İYİ Parti İl Başkanı Bezircilioğlu: İzmir'de birinci parti olacağız

ÇİĞDEM ÖZEN / BEN HABER

“Teşkilatların emrindeyim” diyen Bezircilioğlu, kongre sürecinden sonraki İzmir hedeflerini, kendisi hakkında iddia edilen 'sermayenin adamı” söylemlerini, İzmir'de İYİ Parti nerede, nereye doğru yol alıyor?

Önce nasıl bir kongre yaşadınız, oy olarak beklenetinizi karşıladı mı? 
Kongre süreci çok güzel geçti. İlçelerimizde sıkı bir istişare halinde olduk, ziyaretler yaptık. Teşkilatlarımızın bizi daha yakından tanımasını, bizim de teşkilatlarımızı daha yakından tanımamızı, ilçe bazında parti içi yaşadıkları sorunlara vakıf olduk. Kongre dönemini çok verimli bir dönem olarak algılıyorum ve kendi adıma da çok fazla katkı sağladığını düşünüyorum. Notlarımı aldım, inşallah bu önümüzdeki dönemde de bu sorunlara çare olmak için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Sıkıntıları aşacağız, yaraları sarmaya çalışacağız. Kongre çok güzel bir ortamda geçti. Değerli büyüklerimiz, milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız pek çok misafirimiz oldu. Tüm Türkiye'nin gözünün olduğu bir kongre olduğunu düşünüyorum. İYİ Parti, büyüyen yükselen, İzmir'de ve Türkiye'de birinci parti olma iddiasını ortaya koyan bir parti. Böyle bir partide tatlı bir rekabet güzeldir. Ülkü kardeşimizle beraber, 2 aday olarak kaldıktan sonra güzel bir noktaya geldi. Beklediğimiz sonucu da aldık. 

Oy farkı hakkında ne düşünüyorsunuz? Seçimlere adaylığını koyduğunuz oyla, aldığınız neticeyi orantılı mı görüyorsunuz? 
Ben hiçbir zaman oy hesabı yapmadım. Rahmetli Demirel'in bir lafı var; “Sandıktan ne çıkar demişler. O da seçim günü sandığa ne girdiyse o çıkar” demiş. Sandık, ne diyorsa çıkana saygı duymak lazım. 

“İYİ PARTİ VE İZMİR ÇOK GÜZEL İŞLER YAPACAK”

Kongreyi artık geride bıraktık. Önümüzde 4-5 ay sonra çok hayati bir seçim var ve kısa sürede de il başkanı olarak böyle bir seçimi göğüsleyeceksiniz. Öncelikle şunu sorayım, İYİ Parti olarak İzmir'deki yapıya baktığınız zaman nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Öncelikle kongre pazar akşamı saat beşte sandıklar kapandı. 18.30'da da neticeler açıklandı ve süreç bizim için tamamlanmıştır. Artık o defter kapanmıştır dediğiniz gibi önümüze bakmamız icap etmektedir. Önümüzde çok ciddi bir seçim var. Derlenip toplanıp, teşkilatlarımızla beraber dün de basın toplantımızda dediğimiz gibi bu parti içindeki dinamizmi bozmadan daha da arttırarak sahaya yansıtıp, seçimlerde birinci parti olma hedefini ortaya koyacağız. Ben şöyle düşünüyorum. İzmir 81 vilayetin içinde İYİ Parti yapısının, dünya görüşünün, zihniyetinin yaşayabilmesi, büyümesi, palazlanması noktasında en uygun siyasi atmosferin olduğu ildir. İYİ Parti'nin en kolay, en rahat, kendini en iyi ifade edebileceği ve başarıya ulaşacağı bir il olarak görüyorum. Bu da hem ilimiz adına hem İYİ Partimiz adına bir avantaj. Yeni bir il başkanı olarak tabii ki görevim kolay değil. Gelir gelmez hemen 100-120 gün içinde seçimler olacak ama seçimlere de en güzel şekilde hazırlanıp, teşkilatımızı ve motivasyonumuzu bozmadan, birlik beraberlikle, hep sahada olarak mücadelemizi vereceğiz. Ama dediğim gibi İzmir'in İYİ Parti için, İYİ Parti'nin İzmir için çok büyük avantajlar içerdiğini düşünüyorum. Bu ikili çok güzel işler yapacak.

Saha araştırması yaptırıyor musunuz? İYİ Parti'nin İzmir'deki oy oranı anlamında elinizde bir bilgi var mı? 
Tabii ki, parti olarak ortaya koyduğumuz hedefimiz; 9 milletvekili ve akabinde de inşallah Büyükşehir Belediyesi ve belediye başkanlıkları almak. Ben, mühendis kökenliyim, matematik adamıyım, hesap kitap adamıyım. Şu anda yapmış olduğumuz araştırmalara göre, İYİ Parti %19-20 bandını aşıp İzmir'de % 20'nin üzerinde bir performans sergileyecek yola doğru gidiyor. Tabii ki koyduğumuz hedeflerle alacağımız oy oranının da birbirini tutması gerekiyor. Biz, seçimlere doğru dinamik kadroyla, teşkilatlarımızla sahada güzel şekilde anlatarak, yansıtarak bu oranı artıracağımızı düşünüyorum. Seçimlerde İzmir'de partimiz adına başarılı bir sonuç bekliyorum. 

“İZMİR'DE BİRİNCİ PARTİ OLACAĞIZ”

İzmir'de hep bir söylem vardır. Özellikle İYİ Parti'nin seçimlere gireceği belli olduğu zaman “İzmir'de oyları bölmeyelim” gibi bir gerekçeyle Cumhuriyet Halk Partisi farklı bir strateji izledi. Şimdi bu seçimlerde de böyle bir strateji ile karşı karşıya kalırsanız, ne türde bir çalışma yapacaksınız? Basın toplantısında söylediğiniz geçmişte Osman Kibar, Burhan Özfatura dönemi gibi, İzmir hep merkez sağ çizgisinde bir siyaset benimsemiş bir şehirdi. “Oyları bölmeyelim”e karşı nasıl bir söylem geliştireceksiniz? 
Şimdi bunu 2 boyutlu ayırmak gerekiyor. Biliyorsunuz bir ittifak içerisindeyiz. 6 parti bir araya geldik ve önümüzde yüzyılın seçimi için, bu ülkenin geleceği, selameti için beraber hareket etme kararı aldık. Cumhurbaşkanlığı seçiminde tabii ki altılı masanın çıkaracağı tek bir aday olacak ve “oyları bölmeyelim” noktasında hep beraber bir arada olacağız. Bu durum cumhurbaşkanlığı için onun altını çizmek istiyorum. 

Amma velakin milletvekilliği genel seçimlerinde zaten vereceğimiz oylar, ittifaka da yansıyacağı için her partinin, partilinin tabanında partisinin gücünü ortaya koyması adına kendi partisine oy vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bu seçimde alacağımız sonuçlarla Allah'ın izniyle İzmir'de birinci parti olduğumuzda, “Herhangi bir oy bölünmesi olmasın” diyecek bir söylem geliştirilirse bu da zaten bütün oyların İYİ Parti'de toplanması gerektiği anlamını çıkarıyor. İnsanların demokratik seçme anlayışına, siyasi iradesine ipotek koymadan her vatandaşımızın gönül verdiği, dünya görüşüne uyan partiye oy vermesi bizim için esastır.

“HERHANGİ BİR SERMAYENİN ODAĞI OLMADIM”

İzmir'de sizinle ilgili bir iddiayı gündeme getirmek istiyorum. Şöyle bir söylem var; “Herhangi bir parti iktidara doğru gitmeye başladığı zaman belli sermaye grupları o kişiyi destekler ve o kişinin etrafında toplanır”. Sizi bir anlamda sermayenin adayı gibi gösterme çalışması mı var? Siz yola çıkarken herhangi bir şekilde böyle bir grupla mı hareket ediyorsunuz?
Çok güzel bir soru, teşekkür ederim. Ben de size şöyle bir yorumda bulunayım, eğer ben herhangi bir sermayenin herhangi bir odağın herhangi bir gücün adayı olsaydım, bugün karşınıza il başkanı olarak çıkamazdım. Çünkü bizim feraseti yüksek, bilinci yüksek delegemiz, benim teşkilatın içinden geldiğimi, teşkilatın teveccühüyle ve teşvikiyle il başkanı adayı olduğumu çok iyi biliyor. Ben teşkilatın içinden gelen biri olarak, 5 yıldır bu partinin içindeyim. İlk günden beri “İyilik Hareketi”nin içindeyim., partinin bir neferiyim, öz evladıyım. Tekrar söylüyorum, herhangi bir güç odağının ya da sermayenin adayı olmuş olsaydım, zaten il başkanı olma şansım yoktu. Dışarıdan herhangi tek bir güç odağının, sermayenin şunun bunun adayı olma imkanımız da yok. Mümkünatı da yok, dediğim gibi seçilme şansımız da yok.

Siz adaylığınızı açıkladığınızda ilk defa Millet İttifakı'nın bir ortağı il başkanı adayı olarak Türkiye'de duyulmamış bir söylemde bulundunuz. O da “Biz yerel seçimlerde İzmir'de hem büyükşehire hem de minimum 20 ilçeye talibiz” dediğinizde bu size CHP'den tepki olarak geri döndü mü?  
İttifak ortaklarımızı üzecek ya da rencide edecek bir ifade, yaklaşım içinde hiçbir zaman olmayız. Biz, raydan çıkmış ülkenin rayına sokulması için 100 yıl önceki bizi biz yapan değerleri, kurucu değerlerimizi, fabrika ayarlarımızı tekrar tesis edebilmek, iktidarı siyasetten emekli edebilmek için beraber bir ittifak kurduk ve yürüyoruz. Seçimlerle ilgili de ittifakımızda herhangi bir sorun ya da çatlak yok, beraber yürüyeceğiz. Söylediğim tek şey, partimizin oy oranı ki bu da ittifak havuzuna katkı koyan bir oy oranı olacak. Amacımız parti oy oranını arttırıp, milletvekili sayımızı arttırmak ki bu da ittifaka katkı koymaktır, ittifakla beraber inşallah cumhurbaşkanı adayımızı seçtirmek ve Türkiye'nin, halkımızın, milletimizin makus talihini yenmesini sağlamaktır. 

Öte yandan, belediye ya da yerel yönetimlerle ilgili yapmış olduğum açıklamadan kimsenin rahatsız olacağını düşünmüyorum. Sonuçta her parti iddialıdır. Ben İYİ Parti İl Başkanı olarak, partimizin iddiasını ortaya koymak durumundayım. Biz yerelde ittifak dahi olsak yine bu hedefimizden vazgeçmeyeceğiz. İYİ Partililerin de böyle iddialı bir söylemden dolayı motive olmaları ve gurur duymaları gerektiğine inanıyorum. Çünkü İYİ Parti'nin olduğu yerde iddia vardır. Biz de bu iddiayı her zaman dile getireceğiz. Her zaman söyleyeceğiz, her zaman da çıtamızı yükselteceğiz. 

“TEŞKİLATLARIMIZDA DONANIMLI KADROLARIMIZ MEVCUT”

Adaylık açıklamasından sonra ilçe teşkilatlarını dolaştınız, bu iddianız teşkilatlardan gelen dönüşlerden dolayı mı?
İlçe teşkilatlarını dolaşmadan ilk yaptığım basın toplantısında bu hedefi ortaya koymuştum. Ama şundan dolayı da çok mutluyum. İlçelerimizi ziyaretimde benim ortaya koymuş olduğum hedef, teşkilatlarımızda çok büyük bir heyecana neden olmuş ve her gittiğim ilçede de “Başkanım artık İYİ belediyecilikle ilçemizi tanıştırmak istiyoruz. İthal aday istemiyoruz, teşkilatlarımızda çok kaliteli belediye başkan adayları ve belediye meclis üyesi adayı olabilecek arkadaşlar var” diye bana söylemlerde bulundular. Ben de ilçe ziyaretlerinde gördüm ki; İYİ Parti İzmir Teşkilatları'nın insan kaynakları, havuzu çok kaliteli, çok güzel, çok yoğun. Bir kez daha anladım ki İzmir'i yönetebilecek kadroları kendi bünyemizde oluşturmuşuz, barındırıyoruz. İnşallah güzel işler yapacak kadroları da 2024 seçimlerine teşkilatlarımızın içinden hazırlayacağımızı da gördük. Bu da bana, çok büyük bir motivasyon ve gurur verdi. Bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Aslında benim ortaya koyduğum hedeflerle teşkilatın beklentileri birebir tutmuş, bundan da ayrıca çok mutlu oldum.

Mazbata törenize bütün ilçe teşkilatları gelerek yanınızda yer aldılar mı?
Bütün teşkilat başkanlarımızı tek tek aradım, davet ettim. Hepsi mazbata alma törenine geldiler. Sadeces ağlık sorunu nedeniyle gelemeyen bir kişi oldu. Hepsi oradaydı, mazbata töreninde beni yalnız bırakmadılar, kendilerine teşekkür ediyorum.