Yücel Okutur: Yabancı Turisti pahalılıktan, yerli turisti kapı vizesinden kaçırdık

Güncel 29.07.2024 - 13:01, Güncelleme: 29.07.2024 - 13:40
 

Yücel Okutur: Yabancı Turisti pahalılıktan, yerli turisti kapı vizesinden kaçırdık

Ekonominin can damarlarından turizm can çekişmeye devam ederken, turizmciler yaşadıkları zorluklar ve sıkıntılar içerisinde sezonu tamamlamaya çalışıyorlar. Ana bileşen sorunların katlanarak büyüdüğü turizm sektöründe yaşanan sıkıntıları Dalaman, Ortaca, Köyceğiz Otelciler ve Turizm İşletmeleri Birliği (DOKTOB) Başkanı Yücel Okutur, Ben Haber’e değerlendirdi.
ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER Bu sezon doluluk oranlarının yüzde 60-70 arasında olduğunu söyleyen Okutur, “Bizim bu aylarda dolu olmamız gerekirdi. Şu anki doluluk oranımız da 20 yıllık geçmişimizden kaynaklı. Tabii ki bu bizim 20 yıla dayanan bir konsept olarak belirli bir misafir portföyümüzün tutulmasına neden oldu. O nedenle biz gerek pandemide gerekse böyle krizlerde ayakta kalmaya devam ediyoruz.” şeklinde ifade etti. “MALİYET-KAZANÇ DENGESİ BOZULDU” DOKTOB Başkanı Yücel Okutur, tam olarak kapasitelerini bulamamalarının nedenlerini şöyle açıkladı; “En önemli neden enflasyon. Çünkü çok ciddi anlamda otel ve turizm sektörünü etkilemiş durumda. Örnek verecek olursam, geçen sene 380 veya 340 liraya aldığımız bir kıymayı bu sene 800 TL’ye 1.200 TL’ye bonfile, domatesi halen daha 40 liradan 50 liradan alıyoruz. Böyle bir enflasyonik bir artış da bizim oda fiyatlarımızı 2-3 katına satmamıza neden oluyor. Genelde turizmde odalar ancak yüzde 50 civarı üstüne zam yapabilmiştir. O nedenle maliyet karşılığı kazanç oranı ciddi anlamda değişmiş durumda ve bu da turizm sektörünü çok zorlamakta.” dedi. “ADALARDA ESNAF KOLUNDAN ÇEKİŞTİRMİYOR” Yunan Adaları’na kapı vizesi gidiş gelişi kolaylaştırdığını, Türk turistler için de bir cazibe merkezi haline geldiğini söyleyen Okutur, bu kadar talep görmesinin nedenini şöyle açıkladı; “Yunan Adaları’nın cazip gözükmesinin nedenlerine geldiğimizde, hiçbirisinde görsel kirlilik diye bir şey söz konusu değil. Bütün adalar son derece mütevazı, caddelerinde tabela kirliliği yok, sundurmalar birbiriyle uyumlu, duvarları ve binalarının cepheleri son derece mütevazı boyalı. Ve bu arada da esnafın da yolda yürüyen hiçbir turisti kolundan tutup çekmek veyahut da ısrarla davet etmek gibi bir durum da söz konusu değil. Restoranlarında son derece eğitimli, işini bilen ciddi bir kadroları ve personelleri var. Bütün olayın cazibesi buradan kaynaklanmaktadır. Turizm demek bir ülkenin, bir bölgenin gelişmesi her zaman plan ve görsel estetik üzerine kuruludur. Bu kentsel tasarım planları, görsel kirlilik planları bunlar yapılmadıktan sonra istediğiniz kadar çok güzel bir yeriniz olsun, o yerde rastgele yapılan şeyler o bölgenin fakirleşmesine ve çirkinleşmesine, görüntü kirliliğiyle sıra dışı bir yer olmasına neden olacaktır. Maalesef Türkiye'miz de halen böyle devam etmektedir.” dedi. “TURİST PORTFÖYÜ DEĞİŞTİ” Turizm adına tamamen gerçekleri konuştuğunu söyleyen Okutur, “Son 10 yılda ülkemizde para harcayan, seçkin ve kaliteli turist portföyü tamamen değişti. Avrupa'daki imajımız şu; “Nereye gidelim, Türkiye kadar ucuz bir yer yok diyerek”, emekli ve çok cüzi birikimleri olan, para harcamayan bir turist portföyüne dönüştü” şeklinde belirtti. “TÜRKİYE’DE OTEL ENFLASYONU VAR” “Türkiye'de halen her bölgede otel yapılıyor. Her yerde herkesin otel yapması gerekmiyor. Çünkü o bölgede hangi tarzda bir otel yapmak lazım, kaç katlı yapmak lazım, ne tarzda bir hizmet vermek lazım, açık büfe mi oda kahvaltı mı veya nasıl bir konsept olması lazım, bu başlıklar ve bölgenin konumu incelenerek artık otel yapılması gerekiyor. Ama şu anda halen turistik bölgelere ve 5-10 katlı otel yapımları devam ediyor. Şu anda Türkiye'de otel enflasyonu var. Ve kendi kendini mahveden bir rekabete dönüşüyor. Maalesef turizm sektöründe her meslekten insan var. Yani bir oteli olması insanlara uzaktan cazip geliyor.” “GÖRSEL KİRLİLİK DÜZELMEDEN KALİTELİ TURİZM OLAMAZ” DOKTOB Başkanı Yücel Okutur, “Diğer bir konumuz da Ben Haber’de de defalarca yazdık, görsel kirlilik dediğimiz hadise. Turizm bölgelerinde görsel kirlilik, tabelalar, sokak hayvanları, çöp konteynırları, vitrinler, sundurmalar bunlar bir markalaşmaya gidebilecek şekilde maalesef düzeltilmedi. Bizim turizmde alacağımız daha çok yol var. Biz önce görsel kirliliklerimizi çözmeden, kaliteli mass dediğimiz gerçek turizme geçemeyiz, geçemiyoruz. Gerçek olan şu ki, maalesef turizmi hala birinci sınıf şeklinde yapamıyoruz.” dedi. KÜLTÜR VE SAĞLIK TURİZMİ ÖN PLANA ÇIKMALI Turizmde artık deniz, kum ve güneş anlayışının bittiğini ifade eden Okutur, “Ülkemizde Edirne'den Van'a kadar, Sinop'tan Antalya'ya kadar her yer tarih dolu. 16 bin yıla kadar dayanan tarihle yoğrulmuş tarih medeniyeti ülkemiz. Marka değerlerimiz olan tarihi bölgelerimizin doğal olan yollarını, içinde gezilecek yerlerinin derhal restore edilerek insanların hizmetine sunulması lazım. Artık bundan sonra sadece kum, güneş ve deniz diye bir turizm yok. Kültür ve sağlık turizmi çok ön plana çıktı.” şeklinde ifade etti. ORMAN YANGINI BİR CİNAYETTİR! Yaz aylarında çıkan orman yangınlarına neden olanların cezasız kalmamaları gerektiğini söyleyen Okutur, “Ormanlarımızı yakmaya başladık. Müthiş bir dikkatsizlik, vurdumduymazlıkla binlerce dönüm araziler kül oluyor. Bu nasıl bir sorumsuzluktur? Bir de ormanları yakanlar elini kolunu sallayarak çıkıp gidiyor. Aslında bu bir cinayet! Her şeye karşı, ondan sonra ormanlar yanıyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Böyle şey olur mu?” dedi. KAYIT DIŞI TURİZM Türkiye her zaman kopyalamacılıkta ve de hazır olan bir şeyi adapte etmekte gerçekten üstümüze yoktur. Şimdi de villa turizmi başladı. Son 3-4 yılda Dalyan’da 500 civarında villa yapıldı. Bunların yüzde 99’u kiraya veriliyor. Şimdi bu villalara kim giriyor, kim çıkıyor, kim kalıyor belli değil. Üst kalite bir otel olarak durmadan mutfaklarımı denetleniyor,  her ay bir denetimimiz var. Bu durum tabii ki nizami ve doğru çalışan oteller, ciddi anlamda maddi kayıp vermektedir. Şu anda Türkiye'nin her tarafında bunun kesinlikle denetim altına alınması lazım diye düşünüyorum.  OTEL YAPILIYOR AMA PERSONEL YOK! Turizmin kanayan yaralarından birinin de personel sıkıntısı olduğunu söyleyen Okutur, “Durmadan otel yapılıyor ama yetişen personel yok. Turizm okulları ve turizm fakülteleri istenilen düzeyde personel ve eleman yetiştiremiyor. Böyle olduğu zaman tarladan, bağlardan işe alınan kişilere tabak nasıl tutulur, nasıl yürünür, nasıl gidilir diye kıyafetleri giydirip servis elemanı yapılıyor. Turizmin şu andaki personel kalitesi bu!” dedi. HER ŞEY DAHİL OTELCİLİK OLAMAZ! Avrupa’da her şey dahil sistemini bırakın, kahvaltıyı dahi kaldırdılar. Biz halen daha her şey dahil diye, ne yedirdiğimizi bilmiyorum. Yani her şey dahil diye bir otelcilik olamaz, bu bir zamanlar vardı artık bunun modası geçti. Bu sistemden vazgeçmek lazım çünkü Türkiye'de turizmin kalitesini aşağıya çekmektedir.
Ekonominin can damarlarından turizm can çekişmeye devam ederken, turizmciler yaşadıkları zorluklar ve sıkıntılar içerisinde sezonu tamamlamaya çalışıyorlar. Ana bileşen sorunların katlanarak büyüdüğü turizm sektöründe yaşanan sıkıntıları Dalaman, Ortaca, Köyceğiz Otelciler ve Turizm İşletmeleri Birliği (DOKTOB) Başkanı Yücel Okutur, Ben Haber’e değerlendirdi.

ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER

Bu sezon doluluk oranlarının yüzde 60-70 arasında olduğunu söyleyen Okutur, “Bizim bu aylarda dolu olmamız gerekirdi. Şu anki doluluk oranımız da 20 yıllık geçmişimizden kaynaklı. Tabii ki bu bizim 20 yıla dayanan bir konsept olarak belirli bir misafir portföyümüzün tutulmasına neden oldu. O nedenle biz gerek pandemide gerekse böyle krizlerde ayakta kalmaya devam ediyoruz.” şeklinde ifade etti.

“MALİYET-KAZANÇ DENGESİ BOZULDU”
DOKTOB Başkanı Yücel Okutur, tam olarak kapasitelerini bulamamalarının nedenlerini şöyle açıkladı; “En önemli neden enflasyon. Çünkü çok ciddi anlamda otel ve turizm sektörünü etkilemiş durumda. Örnek verecek olursam, geçen sene 380 veya 340 liraya aldığımız bir kıymayı bu sene 800 TL’ye 1.200 TL’ye bonfile, domatesi halen daha 40 liradan 50 liradan alıyoruz. Böyle bir enflasyonik bir artış da bizim oda fiyatlarımızı 2-3 katına satmamıza neden oluyor. Genelde turizmde odalar ancak yüzde 50 civarı üstüne zam yapabilmiştir. O nedenle maliyet karşılığı kazanç oranı ciddi anlamda değişmiş durumda ve bu da turizm sektörünü çok zorlamakta.” dedi.

“ADALARDA ESNAF KOLUNDAN ÇEKİŞTİRMİYOR”
Yunan Adaları’na kapı vizesi gidiş gelişi kolaylaştırdığını, Türk turistler için de bir cazibe merkezi haline geldiğini söyleyen Okutur, bu kadar talep görmesinin nedenini şöyle açıkladı; “Yunan Adaları’nın cazip gözükmesinin nedenlerine geldiğimizde, hiçbirisinde görsel kirlilik diye bir şey söz konusu değil. Bütün adalar son derece mütevazı, caddelerinde tabela kirliliği yok, sundurmalar birbiriyle uyumlu, duvarları ve binalarının cepheleri son derece mütevazı boyalı. Ve bu arada da esnafın da yolda yürüyen hiçbir turisti kolundan tutup çekmek veyahut da ısrarla davet etmek gibi bir durum da söz konusu değil. Restoranlarında son derece eğitimli, işini bilen ciddi bir kadroları ve personelleri var. Bütün olayın cazibesi buradan kaynaklanmaktadır. Turizm demek bir ülkenin, bir bölgenin gelişmesi her zaman plan ve görsel estetik üzerine kuruludur. Bu kentsel tasarım planları, görsel kirlilik planları bunlar yapılmadıktan sonra istediğiniz kadar çok güzel bir yeriniz olsun, o yerde rastgele yapılan şeyler o bölgenin fakirleşmesine ve çirkinleşmesine, görüntü kirliliğiyle sıra dışı bir yer olmasına neden olacaktır. Maalesef Türkiye'miz de halen böyle devam etmektedir.” dedi.

“TURİST PORTFÖYÜ DEĞİŞTİ”
Turizm adına tamamen gerçekleri konuştuğunu söyleyen Okutur, “Son 10 yılda ülkemizde para harcayan, seçkin ve kaliteli turist portföyü tamamen değişti. Avrupa'daki imajımız şu; “Nereye gidelim, Türkiye kadar ucuz bir yer yok diyerek”, emekli ve çok cüzi birikimleri olan, para harcamayan bir turist portföyüne dönüştü” şeklinde belirtti.

“TÜRKİYE’DE OTEL ENFLASYONU VAR”
“Türkiye'de halen her bölgede otel yapılıyor. Her yerde herkesin otel yapması gerekmiyor. Çünkü o bölgede hangi tarzda bir otel yapmak lazım, kaç katlı yapmak lazım, ne tarzda bir hizmet vermek lazım, açık büfe mi oda kahvaltı mı veya nasıl bir konsept olması lazım, bu başlıklar ve bölgenin konumu incelenerek artık otel yapılması gerekiyor. Ama şu anda halen turistik bölgelere ve 5-10 katlı otel yapımları devam ediyor. Şu anda Türkiye'de otel enflasyonu var. Ve kendi kendini mahveden bir rekabete dönüşüyor. Maalesef turizm sektöründe her meslekten insan var. Yani bir oteli olması insanlara uzaktan cazip geliyor.”

“GÖRSEL KİRLİLİK DÜZELMEDEN KALİTELİ TURİZM OLAMAZ”
DOKTOB Başkanı Yücel Okutur, “Diğer bir konumuz da Ben Haber’de de defalarca yazdık, görsel kirlilik dediğimiz hadise. Turizm bölgelerinde görsel kirlilik, tabelalar, sokak hayvanları, çöp konteynırları, vitrinler, sundurmalar bunlar bir markalaşmaya gidebilecek şekilde maalesef düzeltilmedi. Bizim turizmde alacağımız daha çok yol var. Biz önce görsel kirliliklerimizi çözmeden, kaliteli mass dediğimiz gerçek turizme geçemeyiz, geçemiyoruz. Gerçek olan şu ki, maalesef turizmi hala birinci sınıf şeklinde yapamıyoruz.” dedi.

KÜLTÜR VE SAĞLIK TURİZMİ ÖN PLANA ÇIKMALI
Turizmde artık deniz, kum ve güneş anlayışının bittiğini ifade eden Okutur, “Ülkemizde Edirne'den Van'a kadar, Sinop'tan Antalya'ya kadar her yer tarih dolu. 16 bin yıla kadar dayanan tarihle yoğrulmuş tarih medeniyeti ülkemiz. Marka değerlerimiz olan tarihi bölgelerimizin doğal olan yollarını, içinde gezilecek yerlerinin derhal restore edilerek insanların hizmetine sunulması lazım. Artık bundan sonra sadece kum, güneş ve deniz diye bir turizm yok. Kültür ve sağlık turizmi çok ön plana çıktı.” şeklinde ifade etti.

ORMAN YANGINI BİR CİNAYETTİR!
Yaz aylarında çıkan orman yangınlarına neden olanların cezasız kalmamaları gerektiğini söyleyen Okutur, “Ormanlarımızı yakmaya başladık. Müthiş bir dikkatsizlik, vurdumduymazlıkla binlerce dönüm araziler kül oluyor. Bu nasıl bir sorumsuzluktur? Bir de ormanları yakanlar elini kolunu sallayarak çıkıp gidiyor. Aslında bu bir cinayet! Her şeye karşı, ondan sonra ormanlar yanıyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Böyle şey olur mu?” dedi.

KAYIT DIŞI TURİZM
Türkiye her zaman kopyalamacılıkta ve de hazır olan bir şeyi adapte etmekte gerçekten üstümüze yoktur. Şimdi de villa turizmi başladı. Son 3-4 yılda Dalyan’da 500 civarında villa yapıldı. Bunların yüzde 99’u kiraya veriliyor. Şimdi bu villalara kim giriyor, kim çıkıyor, kim kalıyor belli değil. Üst kalite bir otel olarak durmadan mutfaklarımı denetleniyor,  her ay bir denetimimiz var. Bu durum tabii ki nizami ve doğru çalışan oteller, ciddi anlamda maddi kayıp vermektedir. Şu anda Türkiye'nin her tarafında bunun kesinlikle denetim altına alınması lazım diye düşünüyorum. 

OTEL YAPILIYOR AMA PERSONEL YOK!
Turizmin kanayan yaralarından birinin de personel sıkıntısı olduğunu söyleyen Okutur, “Durmadan otel yapılıyor ama yetişen personel yok. Turizm okulları ve turizm fakülteleri istenilen düzeyde personel ve eleman yetiştiremiyor. Böyle olduğu zaman tarladan, bağlardan işe alınan kişilere tabak nasıl tutulur, nasıl yürünür, nasıl gidilir diye kıyafetleri giydirip servis elemanı yapılıyor. Turizmin şu andaki personel kalitesi bu!” dedi.

HER ŞEY DAHİL OTELCİLİK OLAMAZ!
Avrupa’da her şey dahil sistemini bırakın, kahvaltıyı dahi kaldırdılar. Biz halen daha her şey dahil diye, ne yedirdiğimizi bilmiyorum. Yani her şey dahil diye bir otelcilik olamaz, bu bir zamanlar vardı artık bunun modası geçti. Bu sistemden vazgeçmek lazım çünkü Türkiye'de turizmin kalitesini aşağıya çekmektedir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.