Siyasi partiler sosyal medyada ne kadar başarılı?
Siyasi partiler sosyal medyada ne kadar başarılı?
GONET New Media Kurucusu Gökhan Kazancı, seçim sürecinde siyasi partilerin dijital kampanyalarını değerlendirdi. Kazancı, "İzmir'de siyasi partilerin sosyal medyayı kullanmasına baktığımızda biri birinden daha başarısız. Başarılı dediğimizin bile potansiyelinin 100 üzerinden 50 olmadığını söyleyebiliriz." dedi.
ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER
Dünyada ve Türkiye'de yapılan seçimlerde sosyal medyanın etkisi tartışılmaya devam ediyor. 2019 seçimlerine ve gerçekleşecek olan 31 Mart 2024 yerel seçimlerine baktığımızda seçmen odaklı doğru kampanyalar yapılıp yapılmadığı, özellikle Türkiye'de yapılacak seçimlerde adaylar seçmene doğru kanaldan ulaşabildi mi?
GONET New Media Kurucusu Gökhan Kazancı, seçim sürecinde sosyal medya kullanımıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.
Siyasi alanda sosyal medya kullanımı ne zaman önem kazandı?
2007 yılında internet reklamlarının yüzde 1 bile sonucu etkilemeyeceğine inanılıyordu. 2007-2009- 2011 yıllarında sosyal medya hiç kullanmılmıyordu. Sadece google, banner ve arama ağı dediğimiz reklamlar kullanılıyordu. Türkiye'de sosyal medyanın seçimlerde aktif kullanımı iki olaydan sonra önem kazandı. ABD eski başkanı Donald Trump'ın 50 milyon seçmen verilerini seçimde kulllandılar ve bu yöntem başarılı oldu. O dönem skandal da olsa sonrasında herkes bu yöntemi kullanmaya başladı.Türkiye'de de gezi olaylarından sonra oldu. Gezi döneminde insanların sosyal medya üzerinden organize oldukları görülünce, iktidar sosyal medyaya yatırım yapmaya başladı. Bu çok doğal çünkü dünyadaki bütün siyasal partiler yaptı.
HALKLA İLETİŞİMİ EN İYİ AK PARTİ SAĞLIYOR
2007'de CHP'de halkla ilişkiler bölümünde sadece iki kişi çalışırken, AK Parti'de 80 kişi vardı. AK Parti'de ciddi bir yazılım vardı. Gelen bütün istek, şikayet ve öneriler yazılımda toplanıyordu ve işleme alınıyordu. Zaten sonra o yapıyı CİMER'e taşıdılar. Aslında halkla iletişim halinde olmayı zannedilenin aksine şimdiye kadar en iyi AK Parti kullanmıştır.
Teknik olarak seçimlerde sosyal medyada neler yapılabilir?
Trump döneminde olan olaydan bahsedecek olursak, algoritmalar şöyle çalışıyor. Siz herhangi bir postu sosyal medyada beğeniyorsunuz ya da dislike ediyorsunuz. Sonuçta bir tepki veriyorsunuz. Herhangi bir olayla ilgili verdiğiniz tepkilerden sizin eğiliminiz algılanıyor. Böylelikle seçmenin hangi görüşe yakın olduklarını, hangi konuda duyarlı olduklarını anlamak yapay zeka açısından zor bir şey değil.
Yapay zeka, ortalama 10-15 disliketan sonra sizi hayatta en iyi tanıyan insandan daha iyi tanıyor. Herhangi bir olaya ya da herhangi bir durumda vereceğiniz tepkiyi tahmin edebiliyor. Hatta dislike arttığı zaman sizinle ilgili daha fazla veri toplanıyor ve sizden önce ne yapacağınızı tahmin edebiliyor. Örnek olarak, insanlar telefonda konuştukları konu hakkında reklam geldiği zaman dinlenildiğini düşünürler. Sizin daha önce yaptığınız aktivasyonlarla zaten ne konuşacağınız neredeyse aşikar. Çünkü insanlar birbirlerinden çok farklı görünseler de aslında hepimiz fizyolojik olarak aynıyız. İnsanoğlu psikolojk ve sosyal anlamda patenlerle hareket eder. Yapay zeka bu patenleri bir insandan daha hızlı bulabilir ve anlayabilir.
Seçimlerde sosyal medya ve internet reklamları nasıl etkili olacak?
Bahsettiğim teknolojilerden dolayı seçmenler segmente ediliyor. Size oy verecek olanlar, oy vermeyecek olanlar, kararsızlar bir segment. Onun haricinde çeşitli spesifik konulardaki hassasiyetleri, seçimde önemli olabilecek konularda çeşitli segmentasyonlar yapılıyor. Yapmaya çalıştığınız şey şu; sonuçta insanlar sandığa gidip oy kullanacaklar, o sandıkların da bütün partiler tarafından eğilimleri biliniyor. Örnek olarak, bir sandıkta A partisi, diğer sandıkta B partisi yüksek oy alacaktır. Bazı yerlerde de A ve B partisi birbirine yakındır. A ve B partisi seçmenlerine mikro hedefleme dediğimiz kampanyalar hazırlanır ve seçmen kazanılmaya çalışılır.
Gökhan Kazancı
SEÇMEN HEDEFLİ KAMPANYALAR
Seçmen hedefli bir kampanya nasıl hazırlanıyor?
Kampanyalar şöyle; A partisindeki seçmene 'Çok kritik mutlaka sandığa gidin ki seçimi kazanabilelim' diyebilirsiniz. B partisindeki seçmene de 'Kesin kazanıyoruz rahat olun' dersiniz. Sadece adaya yönelik banner vs. göstermek internet reklamları değildir. Dikkat ederseniz yerel seçimde de şöyle kullanılıyor, bir parti eğer o bölgede güçlü değilse reklamlarında partinin logosunu göstermiyor. Sadece adayı ön plana çıkartıyor. Parti olarak güçlü olanlarsa tam tersini yapıyor. Ancak mikro hedeflemede reklam olarak değil, o kitleyi etkileyecek şekilde haberleri ön plana çıkartıyorsunuz.
Kendi seçmeni dışındaki seçmenleri mi hedefliyor?
Partiler başka partilerin seçmenlerinden oy almak için çalışmıyor. Bu çok zor bir iş. Karşı partinin seçmenine oy vermemesine odaklı çalışıyor. Çünkü çok kısa bir sürede A partisine oy veren bir kişinin B partisine oy vermesini sağlamak mümkün olabilir ama bu düşük bir olasılık. Amaç B partisinin zaten kazanacağını algılatarak sandığa gitmemelerini sağlamak. Zaten skandal dediğimiz olay buradan başladı. 50 milyon verilere sahip kişilere, hassasiyetlerine odakı haberler ön plana çıkartılarak, reklamlarla algıyı yönettiler.
Mikro hedefleme nedir?
Kadınlara, erkeklere, 18+ kadın ve erkek öğrencilere, çiftçiye, esnafa, öğretmenlere, sanatla ilgilenenlere ayrı reklam tasarlanıyor. Çünkü eskiden gazete ve televizyon tek bir kanaldı. O nedenle herkes aynı yeri izliyordu ve kitleye ulaşacak kampanyalar düzenleniyordu. Dijitalde ise aynı anda binlerce reklam kampanyası açarak ayrı ayrı hedeflere ulaşılabiliyor.
SİYASİ ALANDA MENTAL VE PARADİGMA SIKINTISI VAR
Türkiye'de seçim kampanyaları ne kadar başarılı?
Son seçimlerde AK Parti 6 ay boyunca mikro reklam çıktı ama muhalefetin bunu yaptığını görmedik. Türkiye'de hala bu konuda uzmanlaşma yok. Bunun nedeni de özellikle siyasi partileri yöneten üst akıl liyakatlı değil. O grup, belli bir yaşta olduğu içinde henüz adapte değiller ve kendilerinden başka birşeyle sonuçların değiştirilebileceğine inanmak istemiyorlar. Mental ve paradigma açısından sıkıntı var. Bu tür kampanyalar, son bir iki ayda çok başarılı olmaz. Özellikle seçim gibi önemli konularda insanların fikirlerini o kadar hızlı değiştirebilen canlılar olduğunu düşünmüyorum. Ani majör değişiklikler olduğunda farklı etki yaratabilir ama onun dışında beklenen marjın içinde oynarlar. Bu tip kampanyaların bir dönem boyunca yapılması gerekiyor. Ne yazık ki bizde eski klasik alışkanlıktan dolayı son 15 gün çok önemli sayılıyor. Yoksa son 15 günde birşeyleri değiştirmek olası değil.
İZMİR'DE BİRİ DİĞERİNDEN DAHA BAŞARISIZ
İzmir özelinde seçim kampanyalarını değerlendirir misiniz?
İzmir'de siyasi partilerin sosyal medyayı kullanmasına baktığımızda biri birinden daha başarısız. Başarılı dediğimizin bile potansiyelinin 100 üzerinden 50 olmadığını söyleyebiliriz. İzmir'de zaten adayların büyük çoğunluğu X partisi için, zaten atama gibi çünkü kazanma ihtimali yüksek. Dolayısıyla onlar, ekstra performans harcayıp, kampanyalara para harcamaya ihtiyaç duymuyor olabilirler. Bu da tabii ki rasyonel bir karar. Çünkü aday ben zaten kazanacağım diyor. 4 yıl gibi bir zaman varken bu iletişimi sağlamayıp, son bir ayda sağlayabileceğinizi düşünmek, etkiyi değiştirme fikri son gün sınava çalışmak gibidir.
GONET Reklamcılık kimdir?
2000 yılında İzmir'in ilk dijital reklam ajansı olarak kuruldu. 2005 yılında google'ın Türkiye'deki ilk üç partnerinden birisiydi. 2008 yılında google davet edilen ilk Türk ajansıç 2009 yılında Avrupa'nın en iyi 30 google ajansı sıralamasına seçilmiştir. 2007 yılında Türkiye'de internet reklamlarını siyasette kullanmaya başlayan ilk ekibiz. Siyasi dijital reklam alanında sonanıma sahip bir ekip yer almaktadır.