Kılıçdaroğlu: Ciddi bir koordinasyon eksikliği var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’a gelerek depremde yıkılan merkez Yenişehir ilçesi Elazığ Caddesi'nde altı iş merkezi olan binada hayatını kaybeden Karan Akcan (45) Deniz Akcan (36) ile kızları Azra Roza (9) ve Lisa’nın (3) taziyesine katıldı. Merkez Bağlar ilçesindeki Bahattin Demircan Barman Taziye Evi’nde kurulan taziyeyi ziyaret eden Kılıçdaroğlu, hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. Kılıçdaroğlu'na CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ile CHP'li milletvekilleri eşlik etti. 

'BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ DEPREMZEDELERİN EMRİNDE'

Yaptığı incelemelerin ardından Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nı (DTSO) ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu’nu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya ve kentteki sivil toplum örgütleri, sendika ve meslek örgütlerinin temsilcileri karşıladı. Burada yaptığı konuşmasında koordinasyonun önemine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Büyükşehir belediye başkanlarımız Türkiye’nin, bütün depremzedelerin emrinde. Ellerinden gelen bütün çabaları gösteriyorlar. Var olan bir talep kendilerine ulaştığı zaman o talebi süratle yerine getiriyorlar. Hiçbir ayrımcılık yapmıyoruz. Zaten bizim felsefemiz, kültürümüzde böyle bir şey yoktur. Biz ihtiyaç duyan her vatandaşa koşarız. Onun ihtiyaçlarını gidermeye çalışırız. 84 sivil toplum örgütünün, meslek kuruluşunun, sendikanın bir arada olması, ortak hareket etmesi, en azından yaşanan felaketin daha sağlıklı koordine edilmesi açısından son derece önemli. Felaketlerde önemli olan koordinasyondur. Eşgüdümü sağladığınız zaman kimin, neyi yapacağı, kimin hangi adımı atacağı, hangi sorumluluğu yükleneceği koordinasyon içerisinde belli olur. Soruna çok hızlı müdahale edilir ve sorun çözülmüş olur. Bugün Türkiye’nin karşılaştığı temel sorun, evet büyük bir felaket yaşadığımız, ben de biliyorum, hepimiz biliyoruz, tanığınız ama işleyen sağlıklı bir koordinasyon olmadığı için ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Gezdiğim, gördüğüm tablo, Malatya’dan geliyorum, kış şartlarında insanların öncelikle çadır arayışına girdikleri, çünkü kalacakları bir yer yok. Diyarbakır’da benim ayrıca gördüğüm, düğün evlerinin, sosyal mekanların depremzedelere ayrılmış olması, onlara sıcak bir yuva sağlanmış gibi görünüyor. Ayrıca yeme, içme gibi ihtiyaçların da burada karşılandığını görüyoruz. Bu da beni son derece memnun etti" dedi.

'TÜRKİYE BÜYÜK VE GÜÇLÜ BİR ÜLKE'

Türkiye’nin kendi yaralarını sarabilecek kapasitede olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Diyarbakır’ın kendi içinde iş dünyası ile böylesine güzel bir birliği yaşaması, umarım pek çok yerde de benzer çabaların gösterilmesine yol açar. Benim gördüğüm, benzer yerlerde de ticaret ve sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları, esnaf odaları da gerçekten önemli çabalar harcıyorlar. En azından yaşanan sorunu gidermek için ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Şunu ifade etmek isterim; asla umutsuz olmamalıyız. Türkiye, büyük ve güçlü bir ülke. Kendi yaralarını sarabilecek kapasiteye sahip olan bir ülke. Bütün olanaklar belli bir sağlıklı koordinasyon içerisinde yürütüldüğünde bütün sorunlarımızı çözebileceğimizi görüyoruz. Diyarbakır bunu yaptığına göre diğer illerde de Türkiye genelinde de bunu yapmak mümkün. Siyasetin de bu şekliyle bürokrasi ile koordine olması ve bu işi yürütmesi lazım. Buradaki aksaklıkların olduğunu görüyoruz zaten. O aksaklıkların giderilmesi için biz değil halk konuşuyor. Televizyonlar bir şekliyle halkın taleplerini yansıtıyor. Bizim gezmemizin temel nedeni elbette halkın derdini dinlemek. Ama daha önemli olan halkın kendi derdini medya aracı ile siyasal iktidara, Türkiye’ye duyurmuş olması. Bizim de en büyük beklentimiz bu taleplerin ülkeyi yönetenler tarafından da duyulmuş olması. Türkiye genelinde bir yardım seferberliği başlatıldı. Devam ediyor. Eğer kısa süre içerisinde insanlara sıcak bir mekan bulunabilirse daha sonra atılacak adımlarla insanların rahat yaşayabileceği bir mekana sahip olmaları iktidarın bu konuda ciddi adımlar atmasını bekliyoruz. Büyükşehir belediye başkanı arkadaşlarımla beraber geldik. Benim taşıdığım duyarlılığı doğal olarak onlar da taşıyorlar. Diğer belediye başkanı arkadaşlarım gibi. Sonuçta yaşanan felaketi bir şekliyle telafi etmek zorundayız. Ölenleri geri getiremeyiz ama en azından hayatta kalanların daha sağlıklı, güzel bir ortamda hayatlarını sürdürebilmeleri için çaba harcamak zorundayız. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyoruz" diye konuştu.

'CİDDİ BİR KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ VAR'

Kılıçdaroğlu, buradaki konuşmasının ardından Tesisler kavşaktaki Serin Apartmanı’nın enkaz alanına geldi. Yaptığı incelemeden sonra ailelerle görüşüp bilgi alan Kılıçdaroğlu, buradaki konuşmasında CHP olarak yaptıkları incelemede koordinasyon eksikliğinin olduğunu belirterek, "Kentlerimizi geziyoruz. Acıyı yaşayan vatandaşlarımızla kucaklaşıyoruz. Dertlerine derman olmaya çalışıyoruz. CHP olarak büyükşehir belediye başkanlarımızla beraber bu geziyi gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, Türkiye’deki bütün belediyelerimiz ellerinden gelen bütün katkıyı veriyorlar. Acımız derin. Yaralarımızı sarmalıyız. Bunu birlik ve bütünlük içinde yapmalıyız. Ama asıl sorumlu olan, sorunu çözecek olan doğal olarak iktidardır. Alanda gördüğümüz; şu ana kadar ciddi bir koordinasyon eksikliğinin varlığı ve bu koordinasyon eksikliğinin şu ana kadar giderilememiş olması. Olayı çözemedikleri için, olayı çözme konusunda güçlü bir irade koyamadıkları için yaşanan sorunlar derinleşiyor. Üzülerek ifade edeyim, derinleşiyor. Ve gittiğimiz yerlerde insanlar soğukta titriyorlar, çadır istiyorlar. Pek çok ihtiyaç var ve bu ihtiyaçların karşılanmasını istiyorlar. İhtiyaçlar karşılanmadığı sürece insanlarda bir umutsuzluk çıkıyor ortaya. Bunun, bir şekliyle giderilmesi lazım" dedi.

'ELİN OĞLU ÇÖZÜYOR DA BİZ NİYE ÇÖZEMİYORUZ?'

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir şeyi beceremeyince, ortaya başka bir hedef koyuyorlar. Efendim, ‘Asrın felaketi.’ Asrın felaketi demek, şu demektir: ‘Asrın felaketi ile karşı karşıya kaldık. Biz asrın felaketi karşısında, çaresiz kaldık. Sorunu çözemiyoruz.’ Elin oğlu çözüyor da biz niye çözemiyoruz? Bana söyler misiniz? Nasıl olur da bir algı operasyonu ile olayı çok fazla büyütüp, arkasından sıyrılmak, sorumluluktan kurtulmak istiyorlar? Hayır. İktidarı yönetenlerin ciddi bir sorumluluğu vardır. Sorumluluklarının farkına varmak zorundadırlar. Kovid oldu, beş maskeyi dağıtamadınız. Şimdi Türkiye bir deprem gerçeği ile karşı karşıya, bu sefer efendim, ‘asrın felaketiyle karşı karşıyayız, yani bir şey yapamıyoruz.’ Hayır efendim. Bizim belediye başkanlarımız eğer kısa süre içinde bütün engellemelere rağmen, tüm felaket bölgelerine ulaşmış ve halkla kucaklaşmışsa, devasa Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetiyorsun kardeşim, neredesin sen? Neredesin? Çekil, sarayına otur. Bırak bu millet, kucaklaşarak bütün sorunlarını çözer. Nitekim, Türkiye seferber olmuş vaziyette. Herkes sorunu çözmek istiyor. Her gittiği yerde insanlar, engellerle karşılaşıyorlar. Bırakın engelleri. Bu felaketin, bir an önce bitmesi için, insanların sorunlarının çözülmesi için çaba harcayan güvenlik güçlerimize, askerlerimize, AFAD çalışanlarına, sivil toplum kuruluşlarına, meslek kuruluşlarına; bütün gönüllülere yürekten teşekkür ediyorum. Bunlar bütün engellemelere rağmen, başarı ile görevlerini yapmaya çalışıyorlar. Hepinizin huzurunda bunlara yürekten teşekkür etmek, CHP’nin Genel Başkanı olarak da benim görevimdir."

ENKAZ ALANINDA HDP EŞ GENEL BAŞKANI PERVİN BULDAN İLE GÖRÜŞTÜ

Depremzedeleri ziyaret eden Kılıçdaroğlu daha sonra Yenişehir ilçesinde yıkılan Sözel Apartmanı’nın enkazına gelerek, burada bulunan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ile görüşerek bilgi alışverişinde bulundu.

HDP’li Buldan, Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde, siyasi görüşü ne olursa olsun dayanışma ruhunun olduğunu belirterek, "Acımız yaralarımız aynı, ancak şunu da ifade etmek isterim ki iktidarın bu depremde bu afette enkazın altında kaldığını belirtmek isterim. Enkazın altında insanlar çıktı bu depremde. Umut var. Hepimizin acısı aynı, yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Şu da bir gerçek ki enkazın altından insanlık çıktı. Siyasi görüşü ne olursa olsun, mezhebi ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun insanlar bir dayanışma ruhuyla birbirlerine sahip çıktılar. Hayatta kalmamızın tek sebebi bu, bizi belki de toplumu güçlendirecek olan da bu ruhtur. Yaramız ve acımız çok büyük, bu yaraları ve acıları en kısa zamanda sarmak ve tedavi etmek umudundayız. Diyarbakır gibi bir kentte belki çok fazla yıkım yok ama enkazın altında hala insanlar var. İlk günden beri bütün imkanlarımızı seferber ettik ancak görüyorsunuz belediye eş başkanlarımız cezaevinde ve onların yerine kayyumlar atandı. Belediyelerimiz gasbedildi. Bu durum olmamış olsaydı bu yaralar çok daha çabuk sarılmış olacaktı. Kısacası hepimize geçmiş olsun. Hepimizin başı sağ olsun" dedi.

Kılıçdaroğlu da, Buldan’a "Gerçekten Türkiye’de herkesin kalbi bu bölge için atıyor. Deprem bizi, toplumu birbirine kenetledi. Acıları sarmak istiyoruz. Beraber olmak istiyoruz. Birlikte olmak istiyoruz. Acıları paylaştığımız zaman azaltabileceğimize inanıyorum. Binaların sağlıklı yapılmaması, düzenli kontrol edilmemesi, bu sorunlar var. Ama asıl büyük sorun, depremin yaşandığı bu ortamda sağlıklı ve tutarlı bir koordinasyonun olmamasıdır. Bu koordinasyonun olmamasının getirdiği acılar var. Bu vesileyle enkaz kaldırma çalışmalarında çalışan, emek harcayan AFAD, sivil toplum örgütleri, siviller var. Hepsine teşekkür ediyoruz. Deprem bölgesindeki bütün illeri gezdim, acıları gördüm. Acılar hepimizin ortak acısı, siz de ifade ettiniz. Ortak acıyı paylaşacağız. İnşallah Türkiye bir daha benzer sorunlarla karşı karşıya kalmaz. Yaralar da umarım kısa süre içerisinde sarılır" diye cevap verdi.