Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

Tek sorumlu Tunç Soyer!

İzmir'de son aylarda yaşanan talihsiz olaylar, ne yazık ki göreve gelen başkanların ve İzmirliler'in sıkıntılı günler yaşamasına neden oluyor. Gazeteci Erol Yaraş, bu yaşanan sıkıntıların temelinin geçmiş dönem yönetim zafiyeti olduğunu ifade ederken, İzmir'in en kötü belediye başkanının Tunç Soyer olarak hafızalara kazınacağını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, göreve geldiği günden itibaren birçok sorunla boğuşmak zorunda kaldı. İzmir’de son yaşanan sıkıntıların ana kaynağının ne olduğunu düşünüyorsunuz? Seçimlerden bu yana yalnız büyükşehir değil birçok ilçe belediyesinde de sular durulmuyor ve sıkıntılar devam ediyor. Açıkçası sıkıntıların faturasını da İzmirliler ödüyorlar. Genel anlamda Büyükşehir’e baktığımızda kötü bir mirasın bırakılmasının bedelini şu anda İzmirliler ödüyorlar. Çünkü bugün yaşanan sıkıntıların bir tek sebebi var; O da Tunç Soyer’in kötü yönettiği bir 5 yıllık dönem. Tunç Soyer, “Benim işlerim, benim eserlerim, benim yaptıklarım, benim yaptığım şeyleri değerlendirmeyi bırakın” gibi bir takım söylemlerde bulunsa da değerlendirilecek bir işi ortada zaten yok. İzmir hakikaten beş yıl kaybetti, bütün mal varlıkları neredeyse elden gitti. Bugün yaşanan sıkıntıların başında gelen işten çıkarmalar, çalışanlar arasındaki huzursuzluk tamamen Tunç Soyer'in dengesiz yönetiminin bedelidir.  Körfez'in 5 yıl önce Aziz Kocaoğlu'nun bıraktığından daha kötü olmasının sebebi yine Tunç Soyer'in doğru düzgün bir körfez çalışması yapmamasının bedelidir. Soyer, o dönem tartışma konusu da olan ve Aziz Kocaoğlu'nun Büyük Kanal projesinde yapmaya çalıştığı bütün hazırlıkları 4 yıl yok kabul etti. 4 yıl sonra körfezde koku dayanılmaz boyutlara geldi. İşten işten geçmişti ve Tunç Soyer, son bir senesinde bu kokuları gidermeye çalıştı ama güneş balçıkla sıvanmaz.  SOYER, EN KÖTÜ BELEDİYE BAŞKANI Baktığımız zaman İzmir'in belediyecilik tarihi 100 küsur yılı geçiyor. 100 küsur yıllık tarihindeki en kötü 3 tane belediye başkanı kim diye soru sorulsa, tahmin ediyorum bir numarada Soyer yazacaktır. Çünkü biraz önce özetlediğim gibi hem İzmir'in, hem Büyükşehir'in mal varlıkları satıldı, hem de bir koltuk uğruna birinin milletvekili yapılabilmesi ve parti meclisinde görev alması için binlerce insan işe alındı. Bunların hepsi bilinen gerçekler. Şimdi tabii ki gelir gideri de karşılamadığı zaman ister istemez o iş yerinde bir huzursuzluk yaşanıyor. Siz bol keseden her şeyi dağıtırsanız günü geldiği zaman da bakarsınız ki cebinizdeki para sıfırlanmış. Tunç Soyer'in hesapsız yaptığı bütün işlerin bedelini İzmirli ödüyor ama sorumlu olarak da orada Cemil Tugay oturuyor. Cemil Tugay'ın geldiğinden beri Büyükşehir Belediye Başkanı olarak duruşuna bakıyorum, hakikaten hangi deliği hangi yamayı nasıl kapatacağını devamlı düşünmekle veya bazı konularda çaresizlikle şaşırmış bir halde izliyor. Tahmin ediyorum ki Cemil Tugay bu kadar kötü bir Büyükşehir Belediyesi devralacağını düşünmüyordu. Bir de bu arada biliyorsunuz hükümet, belediyelerin sosyal sigortalar başta olmak üzere borçlarını ödemesini talep etti. Belediyelerin gelirlerinde kesintiye başlayınca tabii bütçeyi denkleştirmek, yatırımlara yönelmek, yarım kalan işleri devam ettirmek hiç kolay değil. SOYER'İN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİYOR Açıkçası burada konuşmaması gereken, sessizliğini koruması gereken, hatta bırakın konuşmayı, 'benim zamanım' falan deyip de kendini savunacağına, İzmirlilerden özür dilemesi gereken bir kişi vardır; O da Tunç Soyer’dir. Yapmadıklarından dolayı İzmirlilerden özür dilemeli ve İzmirliler de belli bir süre bu yeni yönetime şans vermek zorundadır. Çünkü söylediğim gibi çok kötü bir belediye devralınmıştır, bu durumdaki bir belediyenin de yatırımlar anlamda çok büyük sıkıntıları olacaktır. Bunun da bedeli yavaş yavaş ödenecektir. Körfez olayına gelecek olursak da Tunç Soyer'in en komik iddialarından biriydi. Çünkü o da biliyordu Körfez'de yüzülemeyeceğini ve bile bile pis denizde yüzdü. Burada Cemil Tugay'ın en doğru söylediği şey, “Körfezde yüzmeyi vaad etmiyorum ama 5 yıl sonra bugünkü halinden daha temiz bir Körfez bırakacağım” oldu. Tugay da İzmirlileri özellikle iç ve orta körfezde yakalanan balıkların yenmemesi konusunda uyardı. Çünkü biliniyor ki İzmir Körfezi'nde inanılmaz şekilde ağır metaller var. Ve bu ağır metaller o canlılara ister istemez geçiyor. Bu konuda da hakikaten tedbirler alınmalı. Çünkü belli bir süre sonra salgın hastalık veya belli bir takım yaşanabilecek sağlık sorunlarıyla ilgili İzmirliler, özellikle o körfezde yakalanan balıkları yiyenler zararını görebilirler.  BAZI KESİMLER “YAŞASIN YENİ KRAL” DİYOR Siz Tunç Soyer'i her zaman eleştirmiştiniz, ancak bazı basın grupları eleştirilerini şimdi yapmaya başladı. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Ben çocuk testiyi kırdıktan sonra döven tiplerden değilim. Testi kırılmadan çocuğun uyarılmasından yanayım. Tunç Soyer aday gösterildiği günden itibaren itiraz eden, hatta aday gösterilmesin diye de itiraz edenlerdenim. Arşivde yazılarım bol miktarda vardır. Fakat bir takım medya Tunç Soyer'le iç içe girerek çok büyük menfaatler elde ettiği için onun döneminde konuşmadılar. E şimdi “Kral öldü yaşasın yeni kral” diyerek farklı bir düzenin özlemini hissediyorlar. Bu bana göre bir şey değil, Tunç Soyer'i daha Seferihisar Belediye Başkanlığı'ndan beri eleştiren bir gazeteciyim. Arşivleri açıp herkes, Tunç Soyer ile ilgili düşüncelerimin neler olduğunu görebilirler ve hiçbirinde de yanılmadığım için bu konuda da çok müsterihim.  DERVİŞOĞLU, KÖTÜ BİR MİRAS DEVRALDI İYİ Parti’nin muhalefet karnesini nasıl değerlendiriyorsunuz? İYİ Parti’nin Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile sohbetimiz ve merhabamız vardır, ama gerçekler tabii ki başka bir şey. Özellikle Meral Akşener’in son dönemde yaptığı tutarsız davranışlar, zaten İYİ Parti'ye oy veren seçmeni küstürmüştü. Biraz önce anlattığım gibi  Cemil Tugay nasıl kötü bir miras devraldıysa, aynı şey Müsavat Dervişoğlu için de geçerli. O da Akşener’den çok iyi bir parti devralmadı. Parti olarak devamlı kan kaybediyorlar, sürekli istifalar yaşanıyor. Böyle bir partide genel başkanlık yapmak çok zor. Yani siz partinin iç düzenini mi düşüneceksiniz yoksa dışarıda yaşanan olaylara mı yetişmeye çalışacaksınız, bu zor bir süreç. İYİ Parti tamamen kendi içindeki karmaşanın bir sonucunu yaşıyor. Bunun da sebebi tamamen Meral Akşener'dir. Onun için İYİ Parti'nin bundan sonra toparlanmasını ben biraz zor görüyorum. 93. İEF açılıyor, bir İzmirli ve İzmir'i seven biri olarak ne söylemek istersiniz? İzmir Enternasyonal Fuarı mutlaka yaşatılmalı, ancak eski özlenen fuarlara kavuşmak biraz zor. Şimdi o dönemleri yaşayan nesillerden biri olarak, o fuarların oluşması artık mümkün değil. Ancak fuar bir şekilde yaşatılmalı çünkü ben hep İzmir Enternasyonal Fuarı’nın aile fuarı olduğunu söylerim. Akil insanlar, fuarcılık konusuyla ilgilenenler oturup, yeniden bu aile fuarı nasıl olabilir, nasıl aileye cazip hale getirilebilir, bunu düşünüp bu yönde çalışma yapmaları lazım. Eskiden geçmiş yıllarda fuarın süresi bir aydı, çünkü hakikaten farklı bir yaşam tarzı vardı. O dönemlerde televizyon yoktu, radyo vardı, sanatçılarla toplumun buluşması o kadar kolay değildi. Ancak şimdi teknoloji çağında bir tuşla her şeyi öğrenip görebiliyorsunuz. O neden fuarın süresinin günümüz şartlarında yeterli olduğunu düşünüyorum.
Ekleme Tarihi: 02 Eylül 2024 - Pazartesi
Erol YARAŞ

Tek sorumlu Tunç Soyer!

İzmir'de son aylarda yaşanan talihsiz olaylar, ne yazık ki göreve gelen başkanların ve İzmirliler'in sıkıntılı günler yaşamasına neden oluyor. Gazeteci Erol Yaraş, bu yaşanan sıkıntıların temelinin geçmiş dönem yönetim zafiyeti olduğunu ifade ederken, İzmir'in en kötü belediye başkanının Tunç Soyer olarak hafızalara kazınacağını söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, göreve geldiği günden itibaren birçok sorunla boğuşmak zorunda kaldı. İzmir’de son yaşanan sıkıntıların ana kaynağının ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Seçimlerden bu yana yalnız büyükşehir değil birçok ilçe belediyesinde de sular durulmuyor ve sıkıntılar devam ediyor. Açıkçası sıkıntıların faturasını da İzmirliler ödüyorlar. Genel anlamda Büyükşehir’e baktığımızda kötü bir mirasın bırakılmasının bedelini şu anda İzmirliler ödüyorlar. Çünkü bugün yaşanan sıkıntıların bir tek sebebi var; O da Tunç Soyer’in kötü yönettiği bir 5 yıllık dönem. Tunç Soyer, “Benim işlerim, benim eserlerim, benim yaptıklarım, benim yaptığım şeyleri değerlendirmeyi bırakın” gibi bir takım söylemlerde bulunsa da değerlendirilecek bir işi ortada zaten yok. İzmir hakikaten beş yıl kaybetti, bütün mal varlıkları neredeyse elden gitti. Bugün yaşanan sıkıntıların başında gelen işten çıkarmalar, çalışanlar arasındaki huzursuzluk tamamen Tunç Soyer'in dengesiz yönetiminin bedelidir. 

Körfez'in 5 yıl önce Aziz Kocaoğlu'nun bıraktığından daha kötü olmasının sebebi yine Tunç Soyer'in doğru düzgün bir körfez çalışması yapmamasının bedelidir. Soyer, o dönem tartışma konusu da olan ve Aziz Kocaoğlu'nun Büyük Kanal projesinde yapmaya çalıştığı bütün hazırlıkları 4 yıl yok kabul etti. 4 yıl sonra körfezde koku dayanılmaz boyutlara geldi. İşten işten geçmişti ve Tunç Soyer, son bir senesinde bu kokuları gidermeye çalıştı ama güneş balçıkla sıvanmaz. 

SOYER, EN KÖTÜ BELEDİYE BAŞKANI
Baktığımız zaman İzmir'in belediyecilik tarihi 100 küsur yılı geçiyor. 100 küsur yıllık tarihindeki en kötü 3 tane belediye başkanı kim diye soru sorulsa, tahmin ediyorum bir numarada Soyer yazacaktır. Çünkü biraz önce özetlediğim gibi hem İzmir'in, hem Büyükşehir'in mal varlıkları satıldı, hem de bir koltuk uğruna birinin milletvekili yapılabilmesi ve parti meclisinde görev alması için binlerce insan işe alındı. Bunların hepsi bilinen gerçekler. Şimdi tabii ki gelir gideri de karşılamadığı zaman ister istemez o iş yerinde bir huzursuzluk yaşanıyor. Siz bol keseden her şeyi dağıtırsanız günü geldiği zaman da bakarsınız ki cebinizdeki para sıfırlanmış. Tunç Soyer'in hesapsız yaptığı bütün işlerin bedelini İzmirli ödüyor ama sorumlu olarak da orada Cemil Tugay oturuyor. Cemil Tugay'ın geldiğinden beri Büyükşehir Belediye Başkanı olarak duruşuna bakıyorum, hakikaten hangi deliği hangi yamayı nasıl kapatacağını devamlı düşünmekle veya bazı konularda çaresizlikle şaşırmış bir halde izliyor. Tahmin ediyorum ki Cemil Tugay bu kadar kötü bir Büyükşehir Belediyesi devralacağını düşünmüyordu. Bir de bu arada biliyorsunuz hükümet, belediyelerin sosyal sigortalar başta olmak üzere borçlarını ödemesini talep etti. Belediyelerin gelirlerinde kesintiye başlayınca tabii bütçeyi denkleştirmek, yatırımlara yönelmek, yarım kalan işleri devam ettirmek hiç kolay değil.

SOYER'İN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİYOR
Açıkçası burada konuşmaması gereken, sessizliğini koruması gereken, hatta bırakın konuşmayı, 'benim zamanım' falan deyip de kendini savunacağına, İzmirlilerden özür dilemesi gereken bir kişi vardır; O da Tunç Soyer’dir. Yapmadıklarından dolayı İzmirlilerden özür dilemeli ve İzmirliler de belli bir süre bu yeni yönetime şans vermek zorundadır. Çünkü söylediğim gibi çok kötü bir belediye devralınmıştır, bu durumdaki bir belediyenin de yatırımlar anlamda çok büyük sıkıntıları olacaktır. Bunun da bedeli yavaş yavaş ödenecektir.

Körfez olayına gelecek olursak da Tunç Soyer'in en komik iddialarından biriydi. Çünkü o da biliyordu Körfez'de yüzülemeyeceğini ve bile bile pis denizde yüzdü. Burada Cemil Tugay'ın en doğru söylediği şey, “Körfezde yüzmeyi vaad etmiyorum ama 5 yıl sonra bugünkü halinden daha temiz bir Körfez bırakacağım” oldu. Tugay da İzmirlileri özellikle iç ve orta körfezde yakalanan balıkların yenmemesi konusunda uyardı. Çünkü biliniyor ki İzmir Körfezi'nde inanılmaz şekilde ağır metaller var. Ve bu ağır metaller o canlılara ister istemez geçiyor. Bu konuda da hakikaten tedbirler alınmalı. Çünkü belli bir süre sonra salgın hastalık veya belli bir takım yaşanabilecek sağlık sorunlarıyla ilgili İzmirliler, özellikle o körfezde yakalanan balıkları yiyenler zararını görebilirler. 

BAZI KESİMLER “YAŞASIN YENİ KRAL” DİYOR

Siz Tunç Soyer'i her zaman eleştirmiştiniz, ancak bazı basın grupları eleştirilerini şimdi yapmaya başladı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Ben çocuk testiyi kırdıktan sonra döven tiplerden değilim. Testi kırılmadan çocuğun uyarılmasından yanayım. Tunç Soyer aday gösterildiği günden itibaren itiraz eden, hatta aday gösterilmesin diye de itiraz edenlerdenim. Arşivde yazılarım bol miktarda vardır. Fakat bir takım medya Tunç Soyer'le iç içe girerek çok büyük menfaatler elde ettiği için onun döneminde konuşmadılar. E şimdi “Kral öldü yaşasın yeni kral” diyerek farklı bir düzenin özlemini hissediyorlar. Bu bana göre bir şey değil, Tunç Soyer'i daha Seferihisar Belediye Başkanlığı'ndan beri eleştiren bir gazeteciyim. Arşivleri açıp herkes, Tunç Soyer ile ilgili düşüncelerimin neler olduğunu görebilirler ve hiçbirinde de yanılmadığım için bu konuda da çok müsterihim. 

DERVİŞOĞLU, KÖTÜ BİR MİRAS DEVRALDI

İYİ Parti’nin muhalefet karnesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İYİ Parti’nin Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile sohbetimiz ve merhabamız vardır, ama gerçekler tabii ki başka bir şey. Özellikle Meral Akşener’in son dönemde yaptığı tutarsız davranışlar, zaten İYİ Parti'ye oy veren seçmeni küstürmüştü. Biraz önce anlattığım gibi  Cemil Tugay nasıl kötü bir miras devraldıysa, aynı şey Müsavat Dervişoğlu için de geçerli. O da Akşener’den çok iyi bir parti devralmadı. Parti olarak devamlı kan kaybediyorlar, sürekli istifalar yaşanıyor. Böyle bir partide genel başkanlık yapmak çok zor. Yani siz partinin iç düzenini mi düşüneceksiniz yoksa dışarıda yaşanan olaylara mı yetişmeye çalışacaksınız, bu zor bir süreç. İYİ Parti tamamen kendi içindeki karmaşanın bir sonucunu yaşıyor. Bunun da sebebi tamamen Meral Akşener'dir. Onun için İYİ Parti'nin bundan sonra toparlanmasını ben biraz zor görüyorum.

93. İEF açılıyor, bir İzmirli ve İzmir'i seven biri olarak ne söylemek istersiniz?
İzmir Enternasyonal Fuarı mutlaka yaşatılmalı, ancak eski özlenen fuarlara kavuşmak biraz zor. Şimdi o dönemleri yaşayan nesillerden biri olarak, o fuarların oluşması artık mümkün değil. Ancak fuar bir şekilde yaşatılmalı çünkü ben hep İzmir Enternasyonal Fuarı’nın aile fuarı olduğunu söylerim. Akil insanlar, fuarcılık konusuyla ilgilenenler oturup, yeniden bu aile fuarı nasıl olabilir, nasıl aileye cazip hale getirilebilir, bunu düşünüp bu yönde çalışma yapmaları lazım. Eskiden geçmiş yıllarda fuarın süresi bir aydı, çünkü hakikaten farklı bir yaşam tarzı vardı. O dönemlerde televizyon yoktu, radyo vardı, sanatçılarla toplumun buluşması o kadar kolay değildi. Ancak şimdi teknoloji çağında bir tuşla her şeyi öğrenip görebiliyorsunuz. O neden fuarın süresinin günümüz şartlarında yeterli olduğunu düşünüyorum.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.