli bir şeyler atıyor. Yağmur suyu ayrıştırın diyorlar, ancak yağmur suyu kanalına sigara izmariti ve çöp atılmaz. Her mazgalın başına nöbetçi dikemeyeceğimize göre, vatandaşlarımızın duyarlı ve sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Biz insanlardan alkış ve teşekkür beklemiyoruz, sadece çalışmalarımızı korumalarını ve değer vermelerini bekliyoruz.” dedi. BAŞKAN TUGAY’DAN O HABERLERE TEPKİ! Geçtiğimiz günlerde “İZSU zarar ediyor” haberlerine tepki gösteren Başkan Tugay, “İZSU da hiçbir anında kar etmek için çalışan bir kurum değil, biz kar etmeden çalışan kurumları. Zarar adı verilen eksiler eğer yatırım için kullanılmışsa buna zarar denmez, kar denir. Ben kendime ve arkadaşlarıma kefilim, İZSU zarar ediyor diye cümle kurmadan önce bu paralar nereye gidiyor diye bakmanız gerekiyor. İşte bu yatırımlara gidiyor.” dedi. ÖNAL: ÇALIŞMALAR SIRASINDA VATANDAŞLARIMIZDAN SABIR İSTİYORUM Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Geçen sene seçimlerden hemen sonra sağanakla ile bayraklı en çok etkilenen bölgemiz olmuştu. O gece bu problemin ve çalışmaların bir an önce başlaması için başkanımız talimat vermişti. 3 etaplı çalışma ile bu sorun ortadan kalkacak. Yıllar önceden gelen bu sorunun köklü çözümü için projeler hayata geçirilecek. Çoğu zaman tartışmalara da neden olsa, Bayraklı’da maalesef ova birikintisi dediğiniz yağmur suları aşağıya indiği için sorunlar yaşanıyordu. Maalesef altyapı yatırımları nankör yatırımlardır, bu yatırımlar yapılırken zorluklar yaşayacağız sabıra ihtiyacımız olduğunu muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza şimdiden iletmek istiyorum.” Sözleriyle yatırımların önemini vurguladı. ERDOĞAN: BAYRAKLI'DA YAĞMUR SUYU SORUNU ÇÖZÜLECEK İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “12 Temmuz günü burada yağmurdan etkilene vatandaşlarımızı ziyaret ederken sorunları çözeceğimizin sözünü verdik. Bir takım izinleri aldık ve hızla çalışmalarımıza başladık. 1.Etap çalışmamızda Tepekule ve Çay Mahallesi su altında kalıyordu. Bu bölge ve civardaki evler yağmurdan etkileniyordu. Yüzde 70’i tamamlandı, birkaç ay içerisinde bu proje tamamlanacak. Bu sokaklar yağmurdan en çok etkilenen sokaklar. Bu suların aşağı inmeden toplanmasını sağlayacağız. Temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz alan da ikinci aşama olarak hayata geçecek. Sevgi yolunda esnafımızı yıllardır etkileyen yağmur suyu sorunu çözülecek. Bu iki çalışma 200 milyon TL’ye mal olacak. 3 projeyle birlikte toplam 600 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirilecek. Bayraklı’da yağmur suyu sorununu çözmüş oluyoruz, artık su taşkınları yaşanmayacak. Bu anlamda yıllardır hemşehrilerimizin yaşadığı sorun için bu projeleri hayata geçirdik. Çalışmalarımıza destek ve yön veren başkanımız Cemil Tugay’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde ifade etti. İZSU Genel Müdürlüğü’nün Bayraklı Tepekule Mahallesi’nde başlattığı 1. etap projesi kapsamında toplam 4 kilometrelik yağmur suyu ve atık su hattı çalışmaları yaz aylarında tamamlanacak. Birinci etabın tamamlanmasının ardından ikinci etap kapsamına giren Muhittin Erener, Çay, Refik Şevket İnce mahallelerinde de yağmur suyu ve atık su hattı yapımına başlanacak. Sel ve taşkın risklerini azaltmak için, Bornova, Bayraklı, Karabağlar, Konak ve Buca ilçeleri başta olmak üzere, İzmir genelinde 67 kilometre uzunluğunda yağmur suyu ayrıştırma imalatı tamamlandı. Bayraklı ilçe merkezindeki yağmur suyu ayrıştırma projesinin bir ve ikinci etabında çalışmalar devam ederken İZSU Genel Müdürlüğü, Alsancak’ta da çalışmalara başladı. Bu çalışmalar Buca ikinci etap ve Balatçık ile devam edecek. Kent genelinde 92,3 km yağmur suyu hattı temizliği, 26 bin 777 adet yağmur suyu ızgara temizliği yapıldı.  
İzmir Büyükşehir Belediye’sinin hayata geçireceği, 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma töreni gerçekleştirildi. Başkan Tugay, “Şehrin sorunlarını teker teker çözüyoruz. Reklamla değil yaptığımız işlerle gündeme gelmek istiyoruz. Kentin altyapı problemlerini bu dönem çözüme kavuşturacağız” dedi.

ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma törenini gerçekleştirdi. 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek olan projenin açılış törenine Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan projeyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Törene Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Çağatay Güç, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Münir Demir, Büyükşehir ve İZSU bürokratları, muhtarlar, sivil toplum örgütü üyeleri ve çevre sakinleri katıldı. Başkan Tugay bölgede oturan yurttaşlarla birlikte kahvaltı yaptı. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ise projeye ilişkin bilgilendirmede bulundu.  

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bayraklı’da yaşayan vatandaşlar olarak bu projenin değerini ve önemini eminim daha iyi biliyorsunuzdur. 12 Temmuz tarihinde sağanak sonrası bu bölgedeki birçok yer su altında kaldı. İzmir’in pek çok yerinde altyapı sorunu yaşanıyor. Bizlere toplu olarak getirdiği sorumluluklar var. Genel olarak İzmir’in en önemli üç dört sorunundan bir tanesi alt yapı sorunudur. Kazılır, toz toprak insanları rahatsız eder, bunaltır yaptığınız iş keyif vermezi bizim için de zor işler. Bu dönmede yapacağımız işletin en az rahatsız etmesi için mümkün olan en hızlı şekilde tamamlayalım diye rica ettim. Ne yaparsanız yapın insanların gözüne hoş görünmeyen projeler. Altyapısı sağlam olmayan bir şehrin üstüne ne yaparsanız yapın sağlam olmuyor." dedi.

"REKLAMLA DEĞİL, YAPTIKLARIMIZLA KONU OLMAK İSTİYORUZ"

Bu dönemde İzmir’in altyapı sorunlarını çözmeye kararlı olduklarını belirten Başkan Tugay, "Bu dönemin sonuna kadar yıllardır bekleyen pek çok altyapı sorununu çözeceğiz. Sokağında kaldırım olmayan, park alanı olmayan, yeşil alanı olmayan mahallemizin dönüşümünü gerçekleştireceğiz. Çok zor şartlarda çalışıyoruz. Hem ekonomik hem de siyasi anlamda baskı altında tuttukları bir ortamda iş yapmaya çalışıyoruz. Biz bu dönemde şarkılar türlüler söyleyerek eğlenerek geçirmek istemiyoruz. Biz bu şehre gerçekten hizmet için geldik. Biz yaptığımız reklamla değil, yaptığımız işle konu olmak istiyoruz. Özverili çalışanlarımız adına rica ediyorum, maaş karşılığı değil, bu şehri sevdikleri için çalışan insanlar. İstedikleri sadece arkalarında İzmir halkını görmek istiyorlar, onları yalnız bırakmamanızı rica ediyorum. Bayraklı yatırı anlamında en çok ihtiyacı olan bölgelerden bir tanesi, verdiğim sözlerin hepsi gerçekleştirilecek hiçbir şüpheniz olmasın." şeklinde ifade etti.

"YAĞMUR SUYU KANALINA ÇÖP, İZMARİT, DETERJANLI SU DÖKÜLMEZ"

Başkan Tugay, İzmir halkına da duyarlı olmaları konusunda uyarıda bulunurken, "Gereksiz yere musluklar akıtılmamalı, kanallar durdur yere tıkanmıyor insanlar sürekli bir şeyler atıyor. Yağmur suyu ayrıştırın diyorlar, ancak yağmur suyu kanalına sigara izmariti ve çöp atılmaz. Her mazgalın başına nöbetçi dikemeyeceğimize göre, vatandaşlarımızın duyarlı ve sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Biz insanlardan alkış ve teşekkür beklemiyoruz, sadece çalışmalarımızı korumalarını ve değer vermelerini bekliyoruz.” dedi.

BAŞKAN TUGAY’DAN O HABERLERE TEPKİ!

Geçtiğimiz günlerde “ İZSU zarar ediyor” haberlerine tepki gösteren Başkan Tugay, “ İZSU da hiçbir anında kar etmek için çalışan bir kurum değil, biz kar etmeden çalışan kurumları. Zarar adı verilen eksiler eğer yatırım için kullanılmışsa buna zarar denmez, kar denir. Ben kendime ve arkadaşlarıma kefilim, İZSU zarar ediyor diye cümle kurmadan önce bu paralar nereye gidiyor diye bakmanız gerekiyor. İşte bu yatırımlara gidiyor.” dedi.

ÖNAL: ÇALIŞMALAR SIRASINDA VATANDAŞLARIMIZDAN SABIR İSTİYORUM

Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Geçen sene seçimlerden hemen sonra sağanakla ile bayraklı en çok etkilenen bölgemiz olmuştu. O gece bu problemin ve çalışmaların bir an önce başlaması için başkanımız talimat vermişti. 3 etaplı çalışma ile bu sorun ortadan kalkacak. Yıllar önceden gelen bu sorunun köklü çözümü için projeler hayata geçirilecek. Çoğu zaman tartışmalara da neden olsa, Bayraklı’da maalesef ova birikintisi dediğiniz yağmur suları aşağıya indiği için sorunlar yaşanıyordu. Maalesef altyapı yatırımları nankör yatırımlardır, bu yatırımlar yapılırken zorluklar yaşayacağız sabıra ihtiyacımız olduğunu muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza şimdiden iletmek istiyorum.” Sözleriyle yatırımların önemini vurguladı.

ERDOĞAN: BAYRAKLI'DA YAĞMUR SUYU SORUNU ÇÖZÜLECEK

İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “12 Temmuz günü burada yağmurdan etkilene vatandaşlarımızı ziyaret ederken sorunları çözeceğimizin sözünü verdik. Bir takım izinleri aldık ve hızla çalışmalarımıza başladık. 1.Etap çalışmamızda Tepekule ve Çay Mahallesi su altında kalıyordu. Bu bölge ve civardaki evler yağmurdan etkileniyordu. Yüzde 70’i tamamlandı, birkaç ay içerisinde bu proje tamamlanacak. Bu sokaklar yağmurdan en çok etkilenen sokaklar. Bu suların aşağı inmeden toplanmasını sağlayacağız. Temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz alan da ikinci aşama olarak hayata geçecek. Sevgi yolunda esnafımızı yıllardır etkileyen yağmur suyu sorunu çözülecek. Bu iki çalışma 200 milyon TL’ye mal olacak. 3 projeyle birlikte toplam 600 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirilecek. Bayraklı’da yağmur suyu sorununu çözmüş oluyoruz, artık su taşkınları yaşanmayacak. Bu anlamda yıllardır hemşehrilerimizin yaşadığı sorun için bu projeleri hayata geçirdik. Çalışmalarımıza destek ve yön veren başkanımız Cemil Tugay’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde ifade etti.

İZSU Genel Müdürlüğü’nün Bayraklı Tepekule Mahallesi’nde başlattığı 1. etap projesi kapsamında toplam 4 kilometrelik yağmur suyu ve atık su hattı çalışmaları yaz aylarında tamamlanacak. Birinci etabın tamamlanmasının ardından ikinci etap kapsamına giren Muhittin Erener, Çay, Refik Şevket İnce mahallelerinde de yağmur suyu ve atık su hattı yapımına başlanacak. Sel ve taşkın risklerini azaltmak için, Bornova, Bayraklı, Karabağlar, Konak ve Buca ilçeleri başta olmak üzere, İzmir genelinde 67 kilometre uzunluğunda yağmur suyu ayrıştırma imalatı tamamlandı. Bayraklı ilçe merkezindeki yağmur suyu ayrıştırma projesinin bir ve ikinci etabında çalışmalar devam ederken İZSU Genel Müdürlüğü, Alsancak’ta da çalışmalara başladı. Bu çalışmalar Buca ikinci etap ve Balatçık ile devam edecek. Kent genelinde 92,3 km yağmur suyu hattı temizliği, 26 bin 777 adet yağmur suyu ızgara temizliği yapıldı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Karabağlar’da çevre kirliliğine geçit yok!

Yerel 21.05.2025 - 09:00, Güncelleme: 21.05.2025 - 10:53
 

Karabağlar’da çevre kirliliğine geçit yok!

Karabağlar Belediyesi, çevre kirliliğini önlemek ve ilçeyi daha yaşanabilir hale getirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda, evlerde ömrünü tamamlamış eski mobilyalar ile bahçe budama atıkları, belediye ekipleri tarafından düzenli olarak toplanıyor.
Vatandaşa kolaylık sağlanıyor Eski mobilya ve bahçe atıklarının gelişi güzel alanlara bırakılmaması için çağrıda bulunan belediye yetkilileri, vatandaşların kolayca ulaşabileceği iletişim kanalları aracılığıyla hizmet veriyor. Mobilya atıkları için 0232 414 77 43, bahçe budama atıkları için 0232 414 79 11/14 numaraları aranabilir. Ayrıca, 0538 226 38 84 numaralı WhatsApp Hızlı İletişim Hattı üzerinden de talepler iletilebiliyor. Hizmetten yararlanmak isteyen vatandaşların en az bir gün öncesinden başvuru yapmaları halinde, atıklar kapı önünden ücretsiz olarak alınıyor. Günde 12-14 Kamyonet Atık Toplanıyor Belediye ekipleri Karabağlar’da günde ortalama 12-14 kamyonet dolusu mobilya atığı topluyor. Bu yoğunluğa rağmen hizmetin aksamadan devam edebilmesi için planlı çalışmanın ve vatandaş işbirliğinin önemi vurgulandı. Başkan Kınay: “Daha Temiz ve Sağlıklı Bir Karabağlar İçin Çalışıyoruz” Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, “Karabağlar’da temiz bir çevre, sağlıklı bir gelecek demek. Eski mobilya ve bahçe atıklarını kontrolsüz şekilde bırakmak yerine belediyemizle iletişime geçilmesi, hem doğamızı hem mahallelerimizi korumak adına çok önemli. Yeni planlamamızla birlikte tüm ekiplerimizle sahadayız. Karabağları daha yaşanabilir, daha temiz bir ilçe haline getirmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu Her Gün Farklı Mahallelerde toplama işlemi devam ediyor Mobilya ve bahçe atıkları, haftalık bir program çerçevesinde mahalle mahalle toplanıyor. İşte detaylı toplama programı: Pazartesi: Ali Fuat Cebesoy, Bahar, Gülyaka, Kazım Karabekir, Maliyeciler, Refet Bele, Tahsin Yazıcı, Vatan, Aşık Veysel, Osman Aksüner, Kavacık, Tırazlı Salı: Adnan Süvari, Arap Hasan, Bahçelievler, Basın Sitesi, Doğanay, Esenlik, Esenyalı, Metin Oktay, Reis Çarşamba: Esentepe, Fahrettin Altay, General Kazım Özalp, Muammer Akar, Poligon, Şehitler, Üçkuyular Perşembe: Ali Fuat Erden, Bahriye Üçok, Cennetçeşme, Gazi, Limontepe, Özgür, Salih Omurtak, Umut, Uzundere, Yurdoğlu, Yüzbaşı Şerafettin, Yaşar Kemal Cuma: İhsan Alyanak, Abdi İpekçi, Peker, Aydın, Yunus Emre, Selvili, Devrim, Kibar, Günaltay, Barış Cumartesi: Çalıkuşu, General Asım Gündüz, Cennetoğlu, Karabağlar, Sarıyer, Uğur Mumcu, Bozyaka, Sevgi
Karabağlar Belediyesi, çevre kirliliğini önlemek ve ilçeyi daha yaşanabilir hale getirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda, evlerde ömrünü tamamlamış eski mobilyalar ile bahçe budama atıkları, belediye ekipleri tarafından düzenli olarak toplanıyor.

Vatandaşa kolaylık sağlanıyor

Eski mobilya ve bahçe atıklarının gelişi güzel alanlara bırakılmaması için çağrıda bulunan belediye yetkilileri, vatandaşların kolayca ulaşabileceği iletişim kanalları aracılığıyla hizmet veriyor.

Mobilya atıkları için 0232 414 77 43, bahçe budama atıkları için 0232 414 79 11/14 numaraları aranabilir. Ayrıca, 0538 226 38 84 numaralı WhatsApp Hızlı İletişim Hattı üzerinden de talepler iletilebiliyor. Hizmetten yararlanmak isteyen vatandaşların en az bir gün öncesinden başvuru yapmaları halinde, atıklar kapı önünden ücretsiz olarak alınıyor.

Günde 12-14 Kamyonet Atık Toplanıyor

Belediye ekipleri Karabağlar’da günde ortalama 12-14 kamyonet dolusu mobilya atığı topluyor. Bu yoğunluğa rağmen hizmetin aksamadan devam edebilmesi için planlı çalışmanın ve vatandaş işbirliğinin önemi vurgulandı.

Başkan Kınay: “Daha Temiz ve Sağlıklı Bir Karabağlar İçin Çalışıyoruz”

Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, “Karabağlar’da temiz bir çevre, sağlıklı bir gelecek demek. Eski mobilya ve bahçe atıklarını kontrolsüz şekilde bırakmak yerine belediyemizle iletişime geçilmesi, hem doğamızı hem mahallelerimizi korumak adına çok önemli. Yeni planlamamızla birlikte tüm ekiplerimizle sahadayız. Karabağları daha yaşanabilir, daha temiz bir ilçe haline getirmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu

Her Gün Farklı Mahallelerde toplama işlemi devam ediyor

Mobilya ve bahçe atıkları, haftalık bir program çerçevesinde mahalle mahalle toplanıyor. İşte detaylı toplama programı:

Pazartesi:

Ali Fuat Cebesoy, Bahar, Gülyaka, Kazım Karabekir, Maliyeciler, Refet Bele, Tahsin Yazıcı, Vatan, Aşık Veysel, Osman Aksüner, Kavacık, Tırazlı

Salı:

Adnan Süvari, Arap Hasan, Bahçelievler, Basın Sitesi, Doğanay, Esenlik, Esenyalı, Metin Oktay, Reis

Çarşamba:

Esentepe, Fahrettin Altay, General Kazım Özalp, Muammer Akar, Poligon, Şehitler, Üçkuyular

Perşembe:

Ali Fuat Erden, Bahriye Üçok, Cennetçeşme, Gazi, Limontepe, Özgür, Salih Omurtak, Umut, Uzundere, Yurdoğlu, Yüzbaşı Şerafettin, Yaşar Kemal

Cuma:

İhsan Alyanak, Abdi İpekçi, Peker, Aydın, Yunus Emre, Selvili, Devrim, Kibar, Günaltay, Barış

Cumartesi:

Çalıkuşu, General Asım Gündüz, Cennetoğlu, Karabağlar, Sarıyer, Uğur Mumcu, Bozyaka, Sevgi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Karşıyaka'da Ahmet Yıldırım'dan şok açıklamalar: Bu oyuncu grubunun hepsinin gitmesi gerekiyor.

Spor 24.05.2025 - 13:00, Güncelleme: 24.05.2025 - 17:20
 

Karşıyaka'da Ahmet Yıldırım'dan şok açıklamalar: Bu oyuncu grubunun hepsinin gitmesi gerekiyor.

3'üncü Lig 1'inci Grup'ta büyük umutlarla başladığı sezonda Play-Off'ta saha avantajına rağmen Muşspor'a 2-1 yenilip finali göremeden elenen Karşıyaka'da teknik direktör Ahmet Yıldırım, kulüp ve futbolcularla ilgili şok açıklamalar yaptı.
Yeşil-kırmızılılarda devre arasında göreve gelip sezon içinde zaman zaman yalnız bırakılmaktan yakınan Ahmet Yıldırım hem yönetime hem camiaya hem takımına tepki gösterdi. Karşıyaka'da taraftarlarla futbolcuların arası Play-Off hüsranı sonrası yay gibi gerilirken Ahmet Yıldırım da takımda birlik olmadığını savundu. Bir radyo programına katılan Yıldırım, tesislerde bulaşık bile yıkadığını, kulüpte şubelerin birbirlerinin başarılı olmasını istemediğini dile getirdi. TESİSTE BULAŞIK YIKADIM "Kulüp içinde yaşadıklarımızı herkes biliyor ama bilmezlikten geliniyor" diyen tecrübeli teknik adam, "Saha içinde takım arkadaşlığı hiç olmayan bir grupla çalıştım. Buna rağmen oyuncularımla beraber bu kulüpte bulaşık bile yıkadım. Bunu utanarak söylemiyorum, kimseyi de suçlamıyorum. Yaşamamız gerekiyormuş. Belediye ve STK'lardan destek alamadık. Kulüp içinde kimse kimsenin başarılı olmasını istemiyor. Karşıyaka ayrıştırılmış bir camia. Basketbol şubesi, futbol şubesine destek verilmesini istemiyor, kapanmasını istiyor. Düzcespor maçı öncesinde destek istediğimiz yöneticilerin söyledikleri takımı psikolojik anlamda dibe sürükledi. Bu kadar kötü bir ortam var. İlker Ergüllü başkan da tek başına kalıyor. Sürtüşmeler var, bazıları tarafından köstek olunmaya çalışılıyor. Yönetim anlamında birliktelik gerekiyor" dedi. OYUNCULARIMIZA BİRBİRİNİ SEVDİREMEDİK Şampiyonluğa çok inandığını ama olamadıklarını anlatan Ahmet Yıldırım, "Oyuncu grubuna birbirini sevdiremedik. Bazı taraftarların bazı oyuncuların takımı sattığına dair yorumları oldu. Böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Büyük bir camiada oynayan futbolcu takımını satmaz. Bir oyuncumuz 2-0 yenik durumda oynadığımız maçın 30'uncu dakikasında, 'Bu takımdaki futbolcularla oynamak istemiyorum, çıkart beni' dedi. Birbirlerinden nasıl nefret ediyorlarsa bunu söyleyebiliyorlar" değerlendirmesinde bulundu. BU OYUNCU GRUBUNUN HEPSİ GİTMELİ Yıldırım, takımdaki geleceğiyle ilgili ise, "Ben Karşıyaka tribünü içinde de yer alan bir insanım. Devam etmek isterim ama hepsi çok düzgün insan olsa da bu oyuncu grubunun hepsinin gitmesi gerekiyor. Ben de devam edip etmeyeceğimi bilmiyorum ama 3'üncü Lig takımlarında çalışmak istemiyorum. Yönetim seçilir ve benimle devam etmek isterse emir telakki ederim. 2'nci Lig'den görüştüğüm takımlar var. Yönetim seçilmeden de bir kulüple imza atabilirim. Karşıyaka kendi evim gibi, bu kadar sıkıntılara rağmen mutlu olurum burada çalışmaktan" diye konuştu.
3'üncü Lig 1'inci Grup'ta büyük umutlarla başladığı sezonda Play-Off'ta saha avantajına rağmen Muşspor'a 2-1 yenilip finali göremeden elenen Karşıyaka'da teknik direktör Ahmet Yıldırım, kulüp ve futbolcularla ilgili şok açıklamalar yaptı.

Yeşil-kırmızılılarda devre arasında göreve gelip sezon içinde zaman zaman yalnız bırakılmaktan yakınan Ahmet Yıldırım hem yönetime hem camiaya hem takımına tepki gösterdi. Karşıyaka'da taraftarlarla futbolcuların arası Play-Off hüsranı sonrası yay gibi gerilirken Ahmet Yıldırım da takımda birlik olmadığını savundu. Bir radyo programına katılan Yıldırım, tesislerde bulaşık bile yıkadığını, kulüpte şubelerin birbirlerinin başarılı olmasını istemediğini dile getirdi.

TESİSTE BULAŞIK YIKADIM

"Kulüp içinde yaşadıklarımızı herkes biliyor ama bilmezlikten geliniyor" diyen tecrübeli teknik adam, "Saha içinde takım arkadaşlığı hiç olmayan bir grupla çalıştım. Buna rağmen oyuncularımla beraber bu kulüpte bulaşık bile yıkadım. Bunu utanarak söylemiyorum, kimseyi de suçlamıyorum. Yaşamamız gerekiyormuş. Belediye ve STK'lardan destek alamadık. Kulüp içinde kimse kimsenin başarılı olmasını istemiyor. Karşıyaka ayrıştırılmış bir camia. Basketbol şubesi, futbol şubesine destek verilmesini istemiyor, kapanmasını istiyor. Düzcespor maçı öncesinde destek istediğimiz yöneticilerin söyledikleri takımı psikolojik anlamda dibe sürükledi. Bu kadar kötü bir ortam var. İlker Ergüllü başkan da tek başına kalıyor. Sürtüşmeler var, bazıları tarafından köstek olunmaya çalışılıyor. Yönetim anlamında birliktelik gerekiyor" dedi.

OYUNCULARIMIZA BİRBİRİNİ SEVDİREMEDİK

Şampiyonluğa çok inandığını ama olamadıklarını anlatan Ahmet Yıldırım, "Oyuncu grubuna birbirini sevdiremedik. Bazı taraftarların bazı oyuncuların takımı sattığına dair yorumları oldu. Böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Büyük bir camiada oynayan futbolcu takımını satmaz. Bir oyuncumuz 2-0 yenik durumda oynadığımız maçın 30'uncu dakikasında, 'Bu takımdaki futbolcularla oynamak istemiyorum, çıkart beni' dedi. Birbirlerinden nasıl nefret ediyorlarsa bunu söyleyebiliyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

BU OYUNCU GRUBUNUN HEPSİ GİTMELİ

Yıldırım, takımdaki geleceğiyle ilgili ise, "Ben Karşıyaka tribünü içinde de yer alan bir insanım. Devam etmek isterim ama hepsi çok düzgün insan olsa da bu oyuncu grubunun hepsinin gitmesi gerekiyor. Ben de devam edip etmeyeceğimi bilmiyorum ama 3'üncü Lig takımlarında çalışmak istemiyorum. Yönetim seçilir ve benimle devam etmek isterse emir telakki ederim. 2'nci Lig'den görüştüğüm takımlar var. Yönetim seçilmeden de bir kulüple imza atabilirim. Karşıyaka kendi evim gibi, bu kadar sıkıntılara rağmen mutlu olurum burada çalışmaktan" diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Başkan Tugay hükümete yüklendi: İnşallah İzmir’e de hizmet edecekler!

Yerel 24.05.2025 - 14:15, Güncelleme: 24.05.2025 - 17:02
 

Başkan Tugay hükümete yüklendi: İnşallah İzmir’e de hizmet edecekler!

Buca ile Bornova’yı kesintisiz birbirine bağlayarak kent trafiğine nefes aldıracak Onat Tüneli’nde ışık göründü. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, iş makinesine binerek sağ tüpü birleştiren duvarın yıkımına katıldı. Yıkılan duvarın ardındaki işçiler, Başkan Dr. Cemil Tugay’ı Türk bayrağı ile karşıladı. Başkan Tugay, çalışmaları bir yıl içinde tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.
“Hükümet inşallah İzmir'e hizmet edecek” Yoğun çaba içinde projeleri sürdürdüklerini hatırlatan Başkan Tugay, “Biz temel belediyecilik hizmetlerimizi aksatmadan yapalım, sosyal belediyeciliğimizi güçlendirerek devam ettirelim, bunun yanında şehrin ihtiyacı olan altyapı, ulaşım, trafik ve kentsel dönüşüm konuları başta olmak üzere bu konularda çalışalım diye çaba gösteriyoruz. Bazı konular aslında belediyenin neredeyse sorumluluğu olmadığı halde üzerimize yıkılmış durumda. Bunlardan birisi körfezle ilgili konu. Zaman zaman konuşuyoruz. Bu dönemde henüz daha 13 ay geçmiş olmasına rağmen uzun zamandır bitirilmeyen ve aksamış olan 4. Fazı yakın zamanda açtık. Bu tünel de bittiği ve açılışını yaptığımız zaman ikinci büyük projeyi de tamamlamış olacağız. Bir şey yapmıyor cümleleri kuranlar var, onları ayıplayarak bunları hatırlatıyorum. Gerçekten çok yoğun çaba içindeyiz. Dostluk Bulvarı’nın şu anda açılışı için yoğun çaba gösteriyoruz, Mürselpaşa Altgeçidi için çalışıyoruz. Diğer taraftan uzun zamandır bekleyen kentsel dönüşüm projelerinde belli bir noktaya geldik. Kooperatifler aracılığıyla yapılacak olan ama durmuş olan inşaatlar yeniden başladı. Biz bir taraftan bu tüneli yaparken hükümetin de ikinci çevreyolunun inşaatına başlamış olmasını çok isterdik. Yapılacak başka işler de var. Bunlarla ilgili de beraber çalışabilseydik. Biz de elimizden geleni yapmaya hazırız. Ben hala umutla bekliyorum. İnşallah İzmir’e de hizmet edecekler, biz de onlarla birlikte çalışmaktan büyük memnuniyet duyacağız” dedi. 
Buca ile Bornova’yı kesintisiz birbirine bağlayarak kent trafiğine nefes aldıracak Onat Tüneli’nde ışık göründü. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, iş makinesine binerek sağ tüpü birleştiren duvarın yıkımına katıldı. Yıkılan duvarın ardındaki işçiler, Başkan Dr. Cemil Tugay’ı Türk bayrağı ile karşıladı. Başkan Tugay, çalışmaları bir yıl içinde tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.

“Hükümet inşallah İzmir'e hizmet edecek”

Yoğun çaba içinde projeleri sürdürdüklerini hatırlatan Başkan Tugay, “Biz temel belediyecilik hizmetlerimizi aksatmadan yapalım, sosyal belediyeciliğimizi güçlendirerek devam ettirelim, bunun yanında şehrin ihtiyacı olan altyapı, ulaşım, trafik ve kentsel dönüşüm konuları başta olmak üzere bu konularda çalışalım diye çaba gösteriyoruz. Bazı konular aslında belediyenin neredeyse sorumluluğu olmadığı halde üzerimize yıkılmış durumda. Bunlardan birisi körfezle ilgili konu. Zaman zaman konuşuyoruz. Bu dönemde henüz daha 13 ay geçmiş olmasına rağmen uzun zamandır bitirilmeyen ve aksamış olan 4. Fazı yakın zamanda açtık. Bu tünel de bittiği ve açılışını yaptığımız zaman ikinci büyük projeyi de tamamlamış olacağız. Bir şey yapmıyor cümleleri kuranlar var, onları ayıplayarak bunları hatırlatıyorum. Gerçekten çok yoğun çaba içindeyiz. Dostluk Bulvarı’nın şu anda açılışı için yoğun çaba gösteriyoruz, Mürselpaşa Altgeçidi için çalışıyoruz. Diğer taraftan uzun zamandır bekleyen kentsel dönüşüm projelerinde belli bir noktaya geldik. Kooperatifler aracılığıyla yapılacak olan ama durmuş olan inşaatlar yeniden başladı. Biz bir taraftan bu tüneli yaparken hükümetin de ikinci çevreyolunun inşaatına başlamış olmasını çok isterdik. Yapılacak başka işler de var. Bunlarla ilgili de beraber çalışabilseydik. Biz de elimizden geleni yapmaya hazırız. Ben hala umutla bekliyorum. İnşallah İzmir’e de hizmet edecekler, biz de onlarla birlikte çalışmaktan büyük memnuniyet duyacağız” dedi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Başkan Tugay: Yüzde 100 zam talep ediliyor! Aynı sorumsuzluğu ben yapamam!

Yerel 23.05.2025 - 10:08, Güncelleme: 23.05.2025 - 12:00
 

Başkan Tugay: Yüzde 100 zam talep ediliyor! Aynı sorumsuzluğu ben yapamam!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, işçilerin zam talebiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Tugay, sendikalarla yaşanan TİS sürecinde ilişkin açıklamada bulunurken, "Böyle bir ortamda talep edilen yoksulluk sınırı diye tabir edilen rakamlar yüzde 100’ün üzerinde. Bunun adı sorumsuzluk olur, daha önce yapıldı ama aynı sorumsuzluğu ben yapmam."
ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, sendikalarla yaşanan TİS sürecinde ilişkin açıklamada bulundu. "VALİ MAAŞI BİLE 70 BİN TL!" Büyükşehir olarak istenen rakamları belediye bütçesinin karşılayamayacağını ifade eden Başkanı Dr. Cemil Tugay, "Herkesin karşısındaki insanları anlaması lazım, çalışan arkadaşlarımızın düşüncesini ve beklentisini anladığımın farkındayım, bundan hiçbir şüphe yok. Ancak sendikalar ve beklentileri çok yukarıya çıkarmış olan kurumlar, kişiler olsu bu ülkede sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesini imzalayacak çalışanlarından ibaret değil. Ülke bu konumda değil... Diğer işçiler ne kadar ücret alıyorlar, şehrimizdeki diğer belediyeler ne kadar ücret veriyor, valilerin ortalama maaşının 70 bin TL gibi bir rakamlarda olduğunu hatırlaması lazım. Böyle bir ortamda talep edilen ve yoksulluk sınırı diye tabir edilen rakamlar yüzde 100’ün üzerinde. Eğer İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi bu rakamları karşılamaya yetmiyorsa, bunu nasıl kabul edebiliriz. Bunun adı sorumsuzluk olur, bu sorumsuzluğun daha önce yapıldığını ifade ettim, özür diliyorum ama aynı sorumsuzluğu ben yapmam." dedi. "ÖDEYEMEYECEĞİM BİR RAKAMA İMZA ATAMAM" Başkan Tugay, sendikanın işçileri tehdit ettiğine dair mesajlar aldıklarını söylerken bu konuda da uyarılarda bulundu, "Çalışanlarımızı seviyorum, emekleri benim için karşılığı ödenemez değerde ancak belediyenin bütçesini yürütmemiz gerekiyor. Belediye maaşları ödeyecek, halka hizmet edecek, yatırımları yapacak bütün bunları dengede tutmamız gerekiyor. Bunu karşılayacak rakamları kabul edebiliriz, telaffuz edilen rakamlar aslında başka belediyelerdeki rakamların üzerinde. Dün de yüzde 100’ün üzerinde bir talep iletildi. Böyle artışı ne bizim ne de başka bir belediyenin karşılayabilmesi mümkün değil. "Biz greve gideriz, insanları ve şehri çok büyük sıkıntılara sokarız" deniliyorsa, buradan da "belediye geri adım atar" deniliyorsa, mümkün değil. Belediye çalışanı arkadaşlarımız da bilsin, ödeyemeyeceğimiz bir parayı "öderiz" diye imza atmamızın bir yolu yok. Biz de kendi haklarımız doğrultusunda adımları atarız. İşçilere greve katılmazsanız diye tehdit içerikli mesajlar da gönderiliyormuş. Çalışanlarımızı aklı selim olmaya davet ediyorum, bizler aynı işyerinde aynı kaderi paylaşan çalışanlarız, birbirimizi anlamaya çalışmalıyız” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, işçilerin zam talebiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Tugay, sendikalarla yaşanan TİS sürecinde ilişkin açıklamada bulunurken, "Böyle bir ortamda talep edilen yoksulluk sınırı diye tabir edilen rakamlar yüzde 100’ün üzerinde. Bunun adı sorumsuzluk olur, daha önce yapıldı ama aynı sorumsuzluğu ben yapmam."

ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, sendikalarla yaşanan TİS sürecinde ilişkin açıklamada bulundu.

"VALİ MAAŞI BİLE 70 BİN TL!"

Büyükşehir olarak istenen rakamları belediye bütçesinin karşılayamayacağını ifade eden Başkanı Dr. Cemil Tugay, "Herkesin karşısındaki insanları anlaması lazım, çalışan arkadaşlarımızın düşüncesini ve beklentisini anladığımın farkındayım, bundan hiçbir şüphe yok. Ancak sendikalar ve beklentileri çok yukarıya çıkarmış olan kurumlar, kişiler olsu bu ülkede sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesini imzalayacak çalışanlarından ibaret değil. Ülke bu konumda değil... Diğer işçiler ne kadar ücret alıyorlar, şehrimizdeki diğer belediyeler ne kadar ücret veriyor, valilerin ortalama maaşının 70 bin TL gibi bir rakamlarda olduğunu hatırlaması lazım. Böyle bir ortamda talep edilen ve yoksulluk sınırı diye tabir edilen rakamlar yüzde 100’ün üzerinde. Eğer İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi bu rakamları karşılamaya yetmiyorsa, bunu nasıl kabul edebiliriz. Bunun adı sorumsuzluk olur, bu sorumsuzluğun daha önce yapıldığını ifade ettim, özür diliyorum ama aynı sorumsuzluğu ben yapmam." dedi.

"ÖDEYEMEYECEĞİM BİR RAKAMA İMZA ATAMAM"

Başkan Tugay, sendikanın işçileri tehdit ettiğine dair mesajlar aldıklarını söylerken bu konuda da uyarılarda bulundu, "Çalışanlarımızı seviyorum, emekleri benim için karşılığı ödenemez değerde ancak belediyenin bütçesini yürütmemiz gerekiyor. Belediye maaşları ödeyecek, halka hizmet edecek, yatırımları yapacak bütün bunları dengede tutmamız gerekiyor. Bunu karşılayacak rakamları kabul edebiliriz, telaffuz edilen rakamlar aslında başka belediyelerdeki rakamların üzerinde. Dün de yüzde 100’ün üzerinde bir talep iletildi. Böyle artışı ne bizim ne de başka bir belediyenin karşılayabilmesi mümkün değil. "Biz greve gideriz, insanları ve şehri çok büyük sıkıntılara sokarız" deniliyorsa, buradan da "belediye geri adım atar" deniliyorsa, mümkün değil. Belediye çalışanı arkadaşlarımız da bilsin, ödeyemeyeceğimiz bir parayı "öderiz" diye imza atmamızın bir yolu yok. Biz de kendi haklarımız doğrultusunda adımları atarız. İşçilere greve katılmazsanız diye tehdit içerikli mesajlar da gönderiliyormuş. Çalışanlarımızı aklı selim olmaya davet ediyorum, bizler aynı işyerinde aynı kaderi paylaşan çalışanlarız, birbirimizi anlamaya çalışmalıyız” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Egeli miniklerden "görevimiz iyilik projesi"

Eğitim 06.12.2022 - 13:14, Güncelleme: 06.12.2022 - 13:14
 

Egeli miniklerden "görevimiz iyilik projesi"

Ege Üniversitesi Anaokulunda öğrenim gören öğrenciler Kasım ayı içerisinde gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attılar. Egeli minikler, Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KİTVAK) bünyesinde tedavi gören çocukları ziyaret ederek kitap hediye ettiler.
Miniklerin getirdiği kitaplardan bir kütüphane oluşturularak, üzerine anaokulu öğretmenleri tarafından hazırlanan "Okumak Özgürlüğe Uçmaktır" yazısı asıldı. Ayrıca öğrenciler ve tedavi gören çocuklar, Anaokulu Müzik Öğretmeni Dolunay Kollar eşliğinde müzikle eğlendiler. Gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" ile ilgili bilgiler veren EÜ Anaokulu Müdürü Burcu Karakaş, "Kızılay'ın, 'Görevimiz İyilik' projesinden yola çıkarak çocuklarımızın gelişim seviyesine uygun yapacakları görevler belirledik. Bu görevleri yerine getirirken ailelerinden de destek almalarını, yerine getirdikleri görevleri fotoğraflamalarını ve ay sonunda sınıflarında arkadaşlarına sunum yapmalarını istedik. Görevlerini tamamlayan çocuklarımıza çalışma sonunda iyilik sertifikalarını dağıttık. Bu proje ile okul öncesi dönemde yardımseverlik, merhamet, sevgi, hoşgörü, paylaşmak, iyilik, değerlerine ilişkin çocukların gelişimlerini desteklemeyi amaçladık. Bu değerler, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve her an her durumda sosyal yaşantı içerisinde yer almaktadır. Çocuklarımızın öz değerlerini tanımaları, uygulayarak deneyimleri ve bu farkındalıkla büyümesi en büyük amacımızdır" dedi. Ege Üniversitesi Anaokulu Öğrencileri Kasım ayı boyunca "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında kendilerine verilen; sokak hayvanlarını besleme, ağaç dikimi-bitki bakımı üstlenme, aile büyüklerini ziyaret etme, kendi yaptıkları kolonyayı yakın çevresine satarak elde ettiği geliri bir hayır kurumuna bağışlama, büyüklerine yer verme, nezaket sözcüklerini kullanma gibi birçok görevi yerine getirdiler
Ege Üniversitesi Anaokulunda öğrenim gören öğrenciler Kasım ayı içerisinde gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attılar. Egeli minikler, Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KİTVAK) bünyesinde tedavi gören çocukları ziyaret ederek kitap hediye ettiler.

Miniklerin getirdiği kitaplardan bir kütüphane oluşturularak, üzerine anaokulu öğretmenleri tarafından hazırlanan "Okumak Özgürlüğe Uçmaktır" yazısı asıldı. Ayrıca öğrenciler ve tedavi gören çocuklar, Anaokulu Müzik Öğretmeni Dolunay Kollar eşliğinde müzikle eğlendiler.

Gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" ile ilgili bilgiler veren EÜ Anaokulu Müdürü Burcu Karakaş, "Kızılay'ın, 'Görevimiz İyilik' projesinden yola çıkarak çocuklarımızın gelişim seviyesine uygun yapacakları görevler belirledik. Bu görevleri yerine getirirken ailelerinden de destek almalarını, yerine getirdikleri görevleri fotoğraflamalarını ve ay sonunda sınıflarında arkadaşlarına sunum yapmalarını istedik. Görevlerini tamamlayan çocuklarımıza çalışma sonunda iyilik sertifikalarını dağıttık. Bu proje ile okul öncesi dönemde yardımseverlik, merhamet, sevgi, hoşgörü, paylaşmak, iyilik, değerlerine ilişkin çocukların gelişimlerini desteklemeyi amaçladık. Bu değerler, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve her an her durumda sosyal yaşantı içerisinde yer almaktadır. Çocuklarımızın öz değerlerini tanımaları, uygulayarak deneyimleri ve bu farkındalıkla büyümesi en büyük amacımızdır" dedi.

Ege Üniversitesi Anaokulu Öğrencileri Kasım ayı boyunca "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında kendilerine verilen; sokak hayvanlarını besleme, ağaç dikimi-bitki bakımı üstlenme, aile büyüklerini ziyaret etme, kendi yaptıkları kolonyayı yakın çevresine satarak elde ettiği geliri bir hayır kurumuna bağışlama, büyüklerine yer verme, nezaket sözcüklerini kullanma gibi birçok görevi yerine getirdiler

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Karabağlar’da çevre kirliliğine geçit yok!

Yerel 21.05.2025 - 09:00, Güncelleme: 21.05.2025 - 10:53
 

Karabağlar’da çevre kirliliğine geçit yok!

Karabağlar Belediyesi, çevre kirliliğini önlemek ve ilçeyi daha yaşanabilir hale getirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda, evlerde ömrünü tamamlamış eski mobilyalar ile bahçe budama atıkları, belediye ekipleri tarafından düzenli olarak toplanıyor.
Vatandaşa kolaylık sağlanıyor Eski mobilya ve bahçe atıklarının gelişi güzel alanlara bırakılmaması için çağrıda bulunan belediye yetkilileri, vatandaşların kolayca ulaşabileceği iletişim kanalları aracılığıyla hizmet veriyor. Mobilya atıkları için 0232 414 77 43, bahçe budama atıkları için 0232 414 79 11/14 numaraları aranabilir. Ayrıca, 0538 226 38 84 numaralı WhatsApp Hızlı İletişim Hattı üzerinden de talepler iletilebiliyor. Hizmetten yararlanmak isteyen vatandaşların en az bir gün öncesinden başvuru yapmaları halinde, atıklar kapı önünden ücretsiz olarak alınıyor. Günde 12-14 Kamyonet Atık Toplanıyor Belediye ekipleri Karabağlar’da günde ortalama 12-14 kamyonet dolusu mobilya atığı topluyor. Bu yoğunluğa rağmen hizmetin aksamadan devam edebilmesi için planlı çalışmanın ve vatandaş işbirliğinin önemi vurgulandı. Başkan Kınay: “Daha Temiz ve Sağlıklı Bir Karabağlar İçin Çalışıyoruz” Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, “Karabağlar’da temiz bir çevre, sağlıklı bir gelecek demek. Eski mobilya ve bahçe atıklarını kontrolsüz şekilde bırakmak yerine belediyemizle iletişime geçilmesi, hem doğamızı hem mahallelerimizi korumak adına çok önemli. Yeni planlamamızla birlikte tüm ekiplerimizle sahadayız. Karabağları daha yaşanabilir, daha temiz bir ilçe haline getirmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu Her Gün Farklı Mahallelerde toplama işlemi devam ediyor Mobilya ve bahçe atıkları, haftalık bir program çerçevesinde mahalle mahalle toplanıyor. İşte detaylı toplama programı: Pazartesi: Ali Fuat Cebesoy, Bahar, Gülyaka, Kazım Karabekir, Maliyeciler, Refet Bele, Tahsin Yazıcı, Vatan, Aşık Veysel, Osman Aksüner, Kavacık, Tırazlı Salı: Adnan Süvari, Arap Hasan, Bahçelievler, Basın Sitesi, Doğanay, Esenlik, Esenyalı, Metin Oktay, Reis Çarşamba: Esentepe, Fahrettin Altay, General Kazım Özalp, Muammer Akar, Poligon, Şehitler, Üçkuyular Perşembe: Ali Fuat Erden, Bahriye Üçok, Cennetçeşme, Gazi, Limontepe, Özgür, Salih Omurtak, Umut, Uzundere, Yurdoğlu, Yüzbaşı Şerafettin, Yaşar Kemal Cuma: İhsan Alyanak, Abdi İpekçi, Peker, Aydın, Yunus Emre, Selvili, Devrim, Kibar, Günaltay, Barış Cumartesi: Çalıkuşu, General Asım Gündüz, Cennetoğlu, Karabağlar, Sarıyer, Uğur Mumcu, Bozyaka, Sevgi
Karabağlar Belediyesi, çevre kirliliğini önlemek ve ilçeyi daha yaşanabilir hale getirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda, evlerde ömrünü tamamlamış eski mobilyalar ile bahçe budama atıkları, belediye ekipleri tarafından düzenli olarak toplanıyor.

Vatandaşa kolaylık sağlanıyor

Eski mobilya ve bahçe atıklarının gelişi güzel alanlara bırakılmaması için çağrıda bulunan belediye yetkilileri, vatandaşların kolayca ulaşabileceği iletişim kanalları aracılığıyla hizmet veriyor.

Mobilya atıkları için 0232 414 77 43, bahçe budama atıkları için 0232 414 79 11/14 numaraları aranabilir. Ayrıca, 0538 226 38 84 numaralı WhatsApp Hızlı İletişim Hattı üzerinden de talepler iletilebiliyor. Hizmetten yararlanmak isteyen vatandaşların en az bir gün öncesinden başvuru yapmaları halinde, atıklar kapı önünden ücretsiz olarak alınıyor.

Günde 12-14 Kamyonet Atık Toplanıyor

Belediye ekipleri Karabağlar’da günde ortalama 12-14 kamyonet dolusu mobilya atığı topluyor. Bu yoğunluğa rağmen hizmetin aksamadan devam edebilmesi için planlı çalışmanın ve vatandaş işbirliğinin önemi vurgulandı.

Başkan Kınay: “Daha Temiz ve Sağlıklı Bir Karabağlar İçin Çalışıyoruz”

Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, “Karabağlar’da temiz bir çevre, sağlıklı bir gelecek demek. Eski mobilya ve bahçe atıklarını kontrolsüz şekilde bırakmak yerine belediyemizle iletişime geçilmesi, hem doğamızı hem mahallelerimizi korumak adına çok önemli. Yeni planlamamızla birlikte tüm ekiplerimizle sahadayız. Karabağları daha yaşanabilir, daha temiz bir ilçe haline getirmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu

Her Gün Farklı Mahallelerde toplama işlemi devam ediyor

Mobilya ve bahçe atıkları, haftalık bir program çerçevesinde mahalle mahalle toplanıyor. İşte detaylı toplama programı:

Pazartesi:

Ali Fuat Cebesoy, Bahar, Gülyaka, Kazım Karabekir, Maliyeciler, Refet Bele, Tahsin Yazıcı, Vatan, Aşık Veysel, Osman Aksüner, Kavacık, Tırazlı

Salı:

Adnan Süvari, Arap Hasan, Bahçelievler, Basın Sitesi, Doğanay, Esenlik, Esenyalı, Metin Oktay, Reis

Çarşamba:

Esentepe, Fahrettin Altay, General Kazım Özalp, Muammer Akar, Poligon, Şehitler, Üçkuyular

Perşembe:

Ali Fuat Erden, Bahriye Üçok, Cennetçeşme, Gazi, Limontepe, Özgür, Salih Omurtak, Umut, Uzundere, Yurdoğlu, Yüzbaşı Şerafettin, Yaşar Kemal

Cuma:

İhsan Alyanak, Abdi İpekçi, Peker, Aydın, Yunus Emre, Selvili, Devrim, Kibar, Günaltay, Barış

Cumartesi:

Çalıkuşu, General Asım Gündüz, Cennetoğlu, Karabağlar, Sarıyer, Uğur Mumcu, Bozyaka, Sevgi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde

Güncel 11.02.2023 - 17:36, Güncelleme: 13.02.2023 - 10:38
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde

CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi. ‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu: “Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.” ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.
CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi.

‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu:

“Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.”

ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Egeli miniklerden "görevimiz iyilik projesi"

Eğitim 06.12.2022 - 13:14, Güncelleme: 06.12.2022 - 13:14
 

Egeli miniklerden "görevimiz iyilik projesi"

Ege Üniversitesi Anaokulunda öğrenim gören öğrenciler Kasım ayı içerisinde gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attılar. Egeli minikler, Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KİTVAK) bünyesinde tedavi gören çocukları ziyaret ederek kitap hediye ettiler.
Miniklerin getirdiği kitaplardan bir kütüphane oluşturularak, üzerine anaokulu öğretmenleri tarafından hazırlanan "Okumak Özgürlüğe Uçmaktır" yazısı asıldı. Ayrıca öğrenciler ve tedavi gören çocuklar, Anaokulu Müzik Öğretmeni Dolunay Kollar eşliğinde müzikle eğlendiler. Gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" ile ilgili bilgiler veren EÜ Anaokulu Müdürü Burcu Karakaş, "Kızılay'ın, 'Görevimiz İyilik' projesinden yola çıkarak çocuklarımızın gelişim seviyesine uygun yapacakları görevler belirledik. Bu görevleri yerine getirirken ailelerinden de destek almalarını, yerine getirdikleri görevleri fotoğraflamalarını ve ay sonunda sınıflarında arkadaşlarına sunum yapmalarını istedik. Görevlerini tamamlayan çocuklarımıza çalışma sonunda iyilik sertifikalarını dağıttık. Bu proje ile okul öncesi dönemde yardımseverlik, merhamet, sevgi, hoşgörü, paylaşmak, iyilik, değerlerine ilişkin çocukların gelişimlerini desteklemeyi amaçladık. Bu değerler, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve her an her durumda sosyal yaşantı içerisinde yer almaktadır. Çocuklarımızın öz değerlerini tanımaları, uygulayarak deneyimleri ve bu farkındalıkla büyümesi en büyük amacımızdır" dedi. Ege Üniversitesi Anaokulu Öğrencileri Kasım ayı boyunca "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında kendilerine verilen; sokak hayvanlarını besleme, ağaç dikimi-bitki bakımı üstlenme, aile büyüklerini ziyaret etme, kendi yaptıkları kolonyayı yakın çevresine satarak elde ettiği geliri bir hayır kurumuna bağışlama, büyüklerine yer verme, nezaket sözcüklerini kullanma gibi birçok görevi yerine getirdiler
Ege Üniversitesi Anaokulunda öğrenim gören öğrenciler Kasım ayı içerisinde gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attılar. Egeli minikler, Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KİTVAK) bünyesinde tedavi gören çocukları ziyaret ederek kitap hediye ettiler.

Miniklerin getirdiği kitaplardan bir kütüphane oluşturularak, üzerine anaokulu öğretmenleri tarafından hazırlanan "Okumak Özgürlüğe Uçmaktır" yazısı asıldı. Ayrıca öğrenciler ve tedavi gören çocuklar, Anaokulu Müzik Öğretmeni Dolunay Kollar eşliğinde müzikle eğlendiler.

Gerçekleştirdikleri "Görevimiz İyilik Projesi" ile ilgili bilgiler veren EÜ Anaokulu Müdürü Burcu Karakaş, "Kızılay'ın, 'Görevimiz İyilik' projesinden yola çıkarak çocuklarımızın gelişim seviyesine uygun yapacakları görevler belirledik. Bu görevleri yerine getirirken ailelerinden de destek almalarını, yerine getirdikleri görevleri fotoğraflamalarını ve ay sonunda sınıflarında arkadaşlarına sunum yapmalarını istedik. Görevlerini tamamlayan çocuklarımıza çalışma sonunda iyilik sertifikalarını dağıttık. Bu proje ile okul öncesi dönemde yardımseverlik, merhamet, sevgi, hoşgörü, paylaşmak, iyilik, değerlerine ilişkin çocukların gelişimlerini desteklemeyi amaçladık. Bu değerler, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve her an her durumda sosyal yaşantı içerisinde yer almaktadır. Çocuklarımızın öz değerlerini tanımaları, uygulayarak deneyimleri ve bu farkındalıkla büyümesi en büyük amacımızdır" dedi.

Ege Üniversitesi Anaokulu Öğrencileri Kasım ayı boyunca "Görevimiz İyilik Projesi" kapsamında kendilerine verilen; sokak hayvanlarını besleme, ağaç dikimi-bitki bakımı üstlenme, aile büyüklerini ziyaret etme, kendi yaptıkları kolonyayı yakın çevresine satarak elde ettiği geliri bir hayır kurumuna bağışlama, büyüklerine yer verme, nezaket sözcüklerini kullanma gibi birçok görevi yerine getirdiler

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Bayraklı'nın yağmuru suyu sorunu çözülecek! Başkan Tugay: Bu dönemi şarkı türküyle geçirmeyeceğiz

Yerel 23.05.2025 - 10:00, Güncelleme: 23.05.2025 - 12:09
 

Bayraklı'nın yağmuru suyu sorunu çözülecek! Başkan Tugay: Bu dönemi şarkı türküyle geçirmeyeceğiz

İzmir Büyükşehir Belediye’sinin hayata geçireceği, 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma töreni gerçekleştirildi. Başkan Tugay, “Şehrin sorunlarını teker teker çözüyoruz. Reklamla değil yaptığımız işlerle gündeme gelmek istiyoruz. Kentin altyapı problemlerini bu dönem çözüme kavuşturacağız” dedi.
ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma törenini gerçekleştirdi. 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek olan projenin açılış törenine Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan projeyle ilgili açıklamalarda bulundu. Törene Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Çağatay Güç, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Münir Demir, Büyükşehir ve İZSU bürokratları, muhtarlar, sivil toplum örgütü üyeleri ve çevre sakinleri katıldı. Başkan Tugay bölgede oturan yurttaşlarla birlikte kahvaltı yaptı. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ise projeye ilişkin bilgilendirmede bulundu.   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bayraklı’da yaşayan vatandaşlar olarak bu projenin değerini ve önemini eminim daha iyi biliyorsunuzdur. 12 Temmuz tarihinde sağanak sonrası bu bölgedeki birçok yer su altında kaldı. İzmir’in pek çok yerinde altyapı sorunu yaşanıyor. Bizlere toplu olarak getirdiği sorumluluklar var. Genel olarak İzmir’in en önemli üç dört sorunundan bir tanesi alt yapı sorunudur. Kazılır, toz toprak insanları rahatsız eder, bunaltır yaptığınız iş keyif vermezi bizim için de zor işler. Bu dönmede yapacağımız işletin en az rahatsız etmesi için mümkün olan en hızlı şekilde tamamlayalım diye rica ettim. Ne yaparsanız yapın insanların gözüne hoş görünmeyen projeler. Altyapısı sağlam olmayan bir şehrin üstüne ne yaparsanız yapın sağlam olmuyor." dedi. "REKLAMLA DEĞİL, YAPTIKLARIMIZLA KONU OLMAK İSTİYORUZ" Bu dönemde İzmir’in altyapı sorunlarını çözmeye kararlı olduklarını belirten Başkan Tugay, "Bu dönemin sonuna kadar yıllardır bekleyen pek çok altyapı sorununu çözeceğiz. Sokağında kaldırım olmayan, park alanı olmayan, yeşil alanı olmayan mahallemizin dönüşümünü gerçekleştireceğiz. Çok zor şartlarda çalışıyoruz. Hem ekonomik hem de siyasi anlamda baskı altında tuttukları bir ortamda iş yapmaya çalışıyoruz. Biz bu dönemde şarkılar türlüler söyleyerek eğlenerek geçirmek istemiyoruz. Biz bu şehre gerçekten hizmet için geldik. Biz yaptığımız reklamla değil, yaptığımız işle konu olmak istiyoruz. Özverili çalışanlarımız adına rica ediyorum, maaş karşılığı değil, bu şehri sevdikleri için çalışan insanlar. İstedikleri sadece arkalarında İzmir halkını görmek istiyorlar, onları yalnız bırakmamanızı rica ediyorum. Bayraklı yatırı anlamında en çok ihtiyacı olan bölgelerden bir tanesi, verdiğim sözlerin hepsi gerçekleştirilecek hiçbir şüpheniz olmasın." şeklinde ifade etti. "YAĞMUR SUYU KANALINA ÇÖP, İZMARİT, DETERJANLI SU DÖKÜLMEZ" Başkan Tugay, İzmir halkına da duyarlı olmaları konusunda uyarıda bulunurken, "Gereksiz yere musluklar akıtılmamalı, kanallar durdur yere tıkanmıyor insanlar sürekli bir şeyler atıyor. Yağmur suyu ayrıştırın diyorlar, ancak yağmur suyu kanalına sigara izmariti ve çöp atılmaz. Her mazgalın başına nöbetçi dikemeyeceğimize göre, vatandaşlarımızın duyarlı ve sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Biz insanlardan alkış ve teşekkür beklemiyoruz, sadece çalışmalarımızı korumalarını ve değer vermelerini bekliyoruz.” dedi. BAŞKAN TUGAY’DAN O HABERLERE TEPKİ! Geçtiğimiz günlerde “İZSU zarar ediyor” haberlerine tepki gösteren Başkan Tugay, “İZSU da hiçbir anında kar etmek için çalışan bir kurum değil, biz kar etmeden çalışan kurumları. Zarar adı verilen eksiler eğer yatırım için kullanılmışsa buna zarar denmez, kar denir. Ben kendime ve arkadaşlarıma kefilim, İZSU zarar ediyor diye cümle kurmadan önce bu paralar nereye gidiyor diye bakmanız gerekiyor. İşte bu yatırımlara gidiyor.” dedi. ÖNAL: ÇALIŞMALAR SIRASINDA VATANDAŞLARIMIZDAN SABIR İSTİYORUM Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Geçen sene seçimlerden hemen sonra sağanakla ile bayraklı en çok etkilenen bölgemiz olmuştu. O gece bu problemin ve çalışmaların bir an önce başlaması için başkanımız talimat vermişti. 3 etaplı çalışma ile bu sorun ortadan kalkacak. Yıllar önceden gelen bu sorunun köklü çözümü için projeler hayata geçirilecek. Çoğu zaman tartışmalara da neden olsa, Bayraklı’da maalesef ova birikintisi dediğiniz yağmur suları aşağıya indiği için sorunlar yaşanıyordu. Maalesef altyapı yatırımları nankör yatırımlardır, bu yatırımlar yapılırken zorluklar yaşayacağız sabıra ihtiyacımız olduğunu muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza şimdiden iletmek istiyorum.” Sözleriyle yatırımların önemini vurguladı. ERDOĞAN: BAYRAKLI'DA YAĞMUR SUYU SORUNU ÇÖZÜLECEK İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “12 Temmuz günü burada yağmurdan etkilene vatandaşlarımızı ziyaret ederken sorunları çözeceğimizin sözünü verdik. Bir takım izinleri aldık ve hızla çalışmalarımıza başladık. 1.Etap çalışmamızda Tepekule ve Çay Mahallesi su altında kalıyordu. Bu bölge ve civardaki evler yağmurdan etkileniyordu. Yüzde 70’i tamamlandı, birkaç ay içerisinde bu proje tamamlanacak. Bu sokaklar yağmurdan en çok etkilenen sokaklar. Bu suların aşağı inmeden toplanmasını sağlayacağız. Temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz alan da ikinci aşama olarak hayata geçecek. Sevgi yolunda esnafımızı yıllardır etkileyen yağmur suyu sorunu çözülecek. Bu iki çalışma 200 milyon TL’ye mal olacak. 3 projeyle birlikte toplam 600 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirilecek. Bayraklı’da yağmur suyu sorununu çözmüş oluyoruz, artık su taşkınları yaşanmayacak. Bu anlamda yıllardır hemşehrilerimizin yaşadığı sorun için bu projeleri hayata geçirdik. Çalışmalarımıza destek ve yön veren başkanımız Cemil Tugay’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde ifade etti. İZSU Genel Müdürlüğü’nün Bayraklı Tepekule Mahallesi’nde başlattığı 1. etap projesi kapsamında toplam 4 kilometrelik yağmur suyu ve atık su hattı çalışmaları yaz aylarında tamamlanacak. Birinci etabın tamamlanmasının ardından ikinci etap kapsamına giren Muhittin Erener, Çay, Refik Şevket İnce mahallelerinde de yağmur suyu ve atık su hattı yapımına başlanacak. Sel ve taşkın risklerini azaltmak için, Bornova, Bayraklı, Karabağlar, Konak ve Buca ilçeleri başta olmak üzere, İzmir genelinde 67 kilometre uzunluğunda yağmur suyu ayrıştırma imalatı tamamlandı. Bayraklı ilçe merkezindeki yağmur suyu ayrıştırma projesinin bir ve ikinci etabında çalışmalar devam ederken İZSU Genel Müdürlüğü, Alsancak’ta da çalışmalara başladı. Bu çalışmalar Buca ikinci etap ve Balatçık ile devam edecek. Kent genelinde 92,3 km yağmur suyu hattı temizliği, 26 bin 777 adet yağmur suyu ızgara temizliği yapıldı.  
İzmir Büyükşehir Belediye’sinin hayata geçireceği, 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma töreni gerçekleştirildi. Başkan Tugay, “Şehrin sorunlarını teker teker çözüyoruz. Reklamla değil yaptığımız işlerle gündeme gelmek istiyoruz. Kentin altyapı problemlerini bu dönem çözüme kavuşturacağız” dedi.

ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bayraklı sevgi yolu ve çevre sokaklarını kapsayan yağmur suyu şebeke hattının temel atma törenini gerçekleştirdi. 78 milyon liralık yatırımla hayata geçirilecek olan projenin açılış törenine Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan projeyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Törene Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Çağatay Güç, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Münir Demir, Büyükşehir ve İZSU bürokratları, muhtarlar, sivil toplum örgütü üyeleri ve çevre sakinleri katıldı. Başkan Tugay bölgede oturan yurttaşlarla birlikte kahvaltı yaptı. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ise projeye ilişkin bilgilendirmede bulundu.  

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bayraklı’da yaşayan vatandaşlar olarak bu projenin değerini ve önemini eminim daha iyi biliyorsunuzdur. 12 Temmuz tarihinde sağanak sonrası bu bölgedeki birçok yer su altında kaldı. İzmir’in pek çok yerinde altyapı sorunu yaşanıyor. Bizlere toplu olarak getirdiği sorumluluklar var. Genel olarak İzmir’in en önemli üç dört sorunundan bir tanesi alt yapı sorunudur. Kazılır, toz toprak insanları rahatsız eder, bunaltır yaptığınız iş keyif vermezi bizim için de zor işler. Bu dönmede yapacağımız işletin en az rahatsız etmesi için mümkün olan en hızlı şekilde tamamlayalım diye rica ettim. Ne yaparsanız yapın insanların gözüne hoş görünmeyen projeler. Altyapısı sağlam olmayan bir şehrin üstüne ne yaparsanız yapın sağlam olmuyor." dedi.

"REKLAMLA DEĞİL, YAPTIKLARIMIZLA KONU OLMAK İSTİYORUZ"

Bu dönemde İzmir’in altyapı sorunlarını çözmeye kararlı olduklarını belirten Başkan Tugay, "Bu dönemin sonuna kadar yıllardır bekleyen pek çok altyapı sorununu çözeceğiz. Sokağında kaldırım olmayan, park alanı olmayan, yeşil alanı olmayan mahallemizin dönüşümünü gerçekleştireceğiz. Çok zor şartlarda çalışıyoruz. Hem ekonomik hem de siyasi anlamda baskı altında tuttukları bir ortamda iş yapmaya çalışıyoruz. Biz bu dönemde şarkılar türlüler söyleyerek eğlenerek geçirmek istemiyoruz. Biz bu şehre gerçekten hizmet için geldik. Biz yaptığımız reklamla değil, yaptığımız işle konu olmak istiyoruz. Özverili çalışanlarımız adına rica ediyorum, maaş karşılığı değil, bu şehri sevdikleri için çalışan insanlar. İstedikleri sadece arkalarında İzmir halkını görmek istiyorlar, onları yalnız bırakmamanızı rica ediyorum. Bayraklı yatırı anlamında en çok ihtiyacı olan bölgelerden bir tanesi, verdiğim sözlerin hepsi gerçekleştirilecek hiçbir şüpheniz olmasın." şeklinde ifade etti.

"YAĞMUR SUYU KANALINA ÇÖP, İZMARİT, DETERJANLI SU DÖKÜLMEZ"

Başkan Tugay, İzmir halkına da duyarlı olmaları konusunda uyarıda bulunurken, "Gereksiz yere musluklar akıtılmamalı, kanallar durdur yere tıkanmıyor insanlar sürekli bir şeyler atıyor. Yağmur suyu ayrıştırın diyorlar, ancak yağmur suyu kanalına sigara izmariti ve çöp atılmaz. Her mazgalın başına nöbetçi dikemeyeceğimize göre, vatandaşlarımızın duyarlı ve sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Biz insanlardan alkış ve teşekkür beklemiyoruz, sadece çalışmalarımızı korumalarını ve değer vermelerini bekliyoruz.” dedi.

BAŞKAN TUGAY’DAN O HABERLERE TEPKİ!

Geçtiğimiz günlerde “ İZSU zarar ediyor” haberlerine tepki gösteren Başkan Tugay, “ İZSU da hiçbir anında kar etmek için çalışan bir kurum değil, biz kar etmeden çalışan kurumları. Zarar adı verilen eksiler eğer yatırım için kullanılmışsa buna zarar denmez, kar denir. Ben kendime ve arkadaşlarıma kefilim, İZSU zarar ediyor diye cümle kurmadan önce bu paralar nereye gidiyor diye bakmanız gerekiyor. İşte bu yatırımlara gidiyor.” dedi.

ÖNAL: ÇALIŞMALAR SIRASINDA VATANDAŞLARIMIZDAN SABIR İSTİYORUM

Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Geçen sene seçimlerden hemen sonra sağanakla ile bayraklı en çok etkilenen bölgemiz olmuştu. O gece bu problemin ve çalışmaların bir an önce başlaması için başkanımız talimat vermişti. 3 etaplı çalışma ile bu sorun ortadan kalkacak. Yıllar önceden gelen bu sorunun köklü çözümü için projeler hayata geçirilecek. Çoğu zaman tartışmalara da neden olsa, Bayraklı’da maalesef ova birikintisi dediğiniz yağmur suları aşağıya indiği için sorunlar yaşanıyordu. Maalesef altyapı yatırımları nankör yatırımlardır, bu yatırımlar yapılırken zorluklar yaşayacağız sabıra ihtiyacımız olduğunu muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza şimdiden iletmek istiyorum.” Sözleriyle yatırımların önemini vurguladı.

ERDOĞAN: BAYRAKLI'DA YAĞMUR SUYU SORUNU ÇÖZÜLECEK

İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “12 Temmuz günü burada yağmurdan etkilene vatandaşlarımızı ziyaret ederken sorunları çözeceğimizin sözünü verdik. Bir takım izinleri aldık ve hızla çalışmalarımıza başladık. 1.Etap çalışmamızda Tepekule ve Çay Mahallesi su altında kalıyordu. Bu bölge ve civardaki evler yağmurdan etkileniyordu. Yüzde 70’i tamamlandı, birkaç ay içerisinde bu proje tamamlanacak. Bu sokaklar yağmurdan en çok etkilenen sokaklar. Bu suların aşağı inmeden toplanmasını sağlayacağız. Temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz alan da ikinci aşama olarak hayata geçecek. Sevgi yolunda esnafımızı yıllardır etkileyen yağmur suyu sorunu çözülecek. Bu iki çalışma 200 milyon TL’ye mal olacak. 3 projeyle birlikte toplam 600 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirilecek. Bayraklı’da yağmur suyu sorununu çözmüş oluyoruz, artık su taşkınları yaşanmayacak. Bu anlamda yıllardır hemşehrilerimizin yaşadığı sorun için bu projeleri hayata geçirdik. Çalışmalarımıza destek ve yön veren başkanımız Cemil Tugay’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde ifade etti.

İZSU Genel Müdürlüğü’nün Bayraklı Tepekule Mahallesi’nde başlattığı 1. etap projesi kapsamında toplam 4 kilometrelik yağmur suyu ve atık su hattı çalışmaları yaz aylarında tamamlanacak. Birinci etabın tamamlanmasının ardından ikinci etap kapsamına giren Muhittin Erener, Çay, Refik Şevket İnce mahallelerinde de yağmur suyu ve atık su hattı yapımına başlanacak. Sel ve taşkın risklerini azaltmak için, Bornova, Bayraklı, Karabağlar, Konak ve Buca ilçeleri başta olmak üzere, İzmir genelinde 67 kilometre uzunluğunda yağmur suyu ayrıştırma imalatı tamamlandı. Bayraklı ilçe merkezindeki yağmur suyu ayrıştırma projesinin bir ve ikinci etabında çalışmalar devam ederken İZSU Genel Müdürlüğü, Alsancak’ta da çalışmalara başladı. Bu çalışmalar Buca ikinci etap ve Balatçık ile devam edecek. Kent genelinde 92,3 km yağmur suyu hattı temizliği, 26 bin 777 adet yağmur suyu ızgara temizliği yapıldı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

İzmir'in iki ilçesinde yangın!

Güncel 24.05.2025 - 19:49, Güncelleme: 24.05.2025 - 19:52
 

İzmir'in iki ilçesinde yangın!

İZMİR’in Foça ilçesinde, tarım arazisinde çıkan yangın, makilik alana da sıçradı. Alevlere havadan ve karadan müdahale ediliyor.
Urla’nın Gülbahçe Mahallesi'ndeki makilikte saat 16.22'de yangın çıktı. Yükselen dumanı fark eden mahallelinin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Genel Müdürlüğü'ne ait 4 uçak, 3 helikopter, 18 arazöz, 1 su ikmal ve 2 dozer sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ediyor. URLA’DA DA MAKİ YANGINI ÇIKTI Urla’nın Gülbahçe Mahallesi'ndeki makilikte saat 16.22'de yangın çıktı. Yükselen dumanı fark eden mahallelinin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Genel Müdürlüğü'ne ait 4 uçak, 3 helikopter, 18 arazöz, 1 su ikmal ve 2 dozer sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ediyor.
İZMİR’in Foça ilçesinde, tarım arazisinde çıkan yangın, makilik alana da sıçradı. Alevlere havadan ve karadan müdahale ediliyor.

Urla’nın Gülbahçe Mahallesi'ndeki makilikte saat 16.22'de yangın çıktı. Yükselen dumanı fark eden mahallelinin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Genel Müdürlüğü'ne ait 4 uçak, 3 helikopter, 18 arazöz, 1 su ikmal ve 2 dozer sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ediyor.

URLA’DA DA MAKİ YANGINI ÇIKTI

Urla’nın Gülbahçe Mahallesi'ndeki makilikte saat 16.22'de yangın çıktı. Yükselen dumanı fark eden mahallelinin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Genel Müdürlüğü'ne ait 4 uçak, 3 helikopter, 18 arazöz, 1 su ikmal ve 2 dozer sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ediyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde

Güncel 11.02.2023 - 17:36, Güncelleme: 13.02.2023 - 10:38
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde

CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi. ‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu: “Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.” ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.
CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi.

‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu:

“Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.”

ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Karşıyaka'da Ahmet Yıldırım'dan şok açıklamalar: Bu oyuncu grubunun hepsinin gitmesi gerekiyor.

Spor 24.05.2025 - 13:00, Güncelleme: 24.05.2025 - 17:20
 

Karşıyaka'da Ahmet Yıldırım'dan şok açıklamalar: Bu oyuncu grubunun hepsinin gitmesi gerekiyor.

3'üncü Lig 1'inci Grup'ta büyük umutlarla başladığı sezonda Play-Off'ta saha avantajına rağmen Muşspor'a 2-1 yenilip finali göremeden elenen Karşıyaka'da teknik direktör Ahmet Yıldırım, kulüp ve futbolcularla ilgili şok açıklamalar yaptı.
Yeşil-kırmızılılarda devre arasında göreve gelip sezon içinde zaman zaman yalnız bırakılmaktan yakınan Ahmet Yıldırım hem yönetime hem camiaya hem takımına tepki gösterdi. Karşıyaka'da taraftarlarla futbolcuların arası Play-Off hüsranı sonrası yay gibi gerilirken Ahmet Yıldırım da takımda birlik olmadığını savundu. Bir radyo programına katılan Yıldırım, tesislerde bulaşık bile yıkadığını, kulüpte şubelerin birbirlerinin başarılı olmasını istemediğini dile getirdi. TESİSTE BULAŞIK YIKADIM "Kulüp içinde yaşadıklarımızı herkes biliyor ama bilmezlikten geliniyor" diyen tecrübeli teknik adam, "Saha içinde takım arkadaşlığı hiç olmayan bir grupla çalıştım. Buna rağmen oyuncularımla beraber bu kulüpte bulaşık bile yıkadım. Bunu utanarak söylemiyorum, kimseyi de suçlamıyorum. Yaşamamız gerekiyormuş. Belediye ve STK'lardan destek alamadık. Kulüp içinde kimse kimsenin başarılı olmasını istemiyor. Karşıyaka ayrıştırılmış bir camia. Basketbol şubesi, futbol şubesine destek verilmesini istemiyor, kapanmasını istiyor. Düzcespor maçı öncesinde destek istediğimiz yöneticilerin söyledikleri takımı psikolojik anlamda dibe sürükledi. Bu kadar kötü bir ortam var. İlker Ergüllü başkan da tek başına kalıyor. Sürtüşmeler var, bazıları tarafından köstek olunmaya çalışılıyor. Yönetim anlamında birliktelik gerekiyor" dedi. OYUNCULARIMIZA BİRBİRİNİ SEVDİREMEDİK Şampiyonluğa çok inandığını ama olamadıklarını anlatan Ahmet Yıldırım, "Oyuncu grubuna birbirini sevdiremedik. Bazı taraftarların bazı oyuncuların takımı sattığına dair yorumları oldu. Böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Büyük bir camiada oynayan futbolcu takımını satmaz. Bir oyuncumuz 2-0 yenik durumda oynadığımız maçın 30'uncu dakikasında, 'Bu takımdaki futbolcularla oynamak istemiyorum, çıkart beni' dedi. Birbirlerinden nasıl nefret ediyorlarsa bunu söyleyebiliyorlar" değerlendirmesinde bulundu. BU OYUNCU GRUBUNUN HEPSİ GİTMELİ Yıldırım, takımdaki geleceğiyle ilgili ise, "Ben Karşıyaka tribünü içinde de yer alan bir insanım. Devam etmek isterim ama hepsi çok düzgün insan olsa da bu oyuncu grubunun hepsinin gitmesi gerekiyor. Ben de devam edip etmeyeceğimi bilmiyorum ama 3'üncü Lig takımlarında çalışmak istemiyorum. Yönetim seçilir ve benimle devam etmek isterse emir telakki ederim. 2'nci Lig'den görüştüğüm takımlar var. Yönetim seçilmeden de bir kulüple imza atabilirim. Karşıyaka kendi evim gibi, bu kadar sıkıntılara rağmen mutlu olurum burada çalışmaktan" diye konuştu.
3'üncü Lig 1'inci Grup'ta büyük umutlarla başladığı sezonda Play-Off'ta saha avantajına rağmen Muşspor'a 2-1 yenilip finali göremeden elenen Karşıyaka'da teknik direktör Ahmet Yıldırım, kulüp ve futbolcularla ilgili şok açıklamalar yaptı.

Yeşil-kırmızılılarda devre arasında göreve gelip sezon içinde zaman zaman yalnız bırakılmaktan yakınan Ahmet Yıldırım hem yönetime hem camiaya hem takımına tepki gösterdi. Karşıyaka'da taraftarlarla futbolcuların arası Play-Off hüsranı sonrası yay gibi gerilirken Ahmet Yıldırım da takımda birlik olmadığını savundu. Bir radyo programına katılan Yıldırım, tesislerde bulaşık bile yıkadığını, kulüpte şubelerin birbirlerinin başarılı olmasını istemediğini dile getirdi.

TESİSTE BULAŞIK YIKADIM

"Kulüp içinde yaşadıklarımızı herkes biliyor ama bilmezlikten geliniyor" diyen tecrübeli teknik adam, "Saha içinde takım arkadaşlığı hiç olmayan bir grupla çalıştım. Buna rağmen oyuncularımla beraber bu kulüpte bulaşık bile yıkadım. Bunu utanarak söylemiyorum, kimseyi de suçlamıyorum. Yaşamamız gerekiyormuş. Belediye ve STK'lardan destek alamadık. Kulüp içinde kimse kimsenin başarılı olmasını istemiyor. Karşıyaka ayrıştırılmış bir camia. Basketbol şubesi, futbol şubesine destek verilmesini istemiyor, kapanmasını istiyor. Düzcespor maçı öncesinde destek istediğimiz yöneticilerin söyledikleri takımı psikolojik anlamda dibe sürükledi. Bu kadar kötü bir ortam var. İlker Ergüllü başkan da tek başına kalıyor. Sürtüşmeler var, bazıları tarafından köstek olunmaya çalışılıyor. Yönetim anlamında birliktelik gerekiyor" dedi.

OYUNCULARIMIZA BİRBİRİNİ SEVDİREMEDİK

Şampiyonluğa çok inandığını ama olamadıklarını anlatan Ahmet Yıldırım, "Oyuncu grubuna birbirini sevdiremedik. Bazı taraftarların bazı oyuncuların takımı sattığına dair yorumları oldu. Böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Büyük bir camiada oynayan futbolcu takımını satmaz. Bir oyuncumuz 2-0 yenik durumda oynadığımız maçın 30'uncu dakikasında, 'Bu takımdaki futbolcularla oynamak istemiyorum, çıkart beni' dedi. Birbirlerinden nasıl nefret ediyorlarsa bunu söyleyebiliyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

BU OYUNCU GRUBUNUN HEPSİ GİTMELİ

Yıldırım, takımdaki geleceğiyle ilgili ise, "Ben Karşıyaka tribünü içinde de yer alan bir insanım. Devam etmek isterim ama hepsi çok düzgün insan olsa da bu oyuncu grubunun hepsinin gitmesi gerekiyor. Ben de devam edip etmeyeceğimi bilmiyorum ama 3'üncü Lig takımlarında çalışmak istemiyorum. Yönetim seçilir ve benimle devam etmek isterse emir telakki ederim. 2'nci Lig'den görüştüğüm takımlar var. Yönetim seçilmeden de bir kulüple imza atabilirim. Karşıyaka kendi evim gibi, bu kadar sıkıntılara rağmen mutlu olurum burada çalışmaktan" diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda bebek heyecanı

Yerel 24.05.2025 - 10:15, Güncelleme: 24.05.2025 - 10:52
 

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda bebek heyecanı

İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda zebra, lemur, ceylan, yaban ve tiftik keçileri 70 yavru dünyaya getirdi. Bu yıl parka gelen sarı gagalı leyleğin kuluçkaya yatması da heyecan yarattı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda baharın gelmesi ile birlikte yeni doğumların heyecanı yaşanıyor. Parkta yaşayan hayvanlar arasına yavru iki zebra, iki halka kuyruklu lemur, 44 ceylan, 19 yaban keçisi ve 3 tiftik keçisi olmak üzere 70 yavru katıldı. Parka yeni gelen sarı gagalı leylek de kuluçkaya yattı.   Bahar ayları ile birlikte doğumlar arttı Bahar ayları ile birlikte Doğal Yaşam Parkı’nda doğumların başladığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Serkan Eğrilmez, “İlk önce iki zebra hayata gözlerini açtı. 16 yetişkin halka kuyruklu lemurumuzdan ikisi anne oldu. Parkımızda hayvanlar mutluluk ve huzur içinde yaşıyor. Bu yıl parka gelen Afrika’nın simge hayvanlarından biri olan Aviary (Su kuşları) barınağında da sarı gagalı leylek anne olma yolunda. Burada kuluçkaya yattı. Erkek leylek yuvayı yapmak için dalları taşıyor. Mayıs sonu haziran başı gibi sarı gagalı leylek yavruları yumurtadan çıkacak. Böylelikle ilk kez Doğal Yaşam Parkı’nda sarı gagalı leylek dünyaya gelmiş olacak. Parkımıza yeni gelmiş olmasına rağmen leyleğin kuluçkaya yatması yaşadığı ortama güvendiğini gösteriyor. Bu güven duygusu ile birlikte dünyaya yavru getirme isteği içgüdüsel olarak ortaya çıkıyor” dedi. “Burası yaban hayvanlarımızın evi” Yaz aylarında ziyaretçi sayısının arttığını da vurgulayan Eğrilmez, şunları söyledi: “Biz alanı olabildiğince temiz tutmaya çalışıyoruz. Burası yaban hayvanlarımızın evi. Biz gelip gidiyoruz ama onlar burada yaşıyor. Ziyaretçilerimizden Doğal Yaşam Parkı’nı temiz tutmaya özen göstermelerini, hayvanlara yiyecek vermemelerini, yiyecek artıklarını çevreye bırakmamalarını rica ediyoruz.” İzmir gözde merkezlerinden 130 türde 1500'den fazla hayvanı ve 250'den fazla bitki türünü bünyesinde barındıran Doğal Yaşam Parkı’nda; aslanlar, kaplanlar, filler, zürafalar, zebralar, çeşitli kuş türleri, sürüngenler, su canlıları gibi birçok hayvan bulunuyor. Park; çocukların bazı evcil hayvanlarla doğrudan temas sağlayabilmesi için özel olarak kurulan Çocuk Hayvanat Bahçesi, geniş yürüyüş yolları, bisiklet yolları, piknik alanları, kafe ve dinlenme alanları ile İzmir’in gözde merkezlerinden. Doğal Yaşam Parkı pazartesi günleri hariç hafta içi 09.00-17.00, hafta sonları ise 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda zebra, lemur, ceylan, yaban ve tiftik keçileri 70 yavru dünyaya getirdi. Bu yıl parka gelen sarı gagalı leyleğin kuluçkaya yatması da heyecan yarattı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda baharın gelmesi ile birlikte yeni doğumların heyecanı yaşanıyor. Parkta yaşayan hayvanlar arasına yavru iki zebra, iki halka kuyruklu lemur, 44 ceylan, 19 yaban keçisi ve 3 tiftik keçisi olmak üzere 70 yavru katıldı. Parka yeni gelen sarı gagalı leylek de kuluçkaya yattı.  

Bahar ayları ile birlikte doğumlar arttı
Bahar ayları ile birlikte Doğal Yaşam Parkı’nda doğumların başladığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Serkan Eğrilmez, “İlk önce iki zebra hayata gözlerini açtı. 16 yetişkin halka kuyruklu lemurumuzdan ikisi anne oldu. Parkımızda hayvanlar mutluluk ve huzur içinde yaşıyor. Bu yıl parka gelen Afrika’nın simge hayvanlarından biri olan Aviary (Su kuşları) barınağında da sarı gagalı leylek anne olma yolunda. Burada kuluçkaya yattı. Erkek leylek yuvayı yapmak için dalları taşıyor. Mayıs sonu haziran başı gibi sarı gagalı leylek yavruları yumurtadan çıkacak. Böylelikle ilk kez Doğal Yaşam Parkı’nda sarı gagalı leylek dünyaya gelmiş olacak. Parkımıza yeni gelmiş olmasına rağmen leyleğin kuluçkaya yatması yaşadığı ortama güvendiğini gösteriyor. Bu güven duygusu ile birlikte dünyaya yavru getirme isteği içgüdüsel olarak ortaya çıkıyor” dedi.

“Burası yaban hayvanlarımızın evi”
Yaz aylarında ziyaretçi sayısının arttığını da vurgulayan Eğrilmez, şunları söyledi: “Biz alanı olabildiğince temiz tutmaya çalışıyoruz. Burası yaban hayvanlarımızın evi. Biz gelip gidiyoruz ama onlar burada yaşıyor. Ziyaretçilerimizden Doğal Yaşam Parkı’nı temiz tutmaya özen göstermelerini, hayvanlara yiyecek vermemelerini, yiyecek artıklarını çevreye bırakmamalarını rica ediyoruz.”

İzmir gözde merkezlerinden
130 türde 1500'den fazla hayvanı ve 250'den fazla bitki türünü bünyesinde barındıran Doğal Yaşam Parkı’nda; aslanlar, kaplanlar, filler, zürafalar, zebralar, çeşitli kuş türleri, sürüngenler, su canlıları gibi birçok hayvan bulunuyor. Park; çocukların bazı evcil hayvanlarla doğrudan temas sağlayabilmesi için özel olarak kurulan Çocuk Hayvanat Bahçesi, geniş yürüyüş yolları, bisiklet yolları, piknik alanları, kafe ve dinlenme alanları ile İzmir’in gözde merkezlerinden. Doğal Yaşam Parkı pazartesi günleri hariç hafta içi 09.00-17.00, hafta sonları ise 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Başkan Türkmen sahada! Sorunlar yerinde tespit ediliyor

Yerel 24.05.2025 - 10:00, Güncelleme: 24.05.2025 - 11:03
 

Başkan Türkmen sahada! Sorunlar yerinde tespit ediliyor

Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen, talepleri doğrudan dinlemek ve sorunları yerinde tespit etmek amacıyla mahalle ziyaretlerini sürdürüyor.
Başkan Türkmen, sorunları yerinde dinlemek ve çözüm üretmek amacıyla mahalle ziyaretlerine devam ediyor. Türkmen, son olarak Ören, Halilbeyli ve Bağyurdu mahallelerini ziyaret etti. Ören ve Halilbeyli mahallelerinde yapılacak iki yeni Aile Sağlığı Merkezi'nin temel atma törenlerine katılan Başkan Türkmen, törenlerin ardından Halilbeyli ve Bağyurdu mahallelerinde vatandaşlar ve esnaflarla bir araya geldi. SAĞLIK YATIRIMLARI İÇİN TEMELLER ATILDI Başkan Türkmen, Ören ve Halilbeyli mahallelerinde yapılacak iki yeni Aile Sağlığı Merkezi'nin temel atma törenlerine katıldı. Hayırseverlerin destekleriyle inşa edilecek olan sağlık merkezlerinin temelleri, dualar eşliğinde ve kurban kesimiyle atıldı. Ören Mahallesi'nde yapılacak Şadiye-Mustafa Kemal Öz Aile Sağlığı Merkezi, hayırsever Osman Öz tarafından yaptırılacak. Halilbeyli Mahallesi'nde yer alacak İbrahim-Hüsniye Özdurakoğlu Aile Sağlığı Merkezi ise hayırsever İbrahim Özdurakoğlu tarafından inşa edilecek. "HAYIRSEVERLERİMİZE GÖNÜLDEN TEŞEKKÜR EDİYORUM" Başkan Türkmen, iki yeni Aile Sağlığı Merkezi'ni Kemalpaşa'ya kazandıran hayırseverlere teşekkür ettiği konuşmasında şunları söyledi, "Ören ve Halilbeyli mahallelerimizde temelleri atılan iki yeni Aile Sağlığı Merkezi, vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine daha kolay ve daha modern koşullarda erişimini sağlayacak. Bu projelerin hayata geçmesinde büyük katkısı olan hayırsever hemşehrilerimiz Osman Öz ve İbrahim Özdurakoğlu'na hem kendi adıma hem de Kemalpaşa halkı adına içten teşekkür ediyorum. Sağlık gibi kutsal bir alana yapılan her katkı, geleceğe bırakılan en değerli miraslardan biridir." VATANDAŞLAR VE ÜRETİCİLERLE BULUŞMA Temel atma törenlerinin ardından Halilbeyli Mahallesi'nde esnaf ve vatandaşlarla sohbet eden ve mahalle sakinlerini dinleyen Başkan Türkmen, talepleri tek tek not aldı. Ardından Bağyurdu Mahallesi'nde kiraz üreticileriyle bir araya gelen Başkan Türkmen, özellikle kiraz sezonunun başlamasıyla birlikte yaşanan aksaklıkları yerinde tespit etti. Türkmen, Kiraz Alım Merkezi'nin daha geniş bir alanda kurulabilmesi için gerekli çalışmaları sürdürdüklerini belirtti. "HEMŞEHRİLERİMİZİN SESİ, YOL HARİTAMIZDIR" Mahalle ziyaretleri ve Bağyurdu Kiraz Alım Merkezi hakkında konuşan Başkan Türkmen, şu ifadeleri kullandı, "Göreve geldiğimiz günden bu yana vatandaşlarımızla doğrudan temas kurmaya, mahalle mahalle gezerek sorunları yerinde tespit etmeye büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda Halilbeyli ve Bağyurdu mahallelerimizi ziyaret ettik. Hem mahalle halkımızın taleplerini dinledik hem de mevcut ihtiyaçları yerinde gözlemledik. Bağyurdu, Kemalpaşa'mızın tarımsal üretim anlamında en kıymetli bölgelerinden biri. Özellikle kiraz üretimiyle hem ilçemize hem de ülkemize katma değer sağlıyor. Bu değeri korumak ve üreticilerimizin emeklerinin karşılığını daha sağlıklı bir şekilde alabilmesi için mahallemizin en önemli taleplerinden biri olan Bağyurdu Kiraz Alım Merkezi'ni daha modern, daha geniş ve üretici dostu bir alanda inşa etmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımızın talep ve beklentileri bizim için yol göstericidir. Bu anlayışla, her mahalleye eşit hizmet götürmek, her sesi duymak için çalışmaya devam edeceğiz."
Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen, talepleri doğrudan dinlemek ve sorunları yerinde tespit etmek amacıyla mahalle ziyaretlerini sürdürüyor.

Başkan Türkmen, sorunları yerinde dinlemek ve çözüm üretmek amacıyla mahalle ziyaretlerine devam ediyor. Türkmen, son olarak Ören, Halilbeyli ve Bağyurdu mahallelerini ziyaret etti. Ören ve Halilbeyli mahallelerinde yapılacak iki yeni Aile Sağlığı Merkezi'nin temel atma törenlerine katılan Başkan Türkmen, törenlerin ardından Halilbeyli ve Bağyurdu mahallelerinde vatandaşlar ve esnaflarla bir araya geldi.

SAĞLIK YATIRIMLARI İÇİN TEMELLER ATILDI

Başkan Türkmen, Ören ve Halilbeyli mahallelerinde yapılacak iki yeni Aile Sağlığı Merkezi'nin temel atma törenlerine katıldı. Hayırseverlerin destekleriyle inşa edilecek olan sağlık merkezlerinin temelleri, dualar eşliğinde ve kurban kesimiyle atıldı. Ören Mahallesi'nde yapılacak Şadiye-Mustafa Kemal Öz Aile Sağlığı Merkezi, hayırsever Osman Öz tarafından yaptırılacak. Halilbeyli Mahallesi'nde yer alacak İbrahim-Hüsniye Özdurakoğlu Aile Sağlığı Merkezi ise hayırsever İbrahim Özdurakoğlu tarafından inşa edilecek.

"HAYIRSEVERLERİMİZE GÖNÜLDEN TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Başkan Türkmen, iki yeni Aile Sağlığı Merkezi'ni Kemalpaşa'ya kazandıran hayırseverlere teşekkür ettiği konuşmasında şunları söyledi, "Ören ve Halilbeyli mahallelerimizde temelleri atılan iki yeni Aile Sağlığı Merkezi, vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine daha kolay ve daha modern koşullarda erişimini sağlayacak. Bu projelerin hayata geçmesinde büyük katkısı olan hayırsever hemşehrilerimiz Osman Öz ve İbrahim Özdurakoğlu'na hem kendi adıma hem de Kemalpaşa halkı adına içten teşekkür ediyorum. Sağlık gibi kutsal bir alana yapılan her katkı, geleceğe bırakılan en değerli miraslardan biridir."

VATANDAŞLAR VE ÜRETİCİLERLE BULUŞMA

Temel atma törenlerinin ardından Halilbeyli Mahallesi'nde esnaf ve vatandaşlarla sohbet eden ve mahalle sakinlerini dinleyen Başkan Türkmen, talepleri tek tek not aldı. Ardından Bağyurdu Mahallesi'nde kiraz üreticileriyle bir araya gelen Başkan Türkmen, özellikle kiraz sezonunun başlamasıyla birlikte yaşanan aksaklıkları yerinde tespit etti. Türkmen, Kiraz Alım Merkezi'nin daha geniş bir alanda kurulabilmesi için gerekli çalışmaları sürdürdüklerini belirtti.

"HEMŞEHRİLERİMİZİN SESİ, YOL HARİTAMIZDIR"

Mahalle ziyaretleri ve Bağyurdu Kiraz Alım Merkezi hakkında konuşan Başkan Türkmen, şu ifadeleri kullandı, "Göreve geldiğimiz günden bu yana vatandaşlarımızla doğrudan temas kurmaya, mahalle mahalle gezerek sorunları yerinde tespit etmeye büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda Halilbeyli ve Bağyurdu mahallelerimizi ziyaret ettik. Hem mahalle halkımızın taleplerini dinledik hem de mevcut ihtiyaçları yerinde gözlemledik. Bağyurdu, Kemalpaşa'mızın tarımsal üretim anlamında en kıymetli bölgelerinden biri. Özellikle kiraz üretimiyle hem ilçemize hem de ülkemize katma değer sağlıyor. Bu değeri korumak ve üreticilerimizin emeklerinin karşılığını daha sağlıklı bir şekilde alabilmesi için mahallemizin en önemli taleplerinden biri olan Bağyurdu Kiraz Alım Merkezi'ni daha modern, daha geniş ve üretici dostu bir alanda inşa etmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımızın talep ve beklentileri bizim için yol göstericidir. Bu anlayışla, her mahalleye eşit hizmet götürmek, her sesi duymak için çalışmaya devam edeceğiz."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Başkan Tugay hükümete yüklendi: İnşallah İzmir’e de hizmet edecekler!

Yerel 24.05.2025 - 14:15, Güncelleme: 24.05.2025 - 17:02
 

Başkan Tugay hükümete yüklendi: İnşallah İzmir’e de hizmet edecekler!

Buca ile Bornova’yı kesintisiz birbirine bağlayarak kent trafiğine nefes aldıracak Onat Tüneli’nde ışık göründü. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, iş makinesine binerek sağ tüpü birleştiren duvarın yıkımına katıldı. Yıkılan duvarın ardındaki işçiler, Başkan Dr. Cemil Tugay’ı Türk bayrağı ile karşıladı. Başkan Tugay, çalışmaları bir yıl içinde tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.
“Hükümet inşallah İzmir'e hizmet edecek” Yoğun çaba içinde projeleri sürdürdüklerini hatırlatan Başkan Tugay, “Biz temel belediyecilik hizmetlerimizi aksatmadan yapalım, sosyal belediyeciliğimizi güçlendirerek devam ettirelim, bunun yanında şehrin ihtiyacı olan altyapı, ulaşım, trafik ve kentsel dönüşüm konuları başta olmak üzere bu konularda çalışalım diye çaba gösteriyoruz. Bazı konular aslında belediyenin neredeyse sorumluluğu olmadığı halde üzerimize yıkılmış durumda. Bunlardan birisi körfezle ilgili konu. Zaman zaman konuşuyoruz. Bu dönemde henüz daha 13 ay geçmiş olmasına rağmen uzun zamandır bitirilmeyen ve aksamış olan 4. Fazı yakın zamanda açtık. Bu tünel de bittiği ve açılışını yaptığımız zaman ikinci büyük projeyi de tamamlamış olacağız. Bir şey yapmıyor cümleleri kuranlar var, onları ayıplayarak bunları hatırlatıyorum. Gerçekten çok yoğun çaba içindeyiz. Dostluk Bulvarı’nın şu anda açılışı için yoğun çaba gösteriyoruz, Mürselpaşa Altgeçidi için çalışıyoruz. Diğer taraftan uzun zamandır bekleyen kentsel dönüşüm projelerinde belli bir noktaya geldik. Kooperatifler aracılığıyla yapılacak olan ama durmuş olan inşaatlar yeniden başladı. Biz bir taraftan bu tüneli yaparken hükümetin de ikinci çevreyolunun inşaatına başlamış olmasını çok isterdik. Yapılacak başka işler de var. Bunlarla ilgili de beraber çalışabilseydik. Biz de elimizden geleni yapmaya hazırız. Ben hala umutla bekliyorum. İnşallah İzmir’e de hizmet edecekler, biz de onlarla birlikte çalışmaktan büyük memnuniyet duyacağız” dedi. 
Buca ile Bornova’yı kesintisiz birbirine bağlayarak kent trafiğine nefes aldıracak Onat Tüneli’nde ışık göründü. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, iş makinesine binerek sağ tüpü birleştiren duvarın yıkımına katıldı. Yıkılan duvarın ardındaki işçiler, Başkan Dr. Cemil Tugay’ı Türk bayrağı ile karşıladı. Başkan Tugay, çalışmaları bir yıl içinde tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.

“Hükümet inşallah İzmir'e hizmet edecek”

Yoğun çaba içinde projeleri sürdürdüklerini hatırlatan Başkan Tugay, “Biz temel belediyecilik hizmetlerimizi aksatmadan yapalım, sosyal belediyeciliğimizi güçlendirerek devam ettirelim, bunun yanında şehrin ihtiyacı olan altyapı, ulaşım, trafik ve kentsel dönüşüm konuları başta olmak üzere bu konularda çalışalım diye çaba gösteriyoruz. Bazı konular aslında belediyenin neredeyse sorumluluğu olmadığı halde üzerimize yıkılmış durumda. Bunlardan birisi körfezle ilgili konu. Zaman zaman konuşuyoruz. Bu dönemde henüz daha 13 ay geçmiş olmasına rağmen uzun zamandır bitirilmeyen ve aksamış olan 4. Fazı yakın zamanda açtık. Bu tünel de bittiği ve açılışını yaptığımız zaman ikinci büyük projeyi de tamamlamış olacağız. Bir şey yapmıyor cümleleri kuranlar var, onları ayıplayarak bunları hatırlatıyorum. Gerçekten çok yoğun çaba içindeyiz. Dostluk Bulvarı’nın şu anda açılışı için yoğun çaba gösteriyoruz, Mürselpaşa Altgeçidi için çalışıyoruz. Diğer taraftan uzun zamandır bekleyen kentsel dönüşüm projelerinde belli bir noktaya geldik. Kooperatifler aracılığıyla yapılacak olan ama durmuş olan inşaatlar yeniden başladı. Biz bir taraftan bu tüneli yaparken hükümetin de ikinci çevreyolunun inşaatına başlamış olmasını çok isterdik. Yapılacak başka işler de var. Bunlarla ilgili de beraber çalışabilseydik. Biz de elimizden geleni yapmaya hazırız. Ben hala umutla bekliyorum. İnşallah İzmir’e de hizmet edecekler, biz de onlarla birlikte çalışmaktan büyük memnuniyet duyacağız” dedi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Başkan Tugay'dan AK Parti'ye 'miting' yanıtı: 70 bin komik bir rakam!

Güncel 23.05.2025 - 09:55, Güncelleme: 23.05.2025 - 17:26
 

Başkan Tugay'dan AK Parti'ye 'miting' yanıtı: 70 bin komik bir rakam!

19 Mayıs günü İzmir Gündoğdu Meydanı’nda CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na destek mitingi gerçekleştirildi. Miting daha bitmeden AK Parti kanadından başlayan eleştiriler gündemdeki yerini koruyor. Başkan Tugay, "İnsanları tek tek sayamayız, ancak herkesin coşkulu ve katılımcı olması önemliydi. Telaffuz edilen 70 bin rakamı da komik" şeklinde açıklama yaptı.
ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - CHP'nin 19 Mayıs tarihinde tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla gerçekleştirdiği İzmir mitinginin yankıları sürüyor.  Mitinge katılım sayısı üzerinden karşılıklı söylemler miting daha bitmeden başlamıştı. CHP Lideri Özgür Özel, mitingde 2 milyonun üzerinde kişinin katıldığını söylerken,  AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ile İl Başkanı Bilal Saygılı mitingde 70 bin kişi olduğunu ifade etmişti. Başkan Tugay, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken mitinge katılım sayısı konusunda şu açıklamayı yaptı; "Geçmiş yıllarda benzeri mitinglere baktığımızda en güçlü ve özel mitinglerden olduğuna eminim. Benim için önemli olan şey herkesin coşkulu ve katılımcı olmasıydı. Mitingin ardından herkes birlik-beraberlik havası yaşadı. Milyonun üzerinde insan olduğu kesin ama ne sayarım ne saymaya kalkarım ancak 70 bin komik bir rakam. Hedef sayı ile ilgili değildir. Ben sahneden ve görüntülerden gördüğümde gerçekten katılımcı ve duygulu bir topluluk gördüm. Gerçek başarı mitinge insanların seyirci olarak gelmiş olmaması” dedi.  
19 Mayıs günü İzmir Gündoğdu Meydanı’nda CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na destek mitingi gerçekleştirildi. Miting daha bitmeden AK Parti kanadından başlayan eleştiriler gündemdeki yerini koruyor. Başkan Tugay, "İnsanları tek tek sayamayız, ancak herkesin coşkulu ve katılımcı olması önemliydi. Telaffuz edilen 70 bin rakamı da komik" şeklinde açıklama yaptı.

ÇİĞDEM ÖZEN/BEN HABER - CHP'nin 19 Mayıs tarihinde tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla gerçekleştirdiği İzmir mitinginin yankıları sürüyor.  Mitinge katılım sayısı üzerinden karşılıklı söylemler miting daha bitmeden başlamıştı.

CHP Lideri Özgür Özel, mitingde 2 milyonun üzerinde kişinin katıldığını söylerken,  AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ile İl Başkanı Bilal Saygılı mitingde 70 bin kişi olduğunu ifade etmişti.

Başkan Tugay, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken mitinge katılım sayısı konusunda şu açıklamayı yaptı; "Geçmiş yıllarda benzeri mitinglere baktığımızda en güçlü ve özel mitinglerden olduğuna eminim. Benim için önemli olan şey herkesin coşkulu ve katılımcı olmasıydı. Mitingin ardından herkes birlik-beraberlik havası yaşadı. Milyonun üzerinde insan olduğu kesin ama ne sayarım ne saymaya kalkarım ancak 70 bin komik bir rakam. Hedef sayı ile ilgili değildir. Ben sahneden ve görüntülerden gördüğümde gerçekten katılımcı ve duygulu bir topluluk gördüm. Gerçek başarı mitinge insanların seyirci olarak gelmiş olmaması” dedi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

AK Partili Saygılı'dan Başkan Tugay'a yanıt: 10 yıldır bir tüneli bitiremediler!

Politika 24.05.2025 - 14:00, Güncelleme: 24.05.2025 - 17:07
 

AK Partili Saygılı'dan Başkan Tugay'a yanıt: 10 yıldır bir tüneli bitiremediler!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın, Buca Onat Tüneli inşaatını ziyareti sırasında hükümetin İzmir'e hizmet etmediği eleştirisine cevap AK Parti İzmir il Başkanı Bilal Saygılı'dan geldi.
Saygılı yaptığı açıklamada," Yaklaşık 10 yıldır bir tüneli  bitiremeyen CHP belediyeciliği, şimdi de topu yine hükümete atmaya çalışıyor. Buca Onat Tüneli başladıktan sonra üçüncü CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı görevde, tünel hâlâ bitmedi. AK Parti'nin İzmir’e kazandırdığı eserler ortada. Şehrin dört bir yanında, ulaşımdan sağlığa, spordan eğitime kadar yüzlerce yatırım var." dedi. CHP'li Aziz Kocaoğlu döneminde temeli atılan ve 2020'de bitirileceği vaad edilen Buca Onat Tüneli, takvimler 2025 yılını göstermesine rağmen henüz tamamlanamadı. Tünelin devam eden inşaatını ziyaret eden Cemil Tugay'ın, 'hükümet inşallah İzmir'e hizmet edecek' sözlerine AK Parti İzmir il Başkanı Bilal Saygılı'dan yanıt gecikmedi. Saygılı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Yaklaşık 10 yıldır bir tüneli bitiremeyen CHP belediyeciliği, şimdi de topu yine hükümete atmaya çalışıyor! Buca Onat Tüneli başladıktan sonra üçüncü CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı görevde, tünel hâlâ bitmedi. Tarih üstüne tarih verip İzmirli’yi oyalayan bu zihniyet, ne yazık ki hizmet üretme becerisinden yoksun. Sayın Cemil Tugay’a tavsiyemiz şudur: Temcit pilavı gibi aynı söylemleri ısıtıp ısıtıp “hükümet hizmet etmiyor” demek yerine, önce kendi işinize bakın. AK Parti'nin İzmir’e kazandırdığı eserler ortada. Şehrin dört bir yanında, ulaşımdan sağlığa, spordan eğitime kadar yüzlerce yatırım var. Ama siz? Yarım kalmış projeler, çözülemeyen altyapı, kokan bir Körfez ve günü kurtarmaya çalışan bir anlayış…İzmir artık laf değil, iş istiyor! Ve İzmirli, bu beceriksizliğin farkında!"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın, Buca Onat Tüneli inşaatını ziyareti sırasında hükümetin İzmir'e hizmet etmediği eleştirisine cevap AK Parti İzmir il Başkanı Bilal Saygılı'dan geldi.

Saygılı yaptığı açıklamada," Yaklaşık 10 yıldır bir tüneli  bitiremeyen CHP belediyeciliği, şimdi de topu yine hükümete atmaya çalışıyor. Buca Onat Tüneli başladıktan sonra üçüncü CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı görevde, tünel hâlâ bitmedi. AK Parti'nin İzmir’e kazandırdığı eserler ortada. Şehrin dört bir yanında, ulaşımdan sağlığa, spordan eğitime kadar yüzlerce yatırım var." dedi.

CHP'li Aziz Kocaoğlu döneminde temeli atılan ve 2020'de bitirileceği vaad edilen Buca Onat Tüneli, takvimler 2025 yılını göstermesine rağmen henüz tamamlanamadı. Tünelin devam eden inşaatını ziyaret eden Cemil Tugay'ın, 'hükümet inşallah İzmir'e hizmet edecek' sözlerine AK Parti İzmir il Başkanı Bilal Saygılı'dan yanıt gecikmedi. Saygılı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Yaklaşık 10 yıldır bir tüneli bitiremeyen CHP belediyeciliği, şimdi de topu yine hükümete atmaya çalışıyor! Buca Onat Tüneli başladıktan sonra üçüncü CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı görevde, tünel hâlâ bitmedi. Tarih üstüne tarih verip İzmirli’yi oyalayan bu zihniyet, ne yazık ki hizmet üretme becerisinden yoksun. Sayın Cemil Tugay’a tavsiyemiz şudur: Temcit pilavı gibi aynı söylemleri ısıtıp ısıtıp “hükümet hizmet etmiyor” demek yerine, önce kendi işinize bakın. AK Parti'nin İzmir’e kazandırdığı eserler ortada. Şehrin dört bir yanında, ulaşımdan sağlığa, spordan eğitime kadar yüzlerce yatırım var. Ama siz? Yarım kalmış projeler, çözülemeyen altyapı, kokan bir Körfez ve günü kurtarmaya çalışan bir anlayış… İzmir artık laf değil, iş istiyor! Ve İzmirli, bu beceriksizliğin farkında!"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

İzmir'in iki ilçesinde yangın!

Güncel 24.05.2025 - 19:49, Güncelleme: 24.05.2025 - 19:52
 

İzmir'in iki ilçesinde yangın!

İZMİR’in Foça ilçesinde, tarım arazisinde çıkan yangın, makilik alana da sıçradı. Alevlere havadan ve karadan müdahale ediliyor.
Urla’nın Gülbahçe Mahallesi'ndeki makilikte saat 16.22'de yangın çıktı. Yükselen dumanı fark eden mahallelinin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Genel Müdürlüğü'ne ait 4 uçak, 3 helikopter, 18 arazöz, 1 su ikmal ve 2 dozer sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ediyor. URLA’DA DA MAKİ YANGINI ÇIKTI Urla’nın Gülbahçe Mahallesi'ndeki makilikte saat 16.22'de yangın çıktı. Yükselen dumanı fark eden mahallelinin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Genel Müdürlüğü'ne ait 4 uçak, 3 helikopter, 18 arazöz, 1 su ikmal ve 2 dozer sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ediyor.
İZMİR’in Foça ilçesinde, tarım arazisinde çıkan yangın, makilik alana da sıçradı. Alevlere havadan ve karadan müdahale ediliyor.

Urla’nın Gülbahçe Mahallesi'ndeki makilikte saat 16.22'de yangın çıktı. Yükselen dumanı fark eden mahallelinin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Genel Müdürlüğü'ne ait 4 uçak, 3 helikopter, 18 arazöz, 1 su ikmal ve 2 dozer sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ediyor.

URLA’DA DA MAKİ YANGINI ÇIKTI

Urla’nın Gülbahçe Mahallesi'ndeki makilikte saat 16.22'de yangın çıktı. Yükselen dumanı fark eden mahallelinin ihbarı üzerine bölgeye İzmir Orman Genel Müdürlüğü'ne ait 4 uçak, 3 helikopter, 18 arazöz, 1 su ikmal ve 2 dozer sevk edildi. Ekipler, alevlere müdahale ediyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde

Güncel 11.02.2023 - 17:36, Güncelleme: 13.02.2023 - 10:38
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde

CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi. ‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu: “Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.” ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.
CUMRHUBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerden Diyarbakır’da, “Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illeri ziyareti kapsamında Diyarbakır’a geldi. Kayapınar ilçesinde Kent Meydanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerle de görüşerek, yetkililerden kentteki son durumla ilgili bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ardından açıklamada bulundu. Yaşanan depremlerin Türkiye’nin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı olduğunu ifade eden Erdoğan “Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremlerin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdirler. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstüne taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp, bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır” dedi.

‘YIKIMIN AĞIR OLDUĞU İLLERE AKTARIYORUZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan binaların yanı sıra, 100 binlerle ifade edilebilecek sayıda binanın da hasarları sebebiyle oturulamaz hale geldiğini kaydederek, şöyle konuştu:

“Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş. 255 kardeşimiz vefat etmiş. 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar niyaz ediyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri, yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz. Çarşamba günü Kahramanmaraş ve Hatay’ı, dün Adıyaman’ı yerinde gördük. Aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdik. İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğramış şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde, Antalya ve Muğla’da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl inşallah süre bekliyorum. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığımız illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır’da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız. Devletimizi tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’de bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD’ımızla, Kızılay’ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor. Maalesef bazı odaklar, siyasi parti olabilir, STK’lar olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik ve beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel ve yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, diğer güvenlik birimlerimize ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkemizin dört bir yanından 10 binlerce iş makinası bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük bir fedakarlıkla bölgede insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olmak peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet ve millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğimize inanıyorum.”

ÜNİVERSİTELER YAZ MEVSİMİNE KADAR UZAKTAN EĞİTİME GEÇTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu kurumlarının misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Bugün buradan bir şeyi daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını da bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda bir defa tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yola devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek kredi yurtlar kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. 2 gün önce Osmaniye’deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye’deki bütün vatandaşlarımızı depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz. Türk Hava Yolları’mız deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan da diğer illerimize ulaşmak isteyen vatandaşlarımızın intikallerini yine belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi gerçekleştirmiş olduk. Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi ayni yardımlarda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değildir. AFAD’ın koordinesinde bunlar gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde bu yardımların heba olup gitmesi tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımızın bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğudur. Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım. Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi ve manevi destek teklifleri gelmeye devam ediyor. Milletimizden devletine ve milletine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihinde nice badireyi atlamış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden, darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz bir daha ayağa kalkamaz diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir milletiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah’ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle birlikte, depremlerden etkilenen bir diğer il olan Şanlıurfa'ya gitti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda bebek heyecanı

Yerel 24.05.2025 - 10:15, Güncelleme: 24.05.2025 - 10:52
 

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda bebek heyecanı

İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda zebra, lemur, ceylan, yaban ve tiftik keçileri 70 yavru dünyaya getirdi. Bu yıl parka gelen sarı gagalı leyleğin kuluçkaya yatması da heyecan yarattı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda baharın gelmesi ile birlikte yeni doğumların heyecanı yaşanıyor. Parkta yaşayan hayvanlar arasına yavru iki zebra, iki halka kuyruklu lemur, 44 ceylan, 19 yaban keçisi ve 3 tiftik keçisi olmak üzere 70 yavru katıldı. Parka yeni gelen sarı gagalı leylek de kuluçkaya yattı.   Bahar ayları ile birlikte doğumlar arttı Bahar ayları ile birlikte Doğal Yaşam Parkı’nda doğumların başladığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Serkan Eğrilmez, “İlk önce iki zebra hayata gözlerini açtı. 16 yetişkin halka kuyruklu lemurumuzdan ikisi anne oldu. Parkımızda hayvanlar mutluluk ve huzur içinde yaşıyor. Bu yıl parka gelen Afrika’nın simge hayvanlarından biri olan Aviary (Su kuşları) barınağında da sarı gagalı leylek anne olma yolunda. Burada kuluçkaya yattı. Erkek leylek yuvayı yapmak için dalları taşıyor. Mayıs sonu haziran başı gibi sarı gagalı leylek yavruları yumurtadan çıkacak. Böylelikle ilk kez Doğal Yaşam Parkı’nda sarı gagalı leylek dünyaya gelmiş olacak. Parkımıza yeni gelmiş olmasına rağmen leyleğin kuluçkaya yatması yaşadığı ortama güvendiğini gösteriyor. Bu güven duygusu ile birlikte dünyaya yavru getirme isteği içgüdüsel olarak ortaya çıkıyor” dedi. “Burası yaban hayvanlarımızın evi” Yaz aylarında ziyaretçi sayısının arttığını da vurgulayan Eğrilmez, şunları söyledi: “Biz alanı olabildiğince temiz tutmaya çalışıyoruz. Burası yaban hayvanlarımızın evi. Biz gelip gidiyoruz ama onlar burada yaşıyor. Ziyaretçilerimizden Doğal Yaşam Parkı’nı temiz tutmaya özen göstermelerini, hayvanlara yiyecek vermemelerini, yiyecek artıklarını çevreye bırakmamalarını rica ediyoruz.” İzmir gözde merkezlerinden 130 türde 1500'den fazla hayvanı ve 250'den fazla bitki türünü bünyesinde barındıran Doğal Yaşam Parkı’nda; aslanlar, kaplanlar, filler, zürafalar, zebralar, çeşitli kuş türleri, sürüngenler, su canlıları gibi birçok hayvan bulunuyor. Park; çocukların bazı evcil hayvanlarla doğrudan temas sağlayabilmesi için özel olarak kurulan Çocuk Hayvanat Bahçesi, geniş yürüyüş yolları, bisiklet yolları, piknik alanları, kafe ve dinlenme alanları ile İzmir’in gözde merkezlerinden. Doğal Yaşam Parkı pazartesi günleri hariç hafta içi 09.00-17.00, hafta sonları ise 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda zebra, lemur, ceylan, yaban ve tiftik keçileri 70 yavru dünyaya getirdi. Bu yıl parka gelen sarı gagalı leyleğin kuluçkaya yatması da heyecan yarattı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nda baharın gelmesi ile birlikte yeni doğumların heyecanı yaşanıyor. Parkta yaşayan hayvanlar arasına yavru iki zebra, iki halka kuyruklu lemur, 44 ceylan, 19 yaban keçisi ve 3 tiftik keçisi olmak üzere 70 yavru katıldı. Parka yeni gelen sarı gagalı leylek de kuluçkaya yattı.  

Bahar ayları ile birlikte doğumlar arttı
Bahar ayları ile birlikte Doğal Yaşam Parkı’nda doğumların başladığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Serkan Eğrilmez, “İlk önce iki zebra hayata gözlerini açtı. 16 yetişkin halka kuyruklu lemurumuzdan ikisi anne oldu. Parkımızda hayvanlar mutluluk ve huzur içinde yaşıyor. Bu yıl parka gelen Afrika’nın simge hayvanlarından biri olan Aviary (Su kuşları) barınağında da sarı gagalı leylek anne olma yolunda. Burada kuluçkaya yattı. Erkek leylek yuvayı yapmak için dalları taşıyor. Mayıs sonu haziran başı gibi sarı gagalı leylek yavruları yumurtadan çıkacak. Böylelikle ilk kez Doğal Yaşam Parkı’nda sarı gagalı leylek dünyaya gelmiş olacak. Parkımıza yeni gelmiş olmasına rağmen leyleğin kuluçkaya yatması yaşadığı ortama güvendiğini gösteriyor. Bu güven duygusu ile birlikte dünyaya yavru getirme isteği içgüdüsel olarak ortaya çıkıyor” dedi.

“Burası yaban hayvanlarımızın evi”
Yaz aylarında ziyaretçi sayısının arttığını da vurgulayan Eğrilmez, şunları söyledi: “Biz alanı olabildiğince temiz tutmaya çalışıyoruz. Burası yaban hayvanlarımızın evi. Biz gelip gidiyoruz ama onlar burada yaşıyor. Ziyaretçilerimizden Doğal Yaşam Parkı’nı temiz tutmaya özen göstermelerini, hayvanlara yiyecek vermemelerini, yiyecek artıklarını çevreye bırakmamalarını rica ediyoruz.”

İzmir gözde merkezlerinden
130 türde 1500'den fazla hayvanı ve 250'den fazla bitki türünü bünyesinde barındıran Doğal Yaşam Parkı’nda; aslanlar, kaplanlar, filler, zürafalar, zebralar, çeşitli kuş türleri, sürüngenler, su canlıları gibi birçok hayvan bulunuyor. Park; çocukların bazı evcil hayvanlarla doğrudan temas sağlayabilmesi için özel olarak kurulan Çocuk Hayvanat Bahçesi, geniş yürüyüş yolları, bisiklet yolları, piknik alanları, kafe ve dinlenme alanları ile İzmir’in gözde merkezlerinden. Doğal Yaşam Parkı pazartesi günleri hariç hafta içi 09.00-17.00, hafta sonları ise 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.