Erol YARAŞ
Köşe Yazarı
Erol YARAŞ
 

Özgür Özel, lider olmayı daha beceremedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in çiftçi bir vatandaşı azarlaması kamuoyu gündemine oturdu ve eleştiri oklarının hedefi oldu. Seçim çalışmaları sırasında da bir vatandaşı yine aynı şekilde azarlayan Özel’in bu tavırları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirirken onun yolunda ilerlediği izlenimi yaratıyor.  Gazeteci Erol Yaraş, Özgür Özel’in neden bir lider olamadığını, CHP’nin kazanmış olduğu başarıda neden katkısı olmadığını değerlendirdi. Özgür Özel'in parti grubundaki konuşmasında çiftçi bir vatandaşı azarlaması gündeme oturdu. Özel'in tavrını nasıl yorumlarsınız? Özgür Özel'i Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile karşılaştırdığınız zaman onun da defalarca tavır ve söylemlerinden dolayı birçok haberi yapıldı. Hatta Tayyip Bey, bir çiftçiye “ananı da al git” söyleminde dahi bulunmuştu. Özgür Özel paralelinde olaya baktığımızda, karşımızda zafer sarhoşluğunda ne yaptığını bilemeyen bir genel başkan var. Özel, zafer sarhoşu ama şunun farkında değil, elde ettiği zaferde hiçbir payı yok. Aslında Türkiye'de bozulmuş olan mutfak dengeleri, emekliler, çiftçiler ve asgari ücretlilerin yaşadığı ekonomik zorluklar CHP'ye artı 10 puan yazdı. Bu yazılan 10 puanda Özgür Özel'in bir puan bile katkısı yok. CHP'yi iki kişi göğüsledi diyebiliriz, onlar da Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'tır. Beklemedikleri yerlerde kazandıkları oylar da o şehirdeki kişilerin başarısıdır. Değişimden dolayı Özgür Özel'in herhangi bir katkısı yoktur. Bilakis sorgulanması gereken yer İzmir'di. Çünkü İzmir'de oy kaybı vardı, ancak Türkiye çapında yaşanan oy kazanımlarından dolayı İzmir sorgulanmadı. Eğer CHP, Türkiye çapında oy kaybı yaşasaydı, o zaman Özgür Özel koltuğu sallantıda olan ve Kemal Kılıçdaroğlu lehinde oy verilen bir kurultaya gidilecekti. TAVIRLARI CHP’YE PUAN KAYBETTİRİR Özgür Özel'in şu ana kadarki genel başkanlığını nasıl değerlendirirsiniz? Özgür Özel'in şunun farkına varması lazım. Kemal Kılıçdaroğlu'nun etrafında kaba bir tabir oluyor ama Türkçesi de bu, bir 'yalaka takımı' vardı. Kılıçdaroğlu'nu havaya sokuyorlardı, o havayla da cumhurbaşkanlığını kazanacağına inandırdılar. Şu anda aynı havayı Özgür Özel'de görüyoruz. Özel'in etrafında bir halka var, bunlar arasında birkaç İzmirli de var. Görünen o ki, Özgür Özel, 2028'deki cumhurbaşkanlığına aday olarak kendini görmeye başladı. Özel, dağları ben yarattım havasında ve ayakları yere basmıyor. Genel başkan oldu ama lider olma yolunda ilerlerken, grup toplantısında yaptığı tavır kendisine çok puan kaybettirir. Çünkü insanlar artık o lisandan ve konuşma tarzından bıktı. Tayyip Bey, zaten yıllarca bu tavırların daha fazlasını yaptı. Eğer Özgür Özel o yolda ilerleyecekse Tayyip Erdoğan'dan ders alması lazım. Ne yazık ki, şu anda çirkin bir talebe konumunda. Eğer CHP önümüzdeki seçimlerde birinci parti olmak istiyorsa, Özgür Özel bu tutumunu değiştirmek zorunda. Yoksa, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş partisindeyken, Kılıçdaroğlu'nun yaptığı hatayı yapıp, kendini cumhurbaşkanlığı koltuğunda görmeye başlarsa, argo tabiriyle söyleyeyim CHP'den bir cacık olmaz. ARTIK LİDER OLDUĞUNUN FARKINA VARMALI Özgür Özel'in şöyle bir silkelenip, daha sakin kafayla “genel başkan seçildiğimden bu yana neler yaptım” diye kendine öz eleştiri yaparsa başka bir genel başkan ve bu başkanlığın getireceği liderlik vasfına kavuşabilir. Bana göre şu anda lider değil, genel başkan. Lider olabilmesi için davranışlarına, sözlerine ve tavırlarına çok dikkat etmesi lazım. Özgür Özel kendini hala grup başkanı olarak görüyor. Mecliste nasıl grup başkanıyken ateşli konuşmalar yapıp, söylemleriyle nasıl gurur duyuyorsa hala kendini aynı konumda zannediyor. Artık o havadan kurtulması gerekiyor. Kendisi CHP'nin grup başkan vekili falan değil artık bir genel başkan. Genel başkanlığın kendisine yüklediği ağırlıkla davranmak zorunda ve o koltuğun verdiği sorumluluğu hissetmesi lazım. Belediyelerin hali ortada, içinde bulundukları borçla başarılı bir çizgi çizmeleri mümkün değil. Bir de üstüne Özgür Özel'in hakaret ve gafları eklenirse yine eski oy oranlarına düşerler.  BELEDİYELERİN İŞİ ÇOK ZOR İzmir belediyelerinde borçlardan dolayı, fazla personel kadrolarından dolayı maaş ödemelerinde sıkıntılar yaşanıyor. Bu konu hakkında yorumunuz nasıl olur? Evet, belediyelerde bir sıkıntı olduğu aşikar. Ancak şunu merak ediyorum; mevcut belediye başkanları görevlerine devam edecek olsa nasıl olacaktı? Burada tasarruf tedbirleriyle birlikte CHP'li belediyelerin işleri artık çok zor... Gelirleri giderlerini karşılamıyor, başta büyükşehir olmak üzere inanılmaz derecede şişirilmiş kadrolara sahipler. Cemil Tugay, Karşıyaka'da yoğurdu kolay yedi ancak büyükşehirde yoğurdu üfleyerek de yiyemiyor. Çünkü arkasında bıraktığı belediyeden daha berbat durumda belediye sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Şimdi burada işçi çıkarma durumlarında sendikalarla sorunlar yaşıyorlar ve “bütün şehri kilitleriz” diyerek karşı çıkıyorlar. Belediye başkanlarının burada radikal karar vermeleri lazım. Şahsen hiç kimsenin işsiz kalmasını istemem. Ama bir de işin normali var. 1 kişinin yapabileceği işe siz 6 kişi aldıysanız bu etiğe sığmaz. Bu durumda belediyelerin iki seçeneği var; Birincisi hizmet ve yatırım anlamında hiçbir şey yapmayıp, sadece temel hizmetleri yaparak günü geçirecekler. Onun dışında kalan para personel maaşına gidecek. İkincisi ise, göreve gelen başkanlar, son 3-5 ayda tamamen siyaseten doldurulmuş kadrolarda operasyonlar yapıp, İzmirliye hizmet ve yatırım getirebilmek için formülünü yaratacaklar. Yoksa şu anki mevcut durumda büyükşehir ve hiçbir ilçe belediyesinin İzmir'e yatırım ve proje yapması mümkün değil. Çünkü belediyenin gelirlerinden fazlası maaşlara gidiyor. Başkanların önündeki tek seçenek; İskender'in kördüğümü kestiği gibi kılıcı vurup, düğümü kesmek olmalı. İzmirli sıkıntı yaşayabilir, grevler olabilir, çöpler toplanmayabilir ama İzmirli yatırım ve hizmet bekliyorsa bu sıkıntılara katlanacak ya da personel maaşları ödenecek hizmet alamayacak. SOYER BÜYÜK KÖTÜLÜK YAPTI Tunç Soyer, hakikaten İzmir'e çok büyük kötülük yaptı. Arkasında bu kadar mayınlar bırakarak bir belediye devredilmez. Cemil Tugay da kendisinden önce CHP'li bir başkan olduğu için gerçekleri toplumla paylaşamıyor. Tugay ya İzmirlilere çıkıp doğruları söyleyecek, “İzmir'de 3-4 ay sıkıntılar yaşanabilir, bunları hep birlikte göğüsleyeceğiz.” diyecek ya da İzmir'in kabuğunu kırıp gelişmesi asla beklenemez. Müsavat Dervişoğlu’nun genel başkanlığında İYİ Parti’nin gelecek dönemini nasıl görüyorsunuz? İYİ Parti hakkında konuşmak istemiyorum. Çünkü merkez sağ olarak kurulan parti, ancak Meral Akşener'in de son dönemlerinde merkez sağdan hızla uzaklaşıp MHP çizgisine doğru giden bir İYİ Parti var. Müsavat Bey'in de geçmişine baktığımızda çok koyu bir ülkücü ve MHP'li bir siyasetçi. Zaten MHP çizgisinde Ümit Özdağ'ın Zafer Partisi var, aynı çizgide olan Sinan Oğanın da tekrar parti kurarak tek çatı altında toplamayı hedeflediği söyleniyor. Tek çatı altında toplansalar bile en fazla yüzde 20'lere gelebilecek bir oy potansiyeli var. Bu kadar bölünmüşlük içinde ne kadarı İYİ Parti’de kalır veya gider onu zaman gösterecek. Anayasa değişikliği tam olarak belli olduğu zaman sadece İYİ Parti için söylemiyorum TBMM çatısı altında birçok milletvekilinin parti değiştirdiğini görebiliriz. TBMM'de anayasa değişikliğinin konuşulmaya başlamasıyla birlikte bambaşka bir tablo ortaya çıkacak.
Ekleme Tarihi: 19 Mayıs 2024 - Pazar
Erol YARAŞ

Özgür Özel, lider olmayı daha beceremedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in çiftçi bir vatandaşı azarlaması kamuoyu gündemine oturdu ve eleştiri oklarının hedefi oldu. Seçim çalışmaları sırasında da bir vatandaşı yine aynı şekilde azarlayan Özel’in bu tavırları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirirken onun yolunda ilerlediği izlenimi yaratıyor. 

Gazeteci Erol Yaraş, Özgür Özel’in neden bir lider olamadığını, CHP’nin kazanmış olduğu başarıda neden katkısı olmadığını değerlendirdi.

Özgür Özel'in parti grubundaki konuşmasında çiftçi bir vatandaşı azarlaması gündeme oturdu. Özel'in tavrını nasıl yorumlarsınız?
Özgür Özel'i Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile karşılaştırdığınız zaman onun da defalarca tavır ve söylemlerinden dolayı birçok haberi yapıldı. Hatta Tayyip Bey, bir çiftçiye “ananı da al git” söyleminde dahi bulunmuştu. Özgür Özel paralelinde olaya baktığımızda, karşımızda zafer sarhoşluğunda ne yaptığını bilemeyen bir genel başkan var. Özel, zafer sarhoşu ama şunun farkında değil, elde ettiği zaferde hiçbir payı yok. Aslında Türkiye'de bozulmuş olan mutfak dengeleri, emekliler, çiftçiler ve asgari ücretlilerin yaşadığı ekonomik zorluklar CHP'ye artı 10 puan yazdı. Bu yazılan 10 puanda Özgür Özel'in bir puan bile katkısı yok. CHP'yi iki kişi göğüsledi diyebiliriz, onlar da Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'tır. Beklemedikleri yerlerde kazandıkları oylar da o şehirdeki kişilerin başarısıdır. Değişimden dolayı Özgür Özel'in herhangi bir katkısı yoktur. Bilakis sorgulanması gereken yer İzmir'di. Çünkü İzmir'de oy kaybı vardı, ancak Türkiye çapında yaşanan oy kazanımlarından dolayı İzmir sorgulanmadı. Eğer CHP, Türkiye çapında oy kaybı yaşasaydı, o zaman Özgür Özel koltuğu sallantıda olan ve Kemal Kılıçdaroğlu lehinde oy verilen bir kurultaya gidilecekti.

TAVIRLARI CHP’YE PUAN KAYBETTİRİR
Özgür Özel'in şu ana kadarki genel başkanlığını nasıl değerlendirirsiniz?

Özgür Özel'in şunun farkına varması lazım. Kemal Kılıçdaroğlu'nun etrafında kaba bir tabir oluyor ama Türkçesi de bu, bir 'yalaka takımı' vardı. Kılıçdaroğlu'nu havaya sokuyorlardı, o havayla da cumhurbaşkanlığını kazanacağına inandırdılar. Şu anda aynı havayı Özgür Özel'de görüyoruz. Özel'in etrafında bir halka var, bunlar arasında birkaç İzmirli de var. Görünen o ki, Özgür Özel, 2028'deki cumhurbaşkanlığına aday olarak kendini görmeye başladı. Özel, dağları ben yarattım havasında ve ayakları yere basmıyor. Genel başkan oldu ama lider olma yolunda ilerlerken, grup toplantısında yaptığı tavır kendisine çok puan kaybettirir. Çünkü insanlar artık o lisandan ve konuşma tarzından bıktı. Tayyip Bey, zaten yıllarca bu tavırların daha fazlasını yaptı. Eğer Özgür Özel o yolda ilerleyecekse Tayyip Erdoğan'dan ders alması lazım. Ne yazık ki, şu anda çirkin bir talebe konumunda. Eğer CHP önümüzdeki seçimlerde birinci parti olmak istiyorsa, Özgür Özel bu tutumunu değiştirmek zorunda. Yoksa, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş partisindeyken, Kılıçdaroğlu'nun yaptığı hatayı yapıp, kendini cumhurbaşkanlığı koltuğunda görmeye başlarsa, argo tabiriyle söyleyeyim CHP'den bir cacık olmaz.

ARTIK LİDER OLDUĞUNUN FARKINA VARMALI
Özgür Özel'in şöyle bir silkelenip, daha sakin kafayla “genel başkan seçildiğimden bu yana neler yaptım” diye kendine öz eleştiri yaparsa başka bir genel başkan ve bu başkanlığın getireceği liderlik vasfına kavuşabilir. Bana göre şu anda lider değil, genel başkan. Lider olabilmesi için davranışlarına, sözlerine ve tavırlarına çok dikkat etmesi lazım. Özgür Özel kendini hala grup başkanı olarak görüyor. Mecliste nasıl grup başkanıyken ateşli konuşmalar yapıp, söylemleriyle nasıl gurur duyuyorsa hala kendini aynı konumda zannediyor. Artık o havadan kurtulması gerekiyor. Kendisi CHP'nin grup başkan vekili falan değil artık bir genel başkan. Genel başkanlığın kendisine yüklediği ağırlıkla davranmak zorunda ve o koltuğun verdiği sorumluluğu hissetmesi lazım. Belediyelerin hali ortada, içinde bulundukları borçla başarılı bir çizgi çizmeleri mümkün değil. Bir de üstüne Özgür Özel'in hakaret ve gafları eklenirse yine eski oy oranlarına düşerler. 

BELEDİYELERİN İŞİ ÇOK ZOR
İzmir belediyelerinde borçlardan dolayı, fazla personel kadrolarından dolayı maaş ödemelerinde sıkıntılar yaşanıyor. Bu konu hakkında yorumunuz nasıl olur?

Evet, belediyelerde bir sıkıntı olduğu aşikar. Ancak şunu merak ediyorum; mevcut belediye başkanları görevlerine devam edecek olsa nasıl olacaktı? Burada tasarruf tedbirleriyle birlikte CHP'li belediyelerin işleri artık çok zor... Gelirleri giderlerini karşılamıyor, başta büyükşehir olmak üzere inanılmaz derecede şişirilmiş kadrolara sahipler. Cemil Tugay, Karşıyaka'da yoğurdu kolay yedi ancak büyükşehirde yoğurdu üfleyerek de yiyemiyor. Çünkü arkasında bıraktığı belediyeden daha berbat durumda belediye sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Şimdi burada işçi çıkarma durumlarında sendikalarla sorunlar yaşıyorlar ve “bütün şehri kilitleriz” diyerek karşı çıkıyorlar. Belediye başkanlarının burada radikal karar vermeleri lazım. Şahsen hiç kimsenin işsiz kalmasını istemem. Ama bir de işin normali var. 1 kişinin yapabileceği işe siz 6 kişi aldıysanız bu etiğe sığmaz. Bu durumda belediyelerin iki seçeneği var; Birincisi hizmet ve yatırım anlamında hiçbir şey yapmayıp, sadece temel hizmetleri yaparak günü geçirecekler. Onun dışında kalan para personel maaşına gidecek. İkincisi ise, göreve gelen başkanlar, son 3-5 ayda tamamen siyaseten doldurulmuş kadrolarda operasyonlar yapıp, İzmirliye hizmet ve yatırım getirebilmek için formülünü yaratacaklar. Yoksa şu anki mevcut durumda büyükşehir ve hiçbir ilçe belediyesinin İzmir'e yatırım ve proje yapması mümkün değil. Çünkü belediyenin gelirlerinden fazlası maaşlara gidiyor. Başkanların önündeki tek seçenek; İskender'in kördüğümü kestiği gibi kılıcı vurup, düğümü kesmek olmalı. İzmirli sıkıntı yaşayabilir, grevler olabilir, çöpler toplanmayabilir ama İzmirli yatırım ve hizmet bekliyorsa bu sıkıntılara katlanacak ya da personel maaşları ödenecek hizmet alamayacak.

SOYER BÜYÜK KÖTÜLÜK YAPTI
Tunç Soyer, hakikaten İzmir'e çok büyük kötülük yaptı. Arkasında bu kadar mayınlar bırakarak bir belediye devredilmez. Cemil Tugay da kendisinden önce CHP'li bir başkan olduğu için gerçekleri toplumla paylaşamıyor. Tugay ya İzmirlilere çıkıp doğruları söyleyecek, “İzmir'de 3-4 ay sıkıntılar yaşanabilir, bunları hep birlikte göğüsleyeceğiz.” diyecek ya da İzmir'in kabuğunu kırıp gelişmesi asla beklenemez.

Müsavat Dervişoğlu’nun genel başkanlığında İYİ Parti’nin gelecek dönemini nasıl görüyorsunuz?
İYİ Parti hakkında konuşmak istemiyorum. Çünkü merkez sağ olarak kurulan parti, ancak Meral Akşener'in de son dönemlerinde merkez sağdan hızla uzaklaşıp MHP çizgisine doğru giden bir İYİ Parti var. Müsavat Bey'in de geçmişine baktığımızda çok koyu bir ülkücü ve MHP'li bir siyasetçi. Zaten MHP çizgisinde Ümit Özdağ'ın Zafer Partisi var, aynı çizgide olan Sinan Oğanın da tekrar parti kurarak tek çatı altında toplamayı hedeflediği söyleniyor. Tek çatı altında toplansalar bile en fazla yüzde 20'lere gelebilecek bir oy potansiyeli var. Bu kadar bölünmüşlük içinde ne kadarı İYİ Parti’de kalır veya gider onu zaman gösterecek.

Anayasa değişikliği tam olarak belli olduğu zaman sadece İYİ Parti için söylemiyorum TBMM çatısı altında birçok milletvekilinin parti değiştirdiğini görebiliriz. TBMM'de anayasa değişikliğinin konuşulmaya başlamasıyla birlikte bambaşka bir tablo ortaya çıkacak.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.