Herkes doğru zannederek uyguluyor!
OKSİJENLİ SU VE TENTÜRDİYOT KULLANMAYIN
Yarayı temizlemek için kullanılan alkol ve tentürdiyot gibi malzemeler sadece mikroplara değil, yaranın iyileşmesi için gerekli hücrelere de zarar veriyor. Alkol içerikli maddeler, yara bölgesini tahriş ederek alerjik rahatsızlıklara neden olabiliyor. Düşme ya da kesme gibi nedenlerle oluşan yaralarda temiz su ve sabunla yıkayıp, temiz bir bezle örtmek genellikle yeterli oluyor.
KAŞINAN YARA ENFEKSİYON KAPMIŞ OLABİLİR
Halk arasında yaraların kaşınmaya başladığı zaman iyileştiği yönünde bir inanış bulunuyor. Aslında yara iyileşmesinin belirtilerinden birisinin de kaşıntı olduğu gerçek. Ancak yara yerinde kaşıntı ve rahatsızlık hissi ilaç alerjisini, tahrişi, hatta enfeksiyon başlangıcını dahi işaret edebiliyor. Bu yüzden yaranın çok yakından takip edilmesi gerekiyor. Yara kenarlarında artan kızarıklık, küçük su toplamaları, yanma ya da iltihap benzeri oluşumların görülmesi durumunda vakit kaybedilmeden doktora başvurulmalı.
YARAYI AÇIK BIRAKMAK HIZLI İYİLEŞTİRMEZ
Yaraların açık bırakıldığı zaman daha çabuk iyileştiği doğru değil. Yara iyileşmesi için oksijen gerektiği doğru. Ancak yaranın hızla iyileşmesi için kuru değil nemli bir ortam gerekli. Kurumuş bir yarada iyileşme beklemek yanlış. Yaranın kuruması sonucu oluşan kabuk aslında yaranın gerçek anlamda iyileşmesini de geciktiriyor.
KÜÇÜK YARALARI KENDİ HALİNE BIRAKMAYIN
Küçük yaraların kendi kendine iyileşebileceği ve tedaviye gerek olmadığı düşüncesi son derece yanlış ve tehlikeli. Buradan vücuda giren mikroplar çok daha büyük yaralara neden olabilecek enfeksiyonlar yaratabiliyor. Özellikle diyabet gibi rahatsızlıkları olan kişiler en ufak sıyrığı bile önemsemeli. Yara iyice temizlendikten sonra en azından bir yara bandı ile kapatılmalı ve takip eden bir hafta boyunca enfeksiyon olup olmadığı kontrol edilmeli.