Lozan Antlaşması tek başına zaferdir

BEN HABER/

Doktora tezini kapitülasyonlar üzerine yapmış biri olarak; Lozan'ın tek maddesi olsa ve o da kapitülasyonların kaldırılması olsun sadece bu bile tek başına Lozan’ı ZAFER yapar. Bu saptamamın havada kalmaması için bir örnek.

Siz hiç "cehennem zebanisi" gördünüz mü? Sanmıyorum... Ama ben II. Meşrutiyet döneminde bir karikatürde gördüm. Fesli bir Osmanlının eli kolu zincirle bağlanmış ve yabancı askerler karşında yumruk atmakta. Osmanlı askerinin, yumruklara engel olamadığı gibi karşı saldırıda da bulunamamasının tek sebebi zincirlerin üzerinde "kapitülasyon" yazılıydı. Kapitülasyona cehennem zebanisi deniliyordu. İşte bu nedenle tek başına kapitülasyonların kaldırılması bile Lozan'ı ZAFER yapar.

Kapitülasyonlar başlangıçta karşılıklı olduğu için ticarette işe yaramıştı. Ancak zamanla zihnen, ekonomik ve teknolojik olarak geride kalan Osmanlıda, kapitülasyonlar zarar vermeye başlamıştı. Azınlıklarımız da bir gecede yabancı tebaaya geçerek bunlardan yararlanmaya başlamıştı.

Osmanlı kapitülasyonu verirken; Hz. Muhammed'in Medine Sözleşmesindeki Yahudilere verdiği ayrıcalıkları temel alarak izin vermişti. Ayrıca Kapitülasyonlar sadece ekonomik bilinir. Oysa adli ve kültürel kapitülasyonlar da vardır. Yabancılar ve yabancı tebaaya geçen azınlıklar, Osmanlı mahkemelerinde yargılanamaz ve suçüstü bile yapılsa tabii olduğu devletin elçiliği ve konsolosluğundan birisi olmadıkça tutuklanamazdı. Hatta hapishanelerimize atılamadığı için konsolosluklarda mahkeme ve zindanlar oluşmuştu. Bu sistem; Osmanlı'da dini noktadan çokhukukluluğu yaratmış ve hukuk birliğini bozduğu için de devletlerin içişlerimize karışmasına ve yıkılışa giden nedenlerden biri olmuştur.

Bu yapının zararını ilk görenler İttihatçılar idi ve 1917 Aile Hukuku Kararnamesi ile ülkedeki tüm din adamlarının elinden yargı yetkisini almıştı. Buna en çok da Müslüman ve Hristiyan din adamları tepki göstermişti. Nihayet 1919 başında D. Ferit hükümeti bunu kaldırmıştı. Aslında Aile Hukuk Kararnamesi, İttihatçıların savaş sürecinde 9 Eylül 1914'te kapitülasyonları tek taraflı kaldırıp, her anlamda bağımsız bir devlet yaratma çabalarının son örneği idi. Ancak içten siyasal İslamcılar, dışardan da azınlıkların destekçileri devletler buna engel oldu. Ekonomik kapitülasyon ile ülkede yabancı postahane, şirket, fabrika, itfaiye örgütleri dolarken devlet gümrük vergisini tek başına koyamayacak ve koyarsa da gelirleri en düşük oranda alabilecek hale gelmişti.

Bir diğer kapitülasyon da kültürel olanlardı. Verilen imtiyaz ile yabancı okullar, kiliseler arttığı gibi bu okul ve kurumlarda Türk bayrağı yerine kendi bayraklarını asmışlar, okullarda Türk düşmanlığı ve etnik milliyetçilik içeren müfredatla gayrimüslimlerimizi kışkırtmışlardır.

SON SÖZ;
İttihatçıların 1914'te tek taraflı olarak kaldırdığı ve yerine de konulanlarla bu konuda bir devrime gittikleri kapitülasyonlar; İtilaf Devletleri'nin baskısıyla tekrar yürürlüğe konulmuş ve ancak Lozan sayesinde kaldırılmış, Atatürk devrimleriyle de sonuçlandırılmıştır. Artık her bağımsız devlette olduğu gibi Gümrük vergisi yükseltilmiş, yabancı okullar devlete bağlanmış, yabancı kurumlar, şirket ve fabrikalar vergi verir hale getirilmiş, Medeni Kanun sayesinde tek hukuk yapısı getirilmiş ve yabancılar Türk mahkemelerinde yargılanmaya başlanmıştı.

Atatürk önderliğindeki yeni devlet; sadece ilk zamanlarda iyi niyetle dine dayalı olarak verdiği bu imtiyazlarla, yabancılara mahkûm hale gelen eski devletin bu yapısı yerine, artık tam egemen, bağımsız bir yapı kurmuş ve halkına da eski güvenini, onurunu geri vermiştir. Yapılan din düşmanlığı veya dini ortadan kaldırma değil; sadece devletin sorgulanamadığı için dine dayalı olarak başlayan ama devleti-halkı zora sokan devlet yapısını, gelişmiş tüm dünya devletleri gibi laik yapıya ulaştırmasıdır. DİN devlete egemen olma yerine halka bırakılmıştır.