10 Kasım... Atamıza olan özlem bitmiyor!
10 Kasım... Atamıza olan özlem bitmiyor!
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 86. yıl dönümünde Türk Ulusu 'Ata'sını bir kez daha saygı ve özlemle anıyor.
Tarih boyunca hanedanlarla yönetilen Türk Milleti, 1881'de Selanik'ten dünyaya açılan bir çift mavi gözün kendisine ulus egemenliğini tattırmasının kıymetini her yıl olduğu gibi bu yıl da yüreğinde hissederek 10 Kasım'ı yaşıyor.
Ülke kurmak (kurtarmak)
Yıl 1918... 3 kıtaya yayılmış bir imparatorluğun bakiyesi olarak Türk'ün kadim yurdu haline gelmiş olan Anadolu'yu kayıpla biten bir savaşın ardından acı günler beklemektedir. 30 Ekim tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanır. Şartlar çok ağırdır... Acı reçete imzalanır. Ancak unutulan bir şey vardır. Mustafa Kemal'in “Geldikleri gibi giderler” sözü... Nitekim de öyle olur. 19 Mayıs 1919'da galip devletler ve işbirlikçilerinin ülke üzerindeki tüm planlarını adeta ortadan ikiye ayırırcasına Karadeniz'in hırçın sularından geçerek Samsun'a varan Mustafa Kemal yaşanan savaşlar neticesinde ülkesini kurtarmaya muvaffak olacaktır. Bununla da yetinmeyip cumhuriyet rejimini ilan ederek bağımsızlığın yanına bir de halk egemenliğini ekleyecektir.
Askeri başarı
Mustafa Kemal Atatürk, 1893 yılında henüz daha 12 yaşındayken askerlikle tanışacaktır. Önce ilk görev yeri olan merkezi Şam'da bulunan 5. orduda göreve başlar. Tobruk'ta, Derne'de lafın kısası Trablusgarp'ta göğüs göğüse çarpışır İtalyan askerleriyle. Edirne'nin Bulgarlardan kurtarılmasında oradadır. Çanakkale Savaşları başladığında süngü hücumuna kaldırır emrindeki askerlerini. 'Çanakkale Geçilmez' sözünü yaşayarak yazdırır dağlara göklere. Yeter mi? Yetmez. Yıldırım Orduları Komutanı olarak Halep'te İngiliz ile savaşır. Osmanlı yenilir ama savaş bitmez onun için. Meclis'ten Başkomutan yetkisi alarak bizzat yönetir kurtuluş mücadelesini. En sonunda da “İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” emrini verir. Kaç millete karşı, kaç cephede savaştıysa canını ortaya koyar savaşır. Mustafa Kemal Sevr ihanetini yırtıp atarak Ankara ve çevresine hapsedilen Türk milletine topraklarını geri verir. İstanbul'u kurşunatmadan teslim alır. Yetmez, Hatay'ı demokratik bir şekilde kazanır.
Ekonomik başarı
Kurtuluş Savaşı yıllarında Türklük o kadar yoksuldur, ordu o kadar zayıftır ki çarık bile bir meseledir asker için. Tekalif-i Milliye emirlerini çıkarır ve önce orduyu donatıp savaşı kazandıktan sonra ekonomi savaşını kazanmak için hamle yapar. Tek bacası soba bacası olan ülkede arka arkaya sanayi bacalarının tütmesini sağlar. Dünyada hiçbir lider yoktur ki hem bu kadar kanın içinden gelsin, hem de böylesine barışçıl olsun. Komünizm, faşizm birer ideolojidir belki ama Mustafa Kemal'in vizyonu çok daha büyüktür. Düşmanının bile hududuna saygı duyar. Velhasıl Birleşmiş Milletler tarihinde olmayan bir şey onun için olur. Doğumunun 100. yılı olan 1981 Atatürk Yılı ilan edilir. İlk ve tek olarak vefatının üstünden 50 yıl geçmemiş bir lider olarak.
Siyasi mirası başkadır
Elbette sosyal tasarım gücü, ahlaki örnek oluşu hep birer hikayedir. Lakin siyasi mirası bir başkadır. Mustafa Kemal'in. Öyle bir başkadır ki vefatından 86 yıl geçmesine rağmen kimsenin zorlaması olmadan milyonların gözleri dolar onun adını duyunca. Elleri titrer onun mirasına yanlış yapılınca. Sözün özü asrın bir lideri varsa onun adı Mustafa Kemal'dir ve asırlar boyu bir milletin yüreğine kazınmıştır.
Saygı ve minnetle...