Edebiyat dünyasında bir mühendis: Yağmur Ertekin
Edebiyat dünyasında bir mühendis: Yağmur Ertekin
Halide Edip’ten Ayşe Kulin’e kadar kadın yazarların kaleminden dökülen kelimeleri, adeta bir iğne oyasından çıkmış gibi, insana farkındalığı ince ince işler. Edebiyat dünyasında her geçen gün yeri daha da güçlenen kadın yazarlardan Yağmur Ertekin de, yazdığı kitaplarla, mesajlarını incelikle aktaran kadınlar arasında...
“Ötekileri Görmek” ve “Kaza Geliyorum Der” kitaplarıyla edebiyat dünyasına yeni bir soluk getiren genç yazar Yağmur Ertekin ile sanat yolculuğunu ve bilinmeyenlerini konuştuk. Kitaplarıyla En İyi Çıkış Yapan Yazar Ödülü’nü de kazanan Ertekin, birbirinden ünlü sanatçılarla yaptığı çevrimiçi yayınlar ve senaryo çalışmalarıyla da çok yönlü bir sanatçı görünümü çiziyor. Gelin kendisini yakından tanıyalım;
İlk kitabınızı okuyucuyla buluşturduğunuz 2020 yılıyla başlarsak; yola nasıl çıktınız?
Bana göre edebiyat, duygular ve hayal gücünün bir potada erimesiyle ortaya çıkıyor. Türkiye’nin son 15 yılına baktığımızda insan öyküleri noktasında en çok gündemde olan konulara bir bakın; Afrika’dan Suriye’ye, Irak’tan Afganistan’a kadar dünyanın dört bir yanından mültecilerin geldiği bir ülkeyiz. Bu insanların yurtlarından ayrılıp dilini, kültürünü bilmedikleri bir yerde hayatta kalma çabası, hepimiz için bazen acı, bazen öfke, bazen mutluluk ama çoğu zaman da gözyaşı dolu hikâyeler yarattı. Son 50 yılda dünya üzerindeki en büyük göç adreslerinden biri olmuş bir ülkenin insanları olarak, böyle bir şey yaşanmamış gibi davranabilir miyiz?
Peki nasıl işlediniz bu süreci?
Ben bu yaşananları Ötekileri Görmek isimli kitabımda kadınlar üstünden işledim. Çünkü ne yazık ki kadınlar bu süreçte bırakın fikir hakkına sahip bir birey olmayı, bedenleri üstünde dahi söz sahibi olamayacak noktadaydı. Savunmasız kalmış kadınlar, şiddet ve istismarın en ağır örneklerine maruz kaldılar. Üçüncü sayfa haberi olarak karşımıza çıkan ve bizim gazetelerde yahut haber sitelerinde yalnızca 30 saniyede okuduğumuz olaylar, o insanları ya hayattan etti ya da hayatlarına mâl oldu. Kitabımda da farklı dil ve kültürlerden gelmiş kadınların yaşamlarından kesitleri, en gerçek haliyle toplam 8 öyküde topladım. Yazarken o kadınlarla kurduğum empati benim ruhumda bile derin izler bıraktıysa, bir de o kadınları düşünün…
Aslında bir kadın olarak hemcinsleriniz için farkındalık yarattığınızı düşünebilir miyiz?
Keşke sadece farkındalık olsaydı… Bakmak soyut; görmek somut düşünmektir. Tenin ardındaki canı fark etmektir. Çevremizde kadına şiddet olayı o kadar çok var ki görüyoruz ama bakmıyoruz. Edebiyatta, televizyonda, çocuk yetiştirmede, meydanlarda ve akla gelebilecek her yerde haykırmamız gereken, tercüman olmamız gereken sessiz çığlıklar var.
Edebiyat dünyasında bir mühendis olarak bulunmayı nasıl tanımlamak gerekiyor?
İnşaat mühendisliği mezunuyum ve sonrasında iş sağlığı ve güvenliği alanında uzman olarak çalışmaya başladım. Belki bu durum ikinci kitabımda kendini iyice açığa çıkardı ve Kaza Geliyorum Der isimli kitabımı yazmamı sağladı. Toplum olarak kaderciliğimiz öyle boyutlarda ki; neredeyse barut dolu bir depoya elimizde meşale ile girip “Nasip” diyecek noktadayız. İyi de bu nasip değil ki! Kaza dediğimiz şey, çoğu zaman tedbirsizliklerimizden kaynaklanıyor. Cehalet, para hırsı, umursamazlık, gelecekten beklentiyi kaybetmiş olmak gibi sebepler üst üste eklenince, insan hayatı ne yazık ki bir varmış bir yokmuş denecek kadar basit bir noktaya indirgeniyor. İşte bu kaderciliğe karşı kaza denen olgunun her zaman için bir yazgı olmadığını göstermek istedim. En kötüsü de şu ki “kader” algısını körükledikçe, birilerinin can verdiği, birilerinin para kazandığı bir düzenin değirmenine su taşıyoruz.
Kitaplarınızın yanında bir de birbirinden ünlü isimlerle yaptığınız yayınlarınız var değil mi?
Kerem Görsev, Kıraç, Aydilge, Elif Karlı, Yönetmen Murat Şeker, Eylem Kaftan, Nermin Bezmen, Irmak Zileli, tiyatro sanatçısı Çiğdem Tunç, Nebil Özgentürk, Seda Akgül, Zahide Yetiş, Uğur Önver, Doç. Dr. Yavuz Dizdar, psikiyatrist İbrahim Bilgen, AKUT kurucusu Nasuh Mahruki, Ömür Gedik gibi isimlerle yaptıkları işler ve başarıları hakkında konuşuyoruz. İnsanlar doğru örnek olabilecek kişilerin hikâyelerini, yaşadıkları zorlukları gördükçe başarının aslında altın tepside sunulmadığını görmüş oluyor.
Bildiğimiz kadarıyla tiyatroyla da ilgilisiniz…
Yolu kalemden ve anlatmaktan geçen her sanat dalının bir yerde kesiştiğini düşünüyorum. Kaza Geliyorum Der isimli kitabımı tiyatroya da uyarladık. Eyvah Evde Kalıyorum isimli bir senaryo çalışmam var. Romantik komedi türündeki bu senaryomun sinema filmi olması için çalışmalarımı sürdürüyorum.