Deprem bölgelerinde üretimde büyük sorun

Ekonomi 06.03.2023 - 10:25, Güncelleme: 06.03.2023 - 13:51
 

Deprem bölgelerinde üretimde büyük sorun

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, büyük depremde felaketinin üzüntüsünü yaşadıklarını dile getirirken, “Deprem gerçeğinin kaçınılmaz olduğu ülkemizde öncelikli hedefimiz, dayanıklı zemin ve bina anlayışını tüm yurtta yaygınlaştırmak olmalıdır.” dedi.
BEN HABER/ 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilde de büyük maddi ve manevi hasarlara yol açan deprem milletimize büyük üzüntüler yaşattı. Türkiye bir yandan yaralarını sarmaya çalışırken diğer yandan da ekonomik yansımaları gündemde yerini almaya başladı.  Sanayi şehirlerinin depremde yara almasının, Türk ekonomisine etkileri, deprem bölgelerinde yer alan sanayi kuruluşlarından ihracat yapanlar sıkıntıları nasıl giderilecek, diğer bölgelerdeki sanayiye nasıl etkilerini EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar Ben Haber'e değerlendirdi. Yorgancılar, “Öncelikle böylesi büyük bir felaketin hem ruhsal sarsıntısını hem de derin üzüntüsünü yaşadığımız bu günlerde, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha baş sağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyorum. Tüm milletimize geçmiş olsun.” dedi. 99 DEPREMİNDEN DAHA ACI BİR TABLO 99 yılında İstanbul'da meydana gelen depremden daha acı bir tabloyla karşılaşıldığını söyleyen Ender Yorgancılar, “99 depremlerinde büyük yara almış olmamıza ve pek çok yönetmeliği değiştirmemize rağmen, bugün çok daha acı bir tablo ile karşılaşmamız son derece acı ve düşündürücüdür. Bu depremin, 99 depremlerine göre çok daha şiddetli olduğu elbette bilim dünyasının kabul ettiği bir gerçek. Ancak, çatlağı bile olmayan pek çok binanın olması da bir diğer gerçek. Demek ki; gereğine uygun yapılan binalar, deprem ne kadar şiddetli olursa olsun dayanabiliyor. İşte, deprem gerçeğinin kaçınılmaz olduğu ülkemizde bizim öncelikli hedefimiz, dayanıklı zemin ve dayanıklı bina anlayışını tüm yurtta yaygınlaştırmak olmalıdır.” şeklinde ifade etti. HASARIN MALİYETİ 25 MİLYAR DOLAR EBSO Başkanı Yorgancılar, depremin ekonomik etkileri ve hasarın yaratacağı maliyetlerle ilgili, ilk günlerden beri pek çok kurum ve kuruluş öngörülerde bulunduğunu söyledi. Yorgancılar, “Örneğin; JP Morgan depremden etkilenen 10 ilin milli gelirinin Türkiye milli gelire oranının %9,3’e karşılık gelmesinden yola çıkarak, depremin fiziki yapılara doğrudan hasar maliyetinin milli gelirin %2,5’lik payına denk geldiğini öngördü. Yani hasarın maliyetinin 25 milyar dolar civarında olduğunu açıkladı. Yine aynı raporda depremden etkilenen illerin ülke ihracatının %8,5’ini gerçekleştirdiği, vergi gelirlerinin %5’ini oluşturduğu ve aktif istihdamın %11,1’ine sahip olduğu belirtildi.” dedi. Yorgancılar, “Depremden etkilenen 11. il olarak açıklanan Elazığ’ı da dahil ettiğimizde ve TÜİK’in, 2022 verilerini baz aldığımızda, deprem illerinin toplam ihracatının 22 milyar dolar olduğunu ve ülkemiz toplam ihracatının %8,6’lık payını karşıladığını anlıyoruz. Bu iller içerisinde en yüksek ihracatı yapan illerimiz sırasıyla; 11 milyar dolarla Gaziantep, 4.1 milyar dolarla Hatay ve 3.1 milyar dolarla Adana’dır. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta ise toplam ihracat 1,4 milyar düzeyindedir. JP Morgan ayrıca, 24 yıl önceki 99 depremlerinin daha az yıkıcı olmasına rağmen, hasar maliyetinin ve ekonomik etkisinin daha kötü olduğuna çünkü Marmara Bölgesi’nin çok daha önemli bir sanayi bölgesi olduğuna dikkat çekti.” şeklinde ifade etti. BÖLGEDE İŞGÜCÜ KAYBI GÜNDEMDE Ender Yorgancılar, depremden etkilenen illerimizden sanayisi güçlü yapısıyla özellikle Gaziantep ve Adana’nın ön plana çıktığını söyledi. Yorgancılar, “Bu iki ilimizin diğer illere kıyasla görece daha az etkilendiğini görmekteyiz. Özellikle, OSB’lerde ciddi bir hasar olmaması, sanayinin ve ekonominin 99 depremi kadar yara almayacağı öngörüsünü doğruluyor. Ancak, hem hayatını kaybedenler, hem kentleri terk edenlerden kaynaklı işgücü kaybı gündemde. Veya bir süre kayıplarının acısı ve hasar gören evlerinden dolayı işe gitmeme söz konusu. Tüm bu sebeplerden dolayı üretimin aksaması çok mümkün. İşgücünün bölgede kalması için özel teşviklere de ihtiyaç olacaktır.” dedi. İKİ SEKTÖRDE ÜRETİMDE GECİKME MEVCUT EBSO Başkanı Yorgancılar, “Özellikle tekstil ve metal sektöründe yoğunlaşan üretim yapısındaki gecikme, tedarikçisi olduğu firmalar açısından da geçici de olsa bir süre sorun yaratabilir. Bunun da ihracata yansıması bir süre için olumsuz olacaktır. O nedenle de, bir an önce ekonomik ve toplumsal olarak bölgeyi tekrar ayağa kaldırmak için önemli destek ve teşvikler gerekecektir. Her şeyden önce moral ve motivasyona ihtiyaç duyulduğu bir gerçek. Nitekim, ilk günlerden beri sürdürülen ve eşsiz bir dayanışmaya dönüşen bağış kampanyaları da, bu anlamda önemli bir adım oldu. Bize düşen görev, bu dayanışma ruhunu yaşatmaya devam etmek olmalıdır. Zira, bu birkaç haftada aşılabilecek bir yıkım değil. Bizleri uzun bir yol bekliyor.” şeklinde ifade etti. DEPREMDEN DERS ÇIKARMALIYIZ Depremin dolaylı etkilerini de dikkate aldığımızda, kaçınılmaz olarak daha ciddi bir maliyet yükü doğuracağını ifade eden Yorgancılar, “Dolaylı maliyetlerden kastımız ise sadece hasarla ilgili olmayan maliyetlerdir. Yani bizim bu felaketten ders çıkararak, İstanbul başta olmak üzere tüm riskli illerimizde yapı denetim çalışmalarına hız vermemiz, adeta bir depreme hazırlık seferberliği başlatmamız gerekiyor.” dedi.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, büyük depremde felaketinin üzüntüsünü yaşadıklarını dile getirirken, “Deprem gerçeğinin kaçınılmaz olduğu ülkemizde öncelikli hedefimiz, dayanıklı zemin ve bina anlayışını tüm yurtta yaygınlaştırmak olmalıdır.” dedi.

BEN HABER/

6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilde de büyük maddi ve manevi hasarlara yol açan deprem milletimize büyük üzüntüler yaşattı. Türkiye bir yandan yaralarını sarmaya çalışırken diğer yandan da ekonomik yansımaları gündemde yerini almaya başladı. 

Sanayi şehirlerinin depremde yara almasının, Türk ekonomisine etkileri, deprem bölgelerinde yer alan sanayi kuruluşlarından ihracat yapanlar sıkıntıları nasıl giderilecek, diğer bölgelerdeki sanayiye nasıl etkilerini EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar Ben Haber'e değerlendirdi.

Yorgancılar, “Öncelikle böylesi büyük bir felaketin hem ruhsal sarsıntısını hem de derin üzüntüsünü yaşadığımız bu günlerde, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha baş sağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyorum. Tüm milletimize geçmiş olsun.” dedi.

99 DEPREMİNDEN DAHA ACI BİR TABLO
99 yılında İstanbul'da meydana gelen depremden daha acı bir tabloyla karşılaşıldığını söyleyen Ender Yorgancılar, “99 depremlerinde büyük yara almış olmamıza ve pek çok yönetmeliği değiştirmemize rağmen, bugün çok daha acı bir tablo ile karşılaşmamız son derece acı ve düşündürücüdür. Bu depremin, 99 depremlerine göre çok daha şiddetli olduğu elbette bilim dünyasının kabul ettiği bir gerçek. Ancak, çatlağı bile olmayan pek çok binanın olması da bir diğer gerçek. Demek ki; gereğine uygun yapılan binalar, deprem ne kadar şiddetli olursa olsun dayanabiliyor. İşte, deprem gerçeğinin kaçınılmaz olduğu ülkemizde bizim öncelikli hedefimiz, dayanıklı zemin ve dayanıklı bina anlayışını tüm yurtta yaygınlaştırmak olmalıdır.” şeklinde ifade etti.

HASARIN MALİYETİ 25 MİLYAR DOLAR
EBSO Başkanı Yorgancılar, depremin ekonomik etkileri ve hasarın yaratacağı maliyetlerle ilgili, ilk günlerden beri pek çok kurum ve kuruluş öngörülerde bulunduğunu söyledi. Yorgancılar, “Örneğin; JP Morgan depremden etkilenen 10 ilin milli gelirinin Türkiye milli gelire oranının %9,3’e karşılık gelmesinden yola çıkarak, depremin fiziki yapılara doğrudan hasar maliyetinin milli gelirin %2,5’lik payına denk geldiğini öngördü. Yani hasarın maliyetinin 25 milyar dolar civarında olduğunu açıkladı. Yine aynı raporda depremden etkilenen illerin ülke ihracatının %8,5’ini gerçekleştirdiği, vergi gelirlerinin %5’ini oluşturduğu ve aktif istihdamın %11,1’ine sahip olduğu belirtildi.” dedi.

Yorgancılar, “Depremden etkilenen 11. il olarak açıklanan Elazığ’ı da dahil ettiğimizde ve TÜİK’in, 2022 verilerini baz aldığımızda, deprem illerinin toplam ihracatının 22 milyar dolar olduğunu ve ülkemiz toplam ihracatının %8,6’lık payını karşıladığını anlıyoruz. Bu iller içerisinde en yüksek ihracatı yapan illerimiz sırasıyla; 11 milyar dolarla Gaziantep, 4.1 milyar dolarla Hatay ve 3.1 milyar dolarla Adana’dır. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta ise toplam ihracat 1,4 milyar düzeyindedir. JP Morgan ayrıca, 24 yıl önceki 99 depremlerinin daha az yıkıcı olmasına rağmen, hasar maliyetinin ve ekonomik etkisinin daha kötü olduğuna çünkü Marmara Bölgesi’nin çok daha önemli bir sanayi bölgesi olduğuna dikkat çekti.” şeklinde ifade etti.

BÖLGEDE İŞGÜCÜ KAYBI GÜNDEMDE
Ender Yorgancılar, depremden etkilenen illerimizden sanayisi güçlü yapısıyla özellikle Gaziantep ve Adana’nın ön plana çıktığını söyledi. Yorgancılar, “Bu iki ilimizin diğer illere kıyasla görece daha az etkilendiğini görmekteyiz. Özellikle, OSB’lerde ciddi bir hasar olmaması, sanayinin ve ekonominin 99 depremi kadar yara almayacağı öngörüsünü doğruluyor. Ancak, hem hayatını kaybedenler, hem kentleri terk edenlerden kaynaklı işgücü kaybı gündemde. Veya bir süre kayıplarının acısı ve hasar gören evlerinden dolayı işe gitmeme söz konusu. Tüm bu sebeplerden dolayı üretimin aksaması çok mümkün. İşgücünün bölgede kalması için özel teşviklere de ihtiyaç olacaktır.” dedi.

İKİ SEKTÖRDE ÜRETİMDE GECİKME MEVCUT
EBSO Başkanı Yorgancılar, “Özellikle tekstil ve metal sektöründe yoğunlaşan üretim yapısındaki gecikme, tedarikçisi olduğu firmalar açısından da geçici de olsa bir süre sorun yaratabilir. Bunun da ihracata yansıması bir süre için olumsuz olacaktır. O nedenle de, bir an önce ekonomik ve toplumsal olarak bölgeyi tekrar ayağa kaldırmak için önemli destek ve teşvikler gerekecektir. Her şeyden önce moral ve motivasyona ihtiyaç duyulduğu bir gerçek. Nitekim, ilk günlerden beri sürdürülen ve eşsiz bir dayanışmaya dönüşen bağış kampanyaları da, bu anlamda önemli bir adım oldu. Bize düşen görev, bu dayanışma ruhunu yaşatmaya devam etmek olmalıdır. Zira, bu birkaç haftada aşılabilecek bir yıkım değil. Bizleri uzun bir yol bekliyor.” şeklinde ifade etti.

DEPREMDEN DERS ÇIKARMALIYIZ
Depremin dolaylı etkilerini de dikkate aldığımızda, kaçınılmaz olarak daha ciddi bir maliyet yükü doğuracağını ifade eden Yorgancılar, “Dolaylı maliyetlerden kastımız ise sadece hasarla ilgili olmayan maliyetlerdir. Yani bizim bu felaketten ders çıkararak, İstanbul başta olmak üzere tüm riskli illerimizde yapı denetim çalışmalarına hız vermemiz, adeta bir depreme hazırlık seferberliği başlatmamız gerekiyor.” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.