Bahçeli: Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız
MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, küresel statükonun sarsıldığını, uluslararası sistemin sancılı, insan hak ve özgürlüklerinin zifiri karanlıkta olduğu bir dönemden geçildiğini belirterek, "Avrupa'da artan siyasi belirsizlikler ve ABD başkanlık seçim sonuçları münasebetiyle gün yüzüne çıkan kaygılı bekleyişler fazlasıyla dikkat çekicidir. Almanya'da 3 ortaklı koalisyon hükümetinin dağılması, erken seçim şartlarını doğurmuştur. Ekonomik, ticari, siyasi ve diplomatik kutuplaşmaların, yumuşama yerine daha da katılaşacağı bir dönemin kapıları açılmıştır. ABD'de yapılan başkanlık seçimi, bu seçimde ikinci defa seçilen ve 20 Ocak 2025 tarihinde görevi devralacak olan Trump'ın ne yapacağı, nasıl bir politika takip edeceği elbette günlerdir tartışmaların ağırlık merkezindedir. Bir defa şunu ifade etmem lazımdır ki Türkiye'de bazı çevrelerin fil ile eşek arasına sıkışıp kalmaları, Trump'ın seçilmesinden dolayı karalar bağlamaları, Kamala Harris'in kaybedişinden dolayı neredeyse yas tutacak noktaya gelmeleri, akılla ve mantıkla izah edilemeyecek garabettir. ABD'deki Demokratların ve Cumhuriyetçilerin holiganlaşmış taraftarlarına, ülkemizde de tesadüf etmek utanç duyulacak bir köksüzlüktür. Biden'ın, içimizdeki sömürgeleşmiş iş birlikçileriyle dayanışma halinde Sayın Cumhurbaşkanımızı seçimle değiştirip devirme planları, şimdi tuzla buz olmuştur. Şu Allah'ın işine bakınız ki değişen ve devrilen, akli melekelerinin dahi kendisini terk ettiği Biden'dan başkası değildir. Düşmez kalkmaz bir Allah'tır, düşüp de kalkamayan Biden ve Harris'tir. Biz ABD'deki seçime Türkiye merkezli bakıyoruz. Kimin kazanıp kaybettiğinden daha çok ABD-Türkiye ilişkilerinin nasıl bir boyut ve içerik alacağıyla ilgili analiz ve değerlendirme yapıyoruz. Türkiye ile ABD arasında 2'nci Dünya Savaşı sonrasına tekabül eden yakın ve yoğun diyaloglar manzumesinde yepyeni ve temiz bir sayfa açılmalıdır. Husumeti körükleyen, huşuneti köpürten ekonomik ve politik engellemelerin demokrasi ahlakıyla, aklıselimle ve egemenlik haklarıyla bağdaşmayacağı ortadadır" ifadelerini kullandı.
'GELECEK NESİLLERİN HESABINDAYIZ'
'Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın, huzurun yüzyılı olacağını, buna inandıklarını, bu hedefe ulaşmak için çalışıp, mücadele ettiklerini aktaran Bahçeli, "Önümüzdeki süreçte ülkemizin terör kamburundan kurtulması muhtemel değil, muhakkak bir akıbettir. Terör ve bölücülük sorunuyla daha fazla yaşamamız, böylesi bir kanlı külfete daha çok katlanmamız imkansızdır. Bölücü terör örgütü PKK için son yaklaşmıştır. Hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır. Terör örgütünü kaynağında imha etmek, bölücülüğün yuvalandığı siyasi ve sivil toplum kolonlarını kesmek milli beka meselesidir. Hem siyaset alanında boy gösterip hem de silahlı teröristlere sırt dayamak başı ezilmesi gereken gayrimeşru ve gayri hukuki menfur bir çelişkidir. Bu vahim çelişkinin yörüngesine sabitlenip hıyaneti gerekçelendirmeye, hatta demokrasi ve milli irade kavramlarını silah gibi kullanmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Silah varsa siyaset yoktur, ihanet varsa demokrasi yoktur. Şiddet varsa sevgi ve barış dili kupkurudur. MHP, siyasetteki tutarlılık ve ahlaki çizgisinden kopmadan, dün söylediklerini bugün tekzip edecek zaaf emaresi göstermeden, milli birlik ve kardeşliğin müdafaasından yanadır. Bize akıldanelik yapanlar, ileri geri konuşanlar, har vurup harman savuranlar, tantanayla oyalananların; her şeyden önce fırsatçı kurnazlığıyla ve istismar yamyamlığıyla sonuç alamayacakları, sıtma ile ölüm arasında bir seçeneğe zorlamalarının beyhude bir çırpınış olduğunu idrak etmeleri bizatihi önerimdir. Bizim Ülkücülüğümüzü sorgulamaya, vatanseverliğimizi tartıya çıkarmaya cüret ve teşebbüs eden yeni yetme siyaset döneklerine, kalbimizdeki dava ve vatan aşkının bir günlük sadakasını versek alayına ömürleri boyunca yetecektir. Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız" diye konuştu.
Utanıp, sıkılacak ve mahcubiyet duyulacak bir açıkları olmadığını belirten Bahçeli, "Biz gelecek seçimlerin hesabını değil, gelecek nesillerin ve geleceğin süper güç Türkiye'sinin hedef ve hesabındayız. Geçmişte çekilen acıların ve akan gözyaşlarının geleceği perdelemesine tahammül edemeyiz. Torunlarımızın, aynı felaketlere muhatap olmasını asla, kata, bihakkın istemiyoruz. Günü kurtarmanın değil, geleceği kurmanın ve kurgulamanın istikametinde sağlam adımlarla ilerlemenin samimi düşüncesindeyiz. Ülkücü olmanın, Ülkücü yaşamanın, hayata da Ülkücü olarak gözlerimizi kapamanın sırrını ve esasını bu kapsamda tarif ve telakki ediyoruz. Ülküyle yanıp tutuşan dava neferlerinin konforlu alanlara tenezzülden ziyade, risk alarak, mihnetleri atlatarak, saldırıları aşarak Türk milletine ve Türkiye'ye fani hayatlarını bir siyaset ve düşünce mihverinde adamalarının şeref kadar değerli olduğunun farkındayız. 'Oyumuz artıyormuş, oyumuz azalıyormuş' arkadaşlar, aziz milletim; vatan tehdit altındayken, milli güvenlik duvarlarımız hain akınlarla sallanıyorken, oy ve seçim endişesiyle başımızı kuma gömmek, bizim kitabımızda yazmayan alçalma ve aşağılanma halidir. Böyle bir şeyi de tamamen reddediyoruz" açıklamasında bulundu.
'SONUNA KADAR İNANÇLIYIZ'
Terörün bitmesinin milli bir ülkü olduğunu söyleyen Bahçeli, devamında şunları söyledi:
"Bu ülkü, siyasi namus simgemizdir. Kürt kardeşlerimizle kucaklaşarak milli birlik ve kardeşlik hukukunu Türkiye'nin düşmeyecek kudret ve kuvvet mevzii haline getirmek geleceğe ve geçmişe sadakat nişanemizdir. Kara kampanya mucitlerinin hepsi sorunlardan beslenmektedir. Kronik sorunları çözmek amacıyla dik duruşla ve delikanlıca er meydanına çıkacak Cumhur İttifakı'ndan başkası yoktur, olması da ham bir hayaldir. Değil elimizi, gövdemizi dahi sıra dağların altına sere serpe yatırmaya hazırız, kararlıyız ve sonuna kadar da inançlıyız. Siyasi ganimet avına heveslenerek, rehavet anımızı ve yumuşak karnımızı kollayıp, bunun üzerinden siyaset yapan zübüklere ve ziyana düşmüş siyasetin zillet simalarına Türk milleti en etkili cevabı mutlaka verecektir. Biz 'Ne mutlu Türküm diyene' sözünü haykırırken, enternasyonal marşı söyleyen, orak-çekiçli gelecek tasarlayan, PKK'nın, DEM ve seleflerinin kayığına binen martaval siyasetçilerin, yakamızdan ve yarınlarımızdan tarla kongreleriyle düşen maskaraların mücadelemizi kundaklamasına, kararlılığımızı köreltmesine müsaade etmeyeceğiz. Akıl doğruyu gösterirken, iyi ve kötüyü ayıran gönüldür. Aklımızla, imanımızla, irfanımızla, gönlümüzle Türklüğün, Türkiye'nin ve Türk milletinin yıkılmaz son kalesiyiz, teslim alınamaz son cephesiyiz. Terör bitecek, bölücülük tasfiye edilecektir. Gayemiz ve gayretimiz buna yöneliktir."
'ŞİFRELİ ÖZRÜ, KABAHATLERİNDEN BÜYÜK'
Bahçeli, CHP'li belediyelerin müzikli eğlence ve konser şölenlerine, hazine kaynaklarını astronomik şekilde peşkeş çektiğini söyleyerek, "Sıra vatandaşlarımıza gelince bir tas çorba ile bir tabak pilavı reva görmeleri maskeleri düşüren kepazeliktir. Neymiş, bir sanatçıya ödenen para 69 milyon lira değil de 45 milyon liraymış. Bu kafa normal bir kafa değildir. Bu tevil hamulesini kaldırmaya kimsenin takati de yetmeyecektir. Suçluların telaşıyla kıvrananların şifreli özrü, kabahatlerinden büyüktür. Haydi halkımızdan utanmadınız; be hey densizler, be hey sonradan görmeler, Allah'tan da mı korkmadınız? Belediye başkanlarının işi gücü bırakıp bugünden cumhurbaşkanı adaylığına soyunmaları, anketlerin palavralarıyla caka satmaları, en başta İstanbul ve Ankara'ya nankörlük, kendi adlarına da namertliktir. Ziya Paşa'nın dediği gibi; 'Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.' Lafları boş, siyasetleri kof, karınları tok, eserleri yoktur. Milletimiz bu yeteneksiz, iş bilmez, adap bilmez, vefa bilmez kifayetsiz muhterislere muhtaç ve mecbur olamaz, olmamalıdır" ifadelerini kullandı.
'MESLEĞİ BIRAK'
Devlet Bahçeli, grup toplantısı sonrası Meclis koridorunda bir gazetecinin, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çözüm sürecine ilişkin bir görüş ayrılığınız var mı' sorusuna tepki göstererek, "Basın mensubu kardeşim; Türkiye'yi tahrik edici, yanlış bilgiler ile ayrımcılığı körükleyici davranışlardan vazgeçin. Geçemiyorsan mesleği bırak" dedi.