İzmir Tabip Odası Başkanı Kaynak: Sağlık sisteminde alarm zilleri çalıyor!

Sağlık 02.10.2023 - 13:09, Güncelleme: 02.10.2023 - 13:25
 

İzmir Tabip Odası Başkanı Kaynak: Sağlık sisteminde alarm zilleri çalıyor!

Türkiye'de bir yanda sağlıkta şiddet haberlerinin ardı arkası kesilmiyor, diğer yanda da hizmet kalitesinde ciddi oranda düşüş yaşanıyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, "Sağlık sistemimizde hekimlerin üçüncü seçenekleri diyebileceğimiz tüm alternatifleri ortadan kaldıran makro politika var." dedi.
ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER Vatandaş sağlık sisteminin kalitesinin düşüşünün çok farkında olmasa da mesleğini icra eden hekimler ve sağlık çalışanları yeterli ve kaliteli sağlık hizmeti verememekten dolayı mutsuz olduklarını ifade ederken, mesleklerine devam etmek zorunda kalıyorlar. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, hekimlerin hükümet ve Sağlık Bakanlığı'nın makro bir politikası nedeniyle mesleklerinde arada kaldıklarını belirtti. Makro politikanın ne olduğunu açıklayan Kaynak, “Bir yanda şehir hastane merkezli, 3.basamak ağırlıklı sağlık hizmeti planlanırken, diğer yanda ise; yine çok büyük zincir ve ülkeye dağılmış birkaç tane sektör hastanesinin hayatta kalması için yürütülen politika diyebiliriz. Buna karşılık diğer bütün muayene ve küçük ünitelerin ortadan kaldırılarak, özel sektörün de birkaç zincir hastane bünyesinde toplanması, bu seçenekler dışında üçüncü alternatiflerin tümünü ortadan kaldırma hedefli bir politika var.” dedi. Sağlık sisteminde hekimlerin çalışma alanlarının kısıtlayan, alternatif bir seçenek kalmadığını söykeyen Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Sağlık sistemini yürüten ana unsur hekimlerdir. Dolayısıyla böyle iki ayaklı bir sistem kurduğunuzda da başta hekimler olmak üzere bütün sağlık personelini bu iki ana odağın içerisine doldurmak ve bunların dışında herhangi bir çalışma olanağı bırakmamak durumundasınız. Çünkü sağlıkçılar çalıştıkları ortamdan memnun olmadıkları takdirde ayrılıp, muayenehane açabilirler, tıp polikliniği ya da özel hastanede çalışabilirler. Eğer siz bu yolları kapatırsanız, hekimler ya şartlar ne olursa olsun kamu sisteminde çalışmaya devam edecek ya da 'Burası bana uygun değil' dediği zaman da ikinci ve tek alternatif olarak da özel zincir hastaneleri tercih etmek zorunda kalacak. Dolayısıyla sağlık sistemimizde hekimlerin üçüncü seçenekleri diyebileceğimiz tüm alternatifleri ortadan kaldıran makro politika var.” şeklinde ifade etti. HEKİMLER MESLEKLERİNİ İCRA EDEMİYOR İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, 2014'ten sonra öğretim üyelerinin muayene açabilmelerine ilişkin idare mahkemesinin kararı olduğunu söyledi. Kaynak, “Karara dayanarak arkadaşlarımız muayenehane açtılar, yatırım yaptılar. Fakat idare mahkemesinin bu kararını istinaf onayladı fakat danıştay geri çevirdi. İdare mahkemesi de danıştayın geri çevirme kararına uyum sağladı. Dolayısıyla idare mahkemesi “muayenehane açabilirsiniz” kararından vazgeçti. 2014'ten sonra öğretim üyesi olan ve serbest çalışma imkanı yaratılan hekimler, tekrar muayenehanelerini kapatmaya zorlandı. Hekimlerin bir kısmı muayenehanesini kapatıp kamu hizmetine döndü, ancak bir kısmı emekli oldu, diğer kısmı da istifa ederek kamu hizmetinden ayrılarak özel çalışmaya devam ettiler. Bu durum üniversitede eğitim, araştırma geliştirme, hem de hizmet açısından son derece kıymetli olan bir çok öğretim üyesinin kamu tarafından kaybedilmesine yol açtı. Dolayısıyla bu tür kararların çok iyi düşünülmeden verilmiş kararlar olduğunu ve mahkemelerin de çelişkili kararlar vermek suretiyle insanların meslek hayatını, mesleğini icra etme konusundaki özgürlüklerini ortadan kaldıracak nitelikte bir takım kararlar aldıklarını görmekteyiz.” şeklinde belirtti. MAALESEF ÇOK BÜYÜK SAĞLIK HASARI GÖRECEĞİZ Son olarak şunları ifade eden Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Genelde hekimleri itibarsızlaştırarak, sadece kamu ve birkaç tane özel hastanenin içerisinde adeta bant işçisi durumuna getirmek suretiyle çalıştırma politikası, sağlık hizmetinin kalitesini çok olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla Türkiye'de sağlık hizmetinin kalitesi zaten kötü yönetim nedeniyle giderek düşmekte ve daha da fazla düşecektir. Bunu belki vatandaşlarımız farketmeyebilir. Ancak biz işin içerisinde yaşayan hekimler olarak sağlık hizmetindeki kalitenin çok hızla düşmekte olduğunu ama bunun da kamu yönetimi tarafından önemsenmediğini farketmiş durumdayız. Örneğin, hekimlerin 5 dakikada bir hasta bakmaya zorlanması, başlı başına sağlık hizmetindeki ciddi bir kalite kaybının göstergesidir. Çünkü burada 5 dakikada insanların girip çıkıp, sanki sağlık hizmeti alıyormuş gibi bir algıya sahip olmaları kamu yönetimini tatmin etmektedir. Ancak bu ne hastayı ne de hekimi memnun etmediği için de sürekli olarak hastaneye giden hasta sayısı artış göstermektedir.” dedi. Kaynak, “Dolayısıyla hekimler, Türkiye'de çok iyi yetişmiştir. Kötü bir kamu yönetimi nedeniyle bu emek harcanmaktadır. Yurtdışı kaçak hekim göçü söz konusudur, Türkiye'de kalanların da maalesef hiçbir motivasyonu kalmamıştır. Dolasıyla burada çok ciddi alarm zilleri çalıyor, toplum bunların farkında değil ama kamu yöneticileri de bu süreyi çok kötü yönettikleri gibi de iyi yönetme çabasına ilişkin hiçbir çalışma da göstermemektedir. Bu durumdan hepimizin çok büyük sağlık hasarı göreceğimize orta ve uzun vadede tanık olacağız.” dedi.
Türkiye'de bir yanda sağlıkta şiddet haberlerinin ardı arkası kesilmiyor, diğer yanda da hizmet kalitesinde ciddi oranda düşüş yaşanıyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, "Sağlık sistemimizde hekimlerin üçüncü seçenekleri diyebileceğimiz tüm alternatifleri ortadan kaldıran makro politika var." dedi.

ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER

Vatandaş sağlık sisteminin kalitesinin düşüşünün çok farkında olmasa da mesleğini icra eden hekimler ve sağlık çalışanları yeterli ve kaliteli sağlık hizmeti verememekten dolayı mutsuz olduklarını ifade ederken, mesleklerine devam etmek zorunda kalıyorlar.

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, hekimlerin hükümet ve Sağlık Bakanlığı'nın makro bir politikası nedeniyle mesleklerinde arada kaldıklarını belirtti. Makro politikanın ne olduğunu açıklayan Kaynak, “Bir yanda şehir hastane merkezli, 3.basamak ağırlıklı sağlık hizmeti planlanırken, diğer yanda ise; yine çok büyük zincir ve ülkeye dağılmış birkaç tane sektör hastanesinin hayatta kalması için yürütülen politika diyebiliriz. Buna karşılık diğer bütün muayene ve küçük ünitelerin ortadan kaldırılarak, özel sektörün de birkaç zincir hastane bünyesinde toplanması, bu seçenekler dışında üçüncü alternatiflerin tümünü ortadan kaldırma hedefli bir politika var.” dedi.

Sağlık sisteminde hekimlerin çalışma alanlarının kısıtlayan, alternatif bir seçenek kalmadığını söykeyen Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Sağlık sistemini yürüten ana unsur hekimlerdir. Dolayısıyla böyle iki ayaklı bir sistem kurduğunuzda da başta hekimler olmak üzere bütün sağlık personelini bu iki ana odağın içerisine doldurmak ve bunların dışında herhangi bir çalışma olanağı bırakmamak durumundasınız. Çünkü sağlıkçılar çalıştıkları ortamdan memnun olmadıkları takdirde ayrılıp, muayenehane açabilirler, tıp polikliniği ya da özel hastanede çalışabilirler. Eğer siz bu yolları kapatırsanız, hekimler ya şartlar ne olursa olsun kamu sisteminde çalışmaya devam edecek ya da 'Burası bana uygun değil' dediği zaman da ikinci ve tek alternatif olarak da özel zincir hastaneleri tercih etmek zorunda kalacak. Dolayısıyla sağlık sistemimizde hekimlerin üçüncü seçenekleri diyebileceğimiz tüm alternatifleri ortadan kaldıran makro politika var.” şeklinde ifade etti.

HEKİMLER MESLEKLERİNİ İCRA EDEMİYOR

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, 2014'ten sonra öğretim üyelerinin muayene açabilmelerine ilişkin idare mahkemesinin kararı olduğunu söyledi. Kaynak, “Karara dayanarak arkadaşlarımız muayenehane açtılar, yatırım yaptılar. Fakat idare mahkemesinin bu kararını istinaf onayladı fakat danıştay geri çevirdi. İdare mahkemesi de danıştayın geri çevirme kararına uyum sağladı. Dolayısıyla idare mahkemesi “muayenehane açabilirsiniz” kararından vazgeçti. 2014'ten sonra öğretim üyesi olan ve serbest çalışma imkanı yaratılan hekimler, tekrar muayenehanelerini kapatmaya zorlandı. Hekimlerin bir kısmı muayenehanesini kapatıp kamu hizmetine döndü, ancak bir kısmı emekli oldu, diğer kısmı da istifa ederek kamu hizmetinden ayrılarak özel çalışmaya devam ettiler. Bu durum üniversitede eğitim, araştırma geliştirme, hem de hizmet açısından son derece kıymetli olan bir çok öğretim üyesinin kamu tarafından kaybedilmesine yol açtı. Dolayısıyla bu tür kararların çok iyi düşünülmeden verilmiş kararlar olduğunu ve mahkemelerin de çelişkili kararlar vermek suretiyle insanların meslek hayatını, mesleğini icra etme konusundaki özgürlüklerini ortadan kaldıracak nitelikte bir takım kararlar aldıklarını görmekteyiz.” şeklinde belirtti.

MAALESEF ÇOK BÜYÜK SAĞLIK HASARI GÖRECEĞİZ

Son olarak şunları ifade eden Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Genelde hekimleri itibarsızlaştırarak, sadece kamu ve birkaç tane özel hastanenin içerisinde adeta bant işçisi durumuna getirmek suretiyle çalıştırma politikası, sağlık hizmetinin kalitesini çok olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla Türkiye'de sağlık hizmetinin kalitesi zaten kötü yönetim nedeniyle giderek düşmekte ve daha da fazla düşecektir. Bunu belki vatandaşlarımız farketmeyebilir. Ancak biz işin içerisinde yaşayan hekimler olarak sağlık hizmetindeki kalitenin çok hızla düşmekte olduğunu ama bunun da kamu yönetimi tarafından önemsenmediğini farketmiş durumdayız. Örneğin, hekimlerin 5 dakikada bir hasta bakmaya zorlanması, başlı başına sağlık hizmetindeki ciddi bir kalite kaybının göstergesidir. Çünkü burada 5 dakikada insanların girip çıkıp, sanki sağlık hizmeti alıyormuş gibi bir algıya sahip olmaları kamu yönetimini tatmin etmektedir. Ancak bu ne hastayı ne de hekimi memnun etmediği için de sürekli olarak hastaneye giden hasta sayısı artış göstermektedir.” dedi.

Kaynak, “Dolayısıyla hekimler, Türkiye'de çok iyi yetişmiştir. Kötü bir kamu yönetimi nedeniyle bu emek harcanmaktadır. Yurtdışı kaçak hekim göçü söz konusudur, Türkiye'de kalanların da maalesef hiçbir motivasyonu kalmamıştır. Dolasıyla burada çok ciddi alarm zilleri çalıyor, toplum bunların farkında değil ama kamu yöneticileri de bu süreyi çok kötü yönettikleri gibi de iyi yönetme çabasına ilişkin hiçbir çalışma da göstermemektedir. Bu durumdan hepimizin çok büyük sağlık hasarı göreceğimize orta ve uzun vadede tanık olacağız.” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.